ADEN (AA) - ABDULLAH AHMED - Uzmanlar, Yemen'de Cumhurbaşkanı Abdurrabu Mansur Hadi'nin "sürpriz" bir kararla yetkilerini yeni kurulan Başkanlık Konseyi'ne devrettiğini duyurmasıyla başlayan yeni sürecin ülkedeki Husi karşıtı güçleri birleştirebileceğini belirtiyor.
Hadi'nin Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da dün kurulduğunu açıkladığı ve danışmanı Reşad el-Alimi başkanlığındaki 8 üyeden oluşan Başkanlık Konseyi'nde; Yemen'deki aktif güçlerden Güney Geçiş Konseyi Başkanı Aydarus Kasım ez-Zebidi, Amalika Tugayları komutanı Abdurrahman Ebu Zer'a, Muha kentindeki Ulusal Direniş Güçleri komutanı Tarık Muhammed Salih ve Marib Valisi Sultan Ali el-Arade gibi asker ve bürokratlar yer alıyor.
Körfez İşbirliği Konseyinin (KİK) ev sahipliğinde Riyad'da düzenlenen ve 10 gün süren Yemen istişare görüşmelerinin kapanışından kısa süre önce kurulduğu duyurulan Başkanlık Konseyi, 2012'den beri Yemen Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Hadi sayfasının kapandığı anlamına geliyor.
Yemenli uzmanlar, ülkede yeni bir dönemin başlangıcı olması ve meşru güçleri aynı çatı altında birleştirmesi beklenen Başkanlık Konseyi ile ilgili görüşlerini AA muhabirine aktardı.
- Yemen'de meşru oluşumlar arasındaki siyasi çatışmalar sona erebilir
Yemen'in İslami eğilimli en büyük hareketi olan Islah Partisi'nin Medya Ofisi Başkanı Ali el-Ceradi, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, Alimi liderliğindeki Başkanlık Konseyi'nin Yemen'deki meşru oluşumlar arasında yaşanan siyasi çatışmaları sona erdireceği görüşünü paylaştı.
Başkanlık Konseyi'nin Yemen'de Husiler ile mücadelede siyasi çabaları ve askeri oluşumları birleştirme umudunu tazelediğini kaydeden Ceradi, Konsey'in kurulmasının Yemen devletinin restorasyonu ve istikrarın sağlanması açısından çok önemli olduğunu vurguladı.
- Başkanlık Konseyi, sahadaki aktif güçleri temsil ediyor
Yemen'in Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Temsilcisi Muhammed Cumeyh de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Başkanlık Konseyi'nin kurulmasını memnuniyetle karşıladığını ifade etti.
Başkanlık Konseyi'nin sahadaki aktif güçleri temsil ettiğini ve dengelediğini belirten Cumeyh, Konsey Başkanı Alimi'nin de uzlaştırıcı bir askeri ve siyasi figür olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Cumeyh, şunları kaydetti:
"Başkanlık Konseyi, Yemen'deki çözümün bir Arap çözümü olduğunun ve krizin uluslararası boyuta taşınmasının durumu daha da karmaşık hale getirdiğinin kanıtıdır."
- Konseyin kurulma hedefi ülkeyi barışa götürmek
Yemenli gazeteci Ali el-Fakih, Riyad'daki görüşmelerle eş zamanlı olarak kurulan Başkanlık Konseyi'nin hedefinin ülkeyi savaş halinden barışa götürmek olduğunu söyledi.
Barışın sağlanmasının Husilerin BM ve uluslararası tarafların sunduğu önerilere vereceği tepkilere bağlı olduğunu ifade eden Fakih, "Sahadaki durum sıkıntılı. Husiler, tek bir güç olarak Yemen topraklarının geniş bir parçasına sahipken meşru güçler, kopuk ve parça parça. Bu da meşru güçlerin sahadaki gücünü olumsuz etkiliyor." dedi.
Başkanlık Konseyi kurulması kararının, meşru güçler cephesindeki tarafları birleştirmeyi de hedeflediğini aktaran Fakih, bu adımın ayrıca Husileri barış için sunulan önerilere ikna etme çabası olduğunu kaydetti.
- Husi karşıtı cephedeki "ayrılık" sorununa çözüm
Siyasi analist Bera Şeyban, Başkanlık Konseyi'nin Husi karşıtı cephedeki ayrılık sorunlarını çözdüğünü belirtti.
"Başkanlık Konseyi'nin oluşturulması, ülkede çatışmaların başladığı tarihten bu yana en önemli gelişme ve Husi karşıtı cephedeki ayrılık sorunlarını çözüyor." diyen Şeyban, Konseyin sahadaki tüm güçleri yeterince temsil ettiğini, bu nedenle Yemenlilerin bu anlaşmanın sahadaki duruma nasıl yansıyacağını merak ettiğini söyledi.
Konseyin birincil amacının "Husilere karşı savaşan cepheyi birleştirmek" olduğunu dile getiren Şeyban, atılan adımın "devlet kurumlarının içeriden yeniden çalışmalara başlaması, ciddi müzakereler ya da askeri operasyon yoluyla siyasi çözüm konusunda Husiler üzerinde baskı oluşturma" hedefi de taşıdığını kaydetti.
Bu adımın Yemen'deki krizi çözeceği veya daha da karmaşıklaştıracağı gibi iki ihtimalin söz konusu olduğunu ifade eden Şeyban, bunun da sahadaki gelişmelere ve Konseyin süreci idare gücüne bağlı olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: