Burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kullandığı enerjinin yüzde 70-75 aralığındaki kısmını ithal ettiğini anlatan Dönmez, "Elektrik üretimi açısından baktığınızda ise yüzde 50'ler seviyesinde. Yani elektriğimizin yüzde 50'sini yurt dışından getirdiğimiz doğal gaz ve kısmen ithal kömürle karşılıyoruz." diye konuştu.
Dönmez, son dönemde özellikle yerli ve yenilenebilir kaynaklara dayalı elektrik üretim miktarının giderek artmasının sevindirici olduğunu belirterek, geçen yıl yüzde 50'ler seviyesine gelindiğini, bu sene ocak ayında yüzde 60'lara çıkarttıklarını vurguladı.
Türkiye'nin önemli bir enerji kaynağının da yerli kömür olduğuna değinen Dönmez, "Yer altındaki kömür keşfimizi yaklaşık 19-20 milyar tona kadar çıkarttık ancak yıllık üretimimiz 100 milyon ton civarında. O da geçtiğimiz yıl cumhuriyet tarihinde bir rekor kırarak elde ettiğimiz bir üretim. Geçen sene 101,5 milyon ton kömür ürettik. Bunun önemli bir kısmını elektrik santrallerinde elektrik üretimi için kullanıyoruz." ifadesini kullandı.
- Yıllık 44 milyar dolar enerji ürünü ithal ediliyor
Türkiye'nin enerji ithal eden bir ülke olduğunu dile getiren Dönmez, sadece enerji ürünleri ithalatı açısından bakıldığında son 10 yıl ortalamasında yıllık yaklaşık her yıl 44 milyar dolarlık bir enerji ürünü ithalatının bulunduğunu, 8-10 milyar dolarlık da maden ithal edildiğini, bazı ürünlerde ihracat da yapıldığını aktardı.
Dönmez, Türkiye'nin son dönemde petrol ve doğal gaz arama çalışmaları da yapmaya başladığını anımsatarak, şöyle devam etti:
"Özelikle petrol ve doğal gaz aramacılığı konusunda da tüm imkanları seferber etmek suretiyle buradaki rezervlerimizi arttırma yolunda da kararlılıkla ilerliyoruz. Nitekim bu kapsamda bir sondaj gemisi satın aldık. Adını 'Fatih' koyduk. Antalya açıklarında da şu anda sondajına devam ediyor. Akdeniz'deki sondajda yaklaşık 4 bin 200-4 bin 300 metrelere ulaştık. Hedef 5 bin-5 bin 500 metre kadar. İnşallah birkaç hafta içerisinde kaynak noktasına da ulaşmış olacağız ve var mı, yok mu bileceğiz."
Ekonomik gelişmeler
Türkiye'nin ekonomisinin geçen yıl temmuz-ağustos ayında bir girişimle karşı karşıya kaldığını hatırlatan Dönmez, "Onu göğüsledik. Daha sakin bir dönem geçiyoruz. Şunu rahatlıkla ifade edeyim, zamanında alınan tedbirlerle yeni ekonomi programı kapsamında beklediğimizden daha kısa sürede atlatacağımız kanaatindeyim. Nitekim Merkez Bankamız da bu seneki, gerek enflasyon beklentisini, gerek döviz kurundaki beklentilerini tekrar revize etti. Daha makul seviyelere çekti." şeklinde konuştu.
Bakan Dönmez, Türkiye'nin madencilik sektörünün sadece ham madde üreten ve satan değil aynı zamanda, ara mamul, uç ürün üreten bir sektör olması için de modellemeleri yenileyerek geliştirdiklerini anlattı.
"Katma değeri yüksek ürünlere yönelmemiz gerekiyor"
Buna öncülük yapan kuruluşlardan birisinin Eti Maden olduğunu dile getiren Dönmez, şunları kaydetti:
"Borun, dünyadaki bor kaynaklarının yüzde 73'ü bizde. Dünyaya satılan borun da aşağı yukarı yüzde 59-60'ını da biz satıyoruz ama sadece ham madde olarak satmak da istemiyoruz. Ara mamul ve uç ürün de üretip daha katma değerli ürünleri dünya pazarına sunmamız lazım. Maden sektöründe şöyle bir oran var. Ham maddeyi bire satıyorsanız ara mamulde 7-8 kat değer artırabiliyorsunuz. Uç üründe bu çok daha değişken en az 25 kat hatta bazen 100 kat, bin kat artan ürünler de olabiliyor. Bizim, ülke olarak milli geliri artıracaksak uç ürünlere, katma değeri yüksek ürünlere yönelmemiz gerekiyor. İnşallah bu konuda Eti Maden de başta olmak üzere diğer kuruluşlarımızla da önemli projelerimiz var."
Bakan Dönmez, konuşmasının ardından toplantıya katılan iş insanları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin sorularını yanıtladı.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
