İSTANBUL (AA) - Yabancı futbolculara yönelik "icra tebligatı" dolandırıcılığı suçundan yargılanan sanık Değer Okşar "nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs" suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılırken, diğer 4 sanık beraat etti.
İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki karar duruşmasına, menajerlik yapan tutuksuz sanıklar Değer Okşar, Yalçın Fatih İlek ve İskender Çam ile Hurşit Ünözkan katıldı. Duruşmada Hugo Rodallega'nın da aralarında bulunduğu müdahil futbolcuları ise avukatları temsil etti.
Duruşmada söz verilen tutuksuz sanık Hurşit Ünözkan, mütalaaya katıldığını dile getirerek, beraatini talep etti.
Sanık Değer Okşar da Rodallega'dan alacaklı olduğunu, müştekinin borcunu ödememek için asılsız iftirada bulunduğunu iddia ederek, beraat talebinde bulundu.
Sanık Yalçın Fatih İlek, 155 gün cezaevinde kaldığını belirterek, kendisinin futbolculara para kazandırdığını ve masum olduğunu öne sürerek beraat kararı verilmesini istedi.
Yaklaşık 20 yıldır FİFA'da menajerlik yaptığını belirten sanık İskender Çam, hatırla bu oyuncuları transfer etmek için Portekiz'e gittiğini, aileleriyle beraber aynı uçakla geldiğini, kendi dillerinden telefonlarına mesaj attığını, fakat futbolcuların kendisini tanımadığını söylediğini anlattı.
Çam, futbolcuların borçlarını ödememek için yalan söyledikleri ve bunun ortaya çıktığını iddia ederek, bu olayda kendisinin mağdur olduğunu söyledi.
Son sözleri sorulan sanıklar, beraat taleplerini dile getirdi.
Dosyayı karara bağlayan mahkeme heyeti, tutuksuz sanık Değer Okşar'ın "nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs" suçundan 2 yıl 6 ay hapis ve 11 bin lira adli para cezasına çarptırılmasına hükmederken, diğer sanıklar hakkında beraat kararı verdi.
- İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve futbolcular Hugo Rodallega Martinez, Deivson Rogerio Da Silva, Silvestre Manuel Gonçalves Varela, Luis Francisco Grando, Marvin Renato Emnes ve Manuel Mrouan da Costa Trindade'nin "müşteki" sıfatıyla yer aldığı iddianamede, yabancı futbolculara icra takibi başlattığı öne sürülen 3 sanığın "kamu kurum ve kuruluşlarının aracı olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık", sahte tebligatları yaptığı ileri sürülen iki posta memurunun ise "görevi kötüye kullanma" suçundan cezalandırılmaları isteniyordu.
Kaynak: