Konutlarda ısınma amaçlı enerji tüketimiyle kaybedilen ısı enerjisi karşılandığını aktaran Altun, “Ortam ile yüzey sıcaklıklarını konfor şartlarının gerektirdiği seviyelerde tutabilmek temelde hedeflenmektedir. Isınma sırasında tüketilen bu enerji çevreye kaybedilmekte ve kıt enerji kaynaklarımızla çevre kirletilmektedir. Diğer bir ifadeyle, yanlış ve bilinçsiz cihaz kullanımı ile enerji için harcanan miktarın bir kısmı israf edilmektedir. Diğer bir deyişle havayı ısıtmaya ve çevreyi kirletmeye harcanmaktadır. Bu nedenle hem ülkemiz hem kendi cebimiz hem de çevremiz için ısınma amaçlı enerji tüketimimizin mümkün olan en az düzeye indirilmesi gereklidir. Kısacası, ısınma amaçlı kullanmış olduğumuz cihazların ekonomik, güvenli ve çevreyi koruyucu şekilde işletilmesi ana amacımız olmalıdır” ifadelerini kullandı.
Yalıtımın önemi
Bina yalıtımı yapılırken ısı kaybına müsait geniş yüzeylerin yanı sıra muhtemel ısı köprülerine de gereken önem verilmesi gerektiğini anlatan Altun, “Binaların pencerelerinden yüzde 10-25, tavanlarından yüzde 25, döşemelerinden yüzde 10, dolgu duvarlarından yüzde 15-25, ısı köprülerinden yüzde 20-50 ısı kayıpları söz konusudur. Isı yalıtımı hem ekolojik hem de ekonomik açıdan yararlı ve çok kısa sürede geri kazanılan bir yatırımdır. İyi bir yalıtımla yapı maliyetinin küçük bir kısmını oluşturan yalıtım giderleri, kendini çok kısa sürede amorti edebilmektedir” diye konuştu.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.