İSTANBUL (AA) - FATİH TÜRKYILMAZ- AİŞE HÜMEYRA BULOVALI - İspanyol asıllı ödüllü yönetmen Oliver Laxe, eserlerinde gelenek ve moderni kullanmanın kendisi için çok önemli olduğunu söyleyerek, "Bir sinemacı olarak benim içimde, geleneğin ve modernitenin ordusu savaşıyor. Bu savaş benim sanatımın bir kısmını ortaya çıkarıyor." dedi.
İlk uzun metrajlı filmi "Hepiniz Kaptansınız" ile prömiyerini yaptığı Cannes Film Festivali'nde FIPRESCI ödülü alan, uluslararası birçok festivalden de ödüllerle dönen Laxe, çektiği filmlerdeki yaklaşımını, Türkiye'de film çekme hayalini ve sinemaya ilişkin düşüncelerini AA muhabirine değerlendirdi.
Fransa'da dünyaya gelen Laxe, sinemacı kimliğiyle kendisini insanlığa karşı bir aktarıcı olarak gördüğünü belirterek, "Bir sinemacı olarak benim içimde, geleneğin ve modernitenin ordusu savaşıyor. Bu savaş benim sanatımın bir kısmını ortaya çıkarıyor. Kendimle ilişkilendirdiğim duyguları aktarmak istiyorum. Sanırım ben kırılganların askeriyim. Güzellik de çoğu zaman kırılganlıktır. Biz bu anlamda film yaparak, yok olacağını bildiğiniz bir şeyi yakalamaya ve paylaşmaya çalışıyoruz." diye konuştu.
- "Film yaparken, film izlememe orucu tutarsın"
Sinemanın kendisi için bir ayna olduğunun altını çizen yönetmen, şu bilgileri verdi:
"Sinema, neyin ne olduğunu bilmeme yardımcı oluyor. Benim sinemacı olarak yolculuğum aslında kendimi keşfetme yolculuğu. Çok fazla film izledim. Ama sinemayı takip etmiyorum. Festivallere gittiğimde ve seyahate çıktığımda film izlerim. Bunu biraz yemek yemeye benzetiyorum. Film yapmaya başladığında başka filmleri izlememe orucu tutarsın. Onun tadının kalmasını istemezsin."
Laxe, "avangart" kavramının geleneğin tam tersi anlamına geldiğine işaret ederek, "Avangart geleneği geleceğe taşır. Günümüzde sinema ya da sanat yapmak aslında bunun için kullanılır. Bence sinema, geleneğin büyük ve önemli olduğu ülkelerde bu çağa en güzel cevaptır. Sanatçılar ve gelenekler arasındaki ayrılığın nedenlerinden biri de bu sanatın (sinemanın) nefes almaması ve titreşmemesidir. Doğmadan önce biraz ölümdür." değerlendirmesinde bulundu.
- "Sanat eserini hissetmek zorundayız"
Türkiye'nin geleneksel bir yapıya sahip olduğunu kaydeden yönetmen Laxe, sanatta geleneğin çok önemli olduğuna dikkati çekti.
Oliver Laxe, Türkiye'de de film yapmak istediğini sözlerine ekleyerek, şunları kaydetti:
"Türkiye dünyanın merkezlerinden biri. Benim için mükemmel olur. Burada ve İran'da gelenek çok önemli. Ben gelenekle bir bağ hissediyorum. Çünkü ben kırsaldan bir adamım. Ailem Endülüs kırsalından geliyor. Yani köylüleri, çalışan insanları gördüğümde, kendimi evimde gibi hissediyorum. Benim film tarzım da böyle."
Bir sanat eserini ya da filmi, anlamaktan öte hissetmek gerektiğini söylen Laxe, "Maalesef biz sanat eserini anlamaya çalışıyor, anlamamız gereken bir şey olduğunu düşünüyoruz ve bence bu bir hata. Anlamak zorunda değiliz. Aslında hissetmek zorundayız." ifadelerini kullandı.
Kasım ayında gerçekleşen "7. Alemlere Rahmet Uluslararası Kısa Film Festivali"nde gösterilen "Mimozalar" filmini izleyenlerin anlamadığını aktaran Laxe, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bazı izleyicilerin filmimi anlamadığını biliyorum. Yani biraz kaybolmuş gibiydiler ve bazı seyircilerin anlamasalar bile bir şeyler hissettiklerini de biliyorum. Ancak onlar da sinemadaki bu duyusal yaklaşıma açıklar. Ben gerçekten bir kültürün mükemmelliğini ve bunun arkasındaki değerleri çağrıştıran bir film yapmak istedim. Film ile izleyicinin gördüğü arasında bir gizem var. Bir şey olur ve film izleyiciyi değiştirebilir. Filmin izleyicilerde bunu yapıp yapmadığını bilmiyorum ama niyetim seyircinin kalbini açmaktı sadece. Sonuç olarak eğer bir kalp açmak ya da birini uyandırmak istiyorsan kendin uyumamalısın."
Kaynak: