İSTANBUL (AA) - Anadolu Ajansının Global İletişim Ortağı olduğu "8. Alemlere Rahmet Uluslararası Kısa Film Festivali"nin ikinci gününde düzenlenen "Yönetmen Kumaşı" başlıklı söyleşide, yazar Tarık Tufan ile yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun tecrübelerini seyirciyle paylaştı.
Atlas 1948 Sineması'nda gerçekleştirilen etkinlikte, yazar Tufan, filmlerini değerlendirmek üzere soru soranların, kimi zaman bunu onay almak ve yüceltilmek isteğiyle yaptığını ifade etti.
Tufan, yönetmenin bir anlamda tasarım ortaya koyduğunu ve geri dönüşler sağladığını, bu nedenle bütün algılarının açık olmasının gerektiği değerlendirmesini yaptı.
Sinema sektörüne ilişkin notlar paylaşan Mahmut Fazıl Coşkun ise festivallerin tek kriter olmasalar da sinemacıları teşvik noktasında öneminden bahsetti.
Coşkun, esprili bir dille yönetmeni hiçbir şey yapmayan ama sonunda "bu benim filmim" diyen kişi olarak tanımlamanın mümkün olduğuna işaret ederek, oyuncudan kurgu ekibine birçok ismin bir araya gelerek bir yapım oluşturduklarının altını çizdi.
Yönetmenliğin, küçük şeyleri merak etme duygusundan doğduğunu belirten Coşkun, "17. yüzyılı baştan sona bilmiyorum ama oradan bir detayı alabiliyorum. İnsan hiçbir şeye kendisini kapatmamalı, kendi ilgisini keşfetmeli." diye konuştu.
Mahmut Fazıl Coşkun, farklı sanat dallarına ilginin, üretimi ya da başarıyı arttırabileceğini söyleyerek, başarılı yönetmenlerin ortak yanının özgünlük olduğunu vurguladı ve "yönetmen kumaşı" yerine "sanatçı kumaşı" demenin daha doğru olacağını ifade etti.
Festivalin ikinci gününde ayrıca Atlas 1948 Sineması'nda özel seçkide yer alan Yaser Talebi'nin "I Won't Remain Alone", Lucas Trochet'in "And Then, the Silence", Feyzi Baran'ın "Huzur Çiftliği" ve Hüseyin Enes Balcı'nın "Yas Provaları" filmleri seyirciyle buluştu.
8. Alemlere Rahmet Uluslararası Kısa Film Festivali'nin ikinci gününde "Andrei Tarkovski: Bir İbadet Olarak Sinema" gösteriminin ardından Murat Pay ve Enver Gülşen bir söyleşi gerçekleştirdi.
Enver Gülşen, belgeselin oldukça iyi bir derleme olduğu yorumunu yaparak, "Tarkovski konuşsaydı neler söylerdi?" sorusunun yansıtıldığını ifade etti.
Shakespear'in başyapıtlarından "Hamlet"teki çivisi çıkmış dünyanın, çivisini yerine koyma düşüncesini, Tarkovski sinemasına uyarlamanın mümkün olduğuna işaret eden Gülşen, Tarkovski'nin filmlerinin her birinin dünyadan bir parça sunduğunu anlattı.
Gülşen, Tarkovski'nin insanlığın derdinin tespitini yapmaya çalıştığını aktararak, "Tarkovski sineması, manevi sıkıntıya bir umut olabilme çabasıdır." dedi.
Murat Pay ise 1990'ların sonunda tanıştığı Tarkovski'nin "Aynalar" filmini ilk başta anlayamasa da sevdiğini ve bunu anlayana kadar çalıştığını belirtirken, "Günün sonunda anladığım, bunu anlayamıyor olmam filmin güzel tarafıymış." diye konuştu.
Tarkovski'nin bir dönem kendilerine perde oluşturduğunu ifade eden Pay, onun yol gösterici bir sinemacı mı bu filmleri yapma diyen bir sinemacı mı olduğunu düşündüklerinden bahsetti.
8. Alemlere Rahmet Uluslararası Kısa Film Festivali'nin programlarına "www.alemlererahmetfilm.com" adresinden ulaşılabilir.
Kaynak: