TZOB'dan Selçuklu Ziraat Odası açıklaması

TZOB'dan Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Hepokur imzalı yapılan açıklama şunlar kaydedildi:

Son günlerde Selçuklu Ziraat Odamızın görevden alınan eski başkanı Nurettin Akcan’ın, Türkiye Ziraat Odaları Birliği’ni ve şahsımı suçlayan ifadelerle yaptığı açıklamalar, bir cevap verme zaruretini doğurmuştur.

Ziraat Odaları ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği sahipsiz değildir. 5 milyon üyesiyle Türkiye’nin en çok üyeli meslek örgütüdür. 766 odasıyla tüm ülke sathına yayılmıştır. Edirne’nin sınır köyünden, Hakkari’nin, Kars’ın sınır köyüne kadar her noktaya onbinlerce köy ve mahalleye hizmet vermektedir. Ülkemizin geçtiği sıkıntılı süreçte dirlik ve düzenin bozulmaması için gösterdiğimiz müsamaha güçsüzlük olarak algılanmamalıdır. 

Ziraat Odaları ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği, haklılığını her platform ve ortamda savunacak kudret ve yeterliliğe sahiptir. Hiç kimse Ziraat Odalarına ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği’ne baskı yapmaya yeltenmemelidir.

Hodri meydan diyor; tüm olanları, yapılanları açık ve seçik anlatıyoruz.

Türkiye, bir hukuk devletidir. Meslek örgütleri Anayasanın 135. maddesine göre Anayasal kuruluşlardır. Bütün kurum ve kuruluşlar gibi Ziraat Odaları ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği de bir hukuka ve mevzuata tabidir. Anayasanın 135. maddesi, 6964 sayılı Ziraat Odaları ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği Kanunu, bu kanun kapsamında çıkarılan tüzük ve yönetmelikler Ziraat Odaları ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin mevzuatını belirler. Bütün karar ve uygulamalar kaynağını kanundan ve mevzuattan alırlar. 

Ziraat Odaları da 6964 sayılı Kanuna göre kurulur. Faaliyetleri, yasal şartların oluşması halinde organlarının görevden alınması veya Oda’nın kapatılarak tüzel kişiliğinin sona erdirilmesi de bu Kanunun amir hükümlerinin açıkça verdiği görev ve yetkiler kapsamında gerçekleştirilir.
Kim kanun ve mevzuata aykırı hareket ederse, kanun ve mevzuatın öngördüğü yaptırımların uygulanması yine Kanunun amir hükmüdür. Görevden alınmayı gerektiren yasal durumların tespiti halinde gereğinin yapılmaması da Kanunun ve hukuk devleti ilkesinin asla kabul edemeyeceği bir durumdur. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin tüm iş ve işlemleri idari işlem niteliğindedir, kararlarına karşı yargı yolu da açıktır.

Bütün bunlara rağmen, Selçuklu Ziraat Odası eski başkanı Nurettin Akcan, görevden alınmasını çarpıtmaya, kendine karşı haksızlık yapılmış gibi göstermeye çalışmaktadır.

Nurettin Akcan’ın, görevden alınması gayet açık bir durumdur. Öyle kendisinin söylediği gibi vergi ve SGK prim borcu cezası değildir. Alınma sebebi, Oda nüfuzunu, hukuksuz ve mevzuata aykırı bir şekilde özel bir firmanın ürünlerinin satışı için kullanmasıdır.

Akcan’ın görevden alınmasının sebebi, Oda’nın hukuken dahil olmadığı, özel bir firmanın gübre ve tohum satışlarını Oda adına uygun olmayan evrak düzenleyip makbuz kesmesi, Oda’yı ürün reklamı yapmak için kullanması, Oda internet sitesinde ürünün duyurusunu yapması, üyelere Oda’dan ürünle ilgili cep telefonu mesajları attırması, en önemlisi de Oda personelini kanunsuz bir şekilde bu iş için çalıştırması, görevlendirdiği Oda personelini kullanarak üye çiftçilerden ürün karşılığı para tahsilatı yapması, paraların da Oda hesabına girmemesidir. 

Bilindiği gibi Ziraat Odaları’nın personeli hukuki anlamda devlet memuru gibidir. Özel bir firmanın ürün dağıtımında çalıştırılamaz. Görevi dışında çalışmaya zorlanamaz. Bu suçtur.
Bütün bunlar, olayda bir çıkar şüphesi olduğunu düşündürmektedir. Elbette ki buna nihai olarak yargı karar verecektir.

Nurettin Akcan, bütün bu yaptıklarını açıklamak yerine, müfettiş raporunda gayet önemsiz bir yer tutan vergi ve SGK prim borcu cezalarını öne çıkarmakta ve olayı saptırmaktadır.

Sonuç olarak, Nurettin Akcan’ın görevden alınmasının sebebi, kendisinin söylediği gibi vergi ve SGK prim borcu cezası değildir. Alınma sebebi, Oda nüfuzunu, Oda personelini, bir tüccarın malını, üstelik Odanın muhasip üyesinin şirketine ait kamyonlara ücret ödeterek naklettirmesi, dağıttırması ve sattırması için kullanmasıdır.

Ziraat Odaları, gayet tabiidir ki üyelerine ucuza girdi temin edebilirler. Bu yetki ve görev, 6964 sayılı kanunun 3. maddesi ile kendilerine verilmiştir.

Bunu yapabilmek için, tüm girdi alım ve satışları iktisadi işletme veya şirket üzerinden kanun ve mevzuata uygun olarak, bütün yükümlülükleri yerine getirilerek yapılmalıdır.

Nurettin Akcan, bu yolu izlememiş, girdi alım ve satışlarını var olan iktisadi işletme üzerinden yapmamıştır. Doğal olarak yasal yükümlülükleri de yerine getirmemiştir. Bütün bunları yapmadan, özel bir firmanın ürünlerinin çiftçiye Oda olanakları kullanarak satılmasını sağlamıştır. 

Olay, neresinden bakılırsa bakılsın hukuka da kanuna da mevzuata da ticari ahlaka da aykırıdır.
12 Şubat 2016-9 Eylül 2016 tarihleri arasında Birliğe gelen onlarca şikayet üzerine Türkiye Ziraat Odaları Birliği, olayı araştırmak üzere müfettiş göndermiş, müfettiş araştırması esnasında Oda’nın resmi evrakıyla ürünü teslim alan İsmail Yanık, teslim eden Ali Küçükharmancı, onaylayan Nurettin Akcan imzalarını taşıyan 1000 kilogram üre gübresi teslim edildiğini, 1200 lira alındığını gösteren belgeye ulaşmıştır. Bununla ilgili ne Oda kayıtlarında ne Oda kasasında bir bilgiye rastlanmamıştır.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği, bütün bunlar ortadayken, ne yapsaydı? Kanuna ve mevzuata aykırı mı hareket etseydi? Herhangi işlem yapmasa mıydı?

Olay bu kadar açık ve seçikken Nurettin Akcan’ın başka konuları gündeme getirmesi, esastan uzaklaştırmaya çalışması, suçluluğunu örtme çabasıdır.

Akcan’ın gündeme getirdiği Taşkent Ziraat Odası konusuna gelince, bu Oda, tarımsal potansiyelin yetersizliği, çiftçi üye sayısı azlığı, gelir seviyesinin bir Ziraat Odası’nın giderlerini karşılamayacak kadar az olması nedeniyle ve 6964 sayılı 2. maddesi uyarınca kapatılmıştır. 
Diğer taraftan, Nurettin Akcan’ın, Selçuklu Ziraat Odası’nın eski Oda başkanının şahsi davaları için Oda kasasından 127 bin lira vekalet ücreti ödediği, vekalet ücreti ödenen avukatın FETÖ operasyonundan tutuklanmış bir avukat olduğu, bunun araştırılması için 16 Aralık 2016 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığa şikayette bulunduğu, bundan dolayı da kendisinin TZOB’un hedefi haline getirildiği ve müfettişler gönderildiği iddiasına gelince; 

Akcan’ın söz konusu şikayeti üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Konya İl Müdürlüğü’nden müfettiş görevlendirilmesini talep etmiş, il müdürlüğü olayı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bildirmiş ve Bakanlığın TZOB’dan olayı araştırmasını istemesi üzerine, TZOB tarafından Selçuklu Ziraat Odası’na müfettiş görevlendirilmiştir. Olay, TZOB müfettişleri tarafından araştırılacak, oluşturulacak rapor Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilecektir. Bu olayla ilgili TZOB’un Nurettin Akcan’a karşı bir tavır sergilediği iddiası tamamıyla dayanaktan yoksundur. Akcan’ın görevden alınmasıyla bu olayın hiçbir ilgisi yoktur. Zira bu olayın soruşturma görevi Nurettin Akcan, görevden alındıktan sonra verilmiştir. 
Nurettin Akcan’ın görevden alınması, kanun, tüzük, yönetmelik ve sair mevzuatımız kapsamında, Selçuklu Ziraat Odası’nda yapılan teftiş ve inceleme sonucu görevli müfettişin düzenlediği rapor doğrultusunda alınmış bir karardır. Söz konusu raporun bir sureti de Cumhuriyet Başsavcılığına da gönderilmiştir.

Akcan, Selçuklu Ziraat Odası’nda yapılan teftiş ve inceleme sonucu, görevli müfettişin düzenlediği rapor ile tespit olunan, “görevi kötüye kullanma, görevin ifasında kanuna ve mevzuata uymama” fiilinin yasal sonucu olarak ve müfettişin talebi doğrultusunda görevden alınmıştır.

Ziraat Odası Başkanlığı yapmış ve halen Meclis üyeliği devam eden Akcan’ın, bütün bu yaptıkları yetmiyormuş gibi, haddini de aşarak, “TZOB kapanırsa evet oylarınız artar” demesi tek kelimeyle büyük bir ihanettir. Siyaset yapmaya kalkışan Akcan’ı çiftçimiz, bu camia affetmeyecek ve unutmayacaktır. Camiamıza zarar vermeye kalkan Akcan, TZOB’un 5 milyon üyesinin tepkisini çekecektir. Bu tepkinin kime yarayacağının takdirini de kamuoyuna bırakıyoruz" 



 

Kaynak: