VİRÜS HALA VÜCUDUNUZDAYSA ORUÇTAN UZAK DURUN
İlave kronik hastalığı olmayan kişilerin kısa süreli açlık durumları immun sistem zafiyeti oluşturmadığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Sedat Özdemir, şu uyarılarda bulundu;
“Sağlıklı bireylerin oruç tutması, Kovid-19 enfeksiyonu açısından bir risk teşkil etmemektedir. Ancak kronik rahatsızlığı olanlar ile halen Kovid-19 virüsü ile enfekte olan kişilerin oruç tutmaları immun sistemleri açısından çok riskli bir durumdur. Testi pozitif çıkan hastalar, nasılsa hastalığı hafif veya belirtisiz geçiriyorum diye tam iyileşmeden, keyfi bir şekilde ilaçları kullanmayı ihmal ederek oruç tutmamalıdır. Ayrıca bağışıklık sistemlerini güçlü tutmalı ve virüsün yayılımını kolaylaştırarak ölüme davetiye çıkarmamalılar” dedi.
TAM İYİLEŞMİŞ KORONAVİRÜS HASTALARI ORUÇ TUTABİLİR
Klinik ve laboratuvar olarak tam iyileşmiş olduğu görülen Kovid-19 enfeksiyonu geçirmiş kişilerin ise oruç tutmasında bir sakınca olmadığının altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Sedat Özdemir, “Etkili bir immun sistem için sağlıklı beslenme kadar yeterli sıvı alımı da önemlidir. Bu yüzden oruç tutulan dönemde yeteri kadar sıvı alımına dikkat edilmelidir. Yine fiziksel aktivitelerin de immun sistemi canlı tuttuğu unutulmamalıdır” dedi.
AŞIRI SICAK YA DA SOĞUĞA DİKKAT
Aşırı sıcak ya da soğuk gibi dış etkenler, beslenme, kimyasal maddeler, ilaçlar ve bazı hastalıklar gibi nedenlerin immun sistemi etkileyerek vücudun mücadelesini zayıflatabileceğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Sedat Özdemir, immun sistem için elzem olan vitaminlerin ya da minerallerin tam olarak alınamadığı beslenme bozukluğu durumları ile kanda glükoz seviyesinin yüksekliğiyle seyreden şeker hastalığında immun sistem fonksiyonlarının bozulduğunu söyledi.
Birçok viral hastalık gibi Kovid-19’un da bağışıklık sistemi zayıf olan kişileri kolayca enfekte ettiğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Sedat Özdemir, “Yine immun sistemlerin zayıflamasına neden olan kronik hastalığı olan kişilerde Kovid-19’un daha sık görüldüğü, bu kişilerin hastalığı daha ağır geçirdiği izlenmiştir. Hastalığın tedavisinde immun sistemi güçlendirmek ana hedef olmakla birlikte en başarılı yöntemdir” ifadelerini kullandı.
DİYABET HASTALARI KORONAVİRÜSÜ AĞIR GEÇİRİYOR
Diyabet hastalarının salgından daha çok etkilendiğine de dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Özdemir, “Kanda şeker seviyesinin yüksekliğiyle diyabet ortaya çıkıyor. Kanda şeker seviyesi yüksek olunca kılcal damarlarda ve daha büyük damarlarda dolaşım bozukluğu meydana geliyor. Damarın iç yapısı bozularak pıhtılaşmaya meyil ve damar tıkanıklığının olduğunu görüyoruz. Şeker hastalarında vücut savunma sistemini de zayıflıyor. Yara iyileşmeleri sağlıklı insanlara göre daha geç oluyor. Kovid-19 virüsü kanda pıhtılaşmaya olan meyli artırıyor. Kan bozuluyor ve çok çabuk pıhtılaşıyor. Bu nedenle birtakım problemler yaşanıyor” dedi.
YETERİNCE SIVI TÜKETİMİ ÖNEMLİ
Diyabet ve obezite hastalarının vücut savunmaları güçlü olmadığı için koronavirüsü daha ağır geçirdiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Özdemir, “Özellikle bu dönemde bağışıklık sistemini güçlü tutmalıyız. Diyabet hastalarının ilaçlarını düzenli kullanmaları, diyetlerine ve ne yediklerine dikkat etmeleri gerekiyor. Şeker seviyelerini sık sık kontrol etmeleri, sıvı alımlarını artırmaları önemli. Hijyen ve mesafe kuralarına uymaları şart. D, C ve B vitaminlerini düzenli kullanın. Kovid-19 atlattıysanız, yeterince sıvı almalısınız. Oruç tutacaksanız iftardan sahura kadar 1,5-2 litre su içmelisiniz. Böylece vücutta birikmiş olan toksinleri atarsınız. Sebze ve meyve ağırlıklı beslenmeye dikkat edin, bağışıklığınızın yükselmesine destek olacaktır” diye konuştu.
Kaynak: