İZMİR (AA) - İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran, suyun insan için önemini vurgulayarak, "Günde 3 litre su içmesi önerilen bizler tarımdan hayvancılığa yaşamın her ekseninde suya bağımlı olarak yaşıyoruz. Bunun için suya ihtiyacımız var." dedi.
Prof. Dr. Baran, Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilen Uluslararası Gediz ve Ege Nehir Havzaları Sempozyumu'nun açılışında, bilim insanlarının uyarısının karar vericilerce dikkate alınması halinde felaketlerin önünün alınmasının sağlanabildiğini söyledi.
Bugünün dünyasında en önemli anahtar kelimenin "sürdürülebilirlik" olduğunu, Birlemiş Milletler'in 2000'li yıllara kadar önerdiği 8 sürdürülebilir kalkınma hedefi bulunduğunu belirten Prof. Dr. Baran, bunların önemli oranda gerçekleştirildiğini ancak daha sonra 17 hedef belirlendiğini anımsattı.
Bu hedeflerin Kovid-19 salgınıyla gerçekleştirilemediğini dile getiren Baran, "Çünkü insan türünün sürdürülebilirliği risk altına girdi. İnsanoğlunun türünün devamını korumayı tartışmaya başladık." diye konuştu.
Baran, yaşamın su olduğunu, insanın vücudunun 3'te 2'sinin sudan oluştuğunu anımsatarak, şöyle devam etti:
"Günde 3 litre su içmesi önerilen bizler tarımdan hayvancılığa yaşamın her ekseninde suya bağımlı olarak yaşıyoruz. Bunun için suya ihtiyacımız var. Bu toprakları atalarımızdan miras aldık. Ondan daha doğru bir şey var, bu sahip olduklarımızı evlatlarımızdan emanet aldık. Emanete ihanet etmemek gerek. En az aldığımız seviyede evlatlarımıza bırakmalıyız. Üzerine koyabilirsek ne mutlu bize. Su kaynaklarını acımasız kullanıyoruz."
İzmir Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Daire Başkanı Kemal Kılıç da Murat Dağı'nda berrak bir şekilde doğan Gediz Nehri'nin İzmir'de denize döküldüğü yerde bu hale gelmesinin şaşkınlık verici olduğunu söyledi.
Nehrin suyunun en alt kalitede olduğunu ifade eden Kılıç, "21. yüzyılda bu imkansız değil, bu kadar teknolojinin geliştiği, arıtma teknolojilerinin deniz suyunu içilebilir hale getirdiği, kanalizasyon suyunun içilebilir hale geldiği yerde bir Gediz Nehri'nin hala dördüncü sınıf akması gerçekten çok acı verici. Kirlilik, politika tanımaz, politikayı önemsemez. Gediz Nehri, Ergene Nehri, Küçük Menderes Nehri'nin politikalar üzerinde bir yaklaşımla temizlenmesi için bütün kurumlar elinden geleni yapmalı." değerlendirmesini yaptı.
Gediz Havzası Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma, Çevre ve Kalkınma (GEMA) Vakfı Başkanı Şener Kilimcigöldelioğlu ise suyun, toprağın korunması gerektiğini vurgulayarak, Gediz Nehri'nin atık su kanalı haline geldiğini belirtti.
Programda, bilimsel sunumların yanı sıra nehir havzasında teknik gezi gerçekleştirilecek.
Kaynak: