Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada ortalama olarak her 7 yılda bir kuraklık görüldüğüne işaret eden Pakdemirli, "Bu sebeple toplumun refah seviyesini yükselten sulama projelerinin öncelikli olarak ve süratle hayata geçirilmesi gerekir. Bunu yaparken de su zengini bir ülke olmadığımız için tasarruflu sistemleri tercih etmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Pakdemirli, su kaynaklarının 40 milyar metreküpünün yani yüzde 74'ünün sulama amaçlı, geri kalanının ise içme, kullanma ve sanayi suyu olarak kullanıldığını, bu nedenle en büyük tasarrufun sulamada yapılabileceğini ifade etti.
- "Yüzde 60'ın üzerinde tasarruf yapılabiliyor"
Türkiye'de ekonomik olarak 8,5 milyon hektar sulanabilir alan bulunduğuna dikkati çeken Pakdemirli, şunları kaydetti:
"6,65 milyon hektar alan şu an sulanabiliyor. 2019 yılı itibarıyla ülkemizde sulamaya açılan bu alanların yüzde 34'ünde klasik (vahşi), yüzde 38'inde kanaletli ve yüzde 28'inde kapalı sistem (borulu) sulama yapılıyor. 2003 yılı öncesinde kapalı sistem sulama oranı yüzde 6 idi. 2003'ten itibaren eski sistemleri terk ederek modern sulama sistemlerini hayata geçirmeye başladık. Borulu sistemlerle yapılan yağmurlama ve damlama metodlarıyla sulamada yüzde 60'ın üzerinde tasarruf yapılabiliyor."
Pakdemirli, kapalı sistem basınçlı borulu sulamaya geçilmesiyle iletim kayıplarının en aza indirildiğini de bildirdi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
