Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu, TYB olarak 22 yıldır yıl boyunca program yaptıklarına dikkat çekti. Hz. Mevlana’yı da her yıl andıklarını ifade eden Köseoğlu, “Biz ayırmak içi gelmedik, birleştirmek için geldik’ sözünden esinlenerek bizler de aynı desturla hareket ediyoruz. Geldiğiniz için sizlere çok teşekkür ediyorum.” dedi.
Doç. Dr. Nuri Şimşekler’in oturum başkanlığındaki panelin açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu dün olduğu gibi bugün de Hz. Mevlânâ'nın varlığından rahatsızlık duyanların olduğuna vurgu yaparak “Hz. Mevlânâ’nın Anadolu’daki varlığını benimsememeye çalışan bazı arkadaşlarımız ‘Hz. Mevlânâ Türkçe bilmezdi Türkleri sevmezdi…’ gibi cümleler ifade eder. Bir de ‘Anadolu’da iki farklı çevre varmış, birisi Fars kültürü çevresi, diğeri Türk kültürü çevresiymiş. Hz Mevlânâ ve Konya Fars kültürünü temsil ediyormuş”’ derler. Bunlar tamamen uydurmacadır. Modern dönemin parçalama, aykırı bakma düşüncesinden kaynaklanıyor” dedi.

Selçuk Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Ali Temizel de Mevlânâ’ya ait olduğu iddia edilen sözlere şöyle açıklık getirdi: “Ticari pazar olan yedi öğüt Mevlânâ’nın eserlerinde yer almamaktadır. Fakat bu yedi öğüdün içeriği, Mevlânâ’nın eserinde yer alır. Ancak cümleler aynı şekilde değildir” diye konuştu.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Secaattin TURAL “Divan edebiyatında herkesin kabul ettiği bir Mevlevilik algısı biraz hümanist değerlerin temsili anlamında alternatif bir din anlayışı olarak görülüp sorasında popüler kültür döneminde polisiye merak duygusuna evrilmiş, sonra ölmek öldürmek, aşk gibi konularda iç gıcıklayan duygusu hoşa gidip 2007 yılının Mevlânâ yılı olmasıyla rant amaçlı romanlar yazılmıştır” dedi.

ADÜ Devlet Konservatuvarı Öğr. Üyesi Dr. Hülya Uzun’da, Mevlevî semâının günümüzdeki uygulamalarının ne derece yozlaştığını görsellerle destekleyerek anlatırken “Son yıllarda Tasavvuf müziğindeki değişimler ve farklılaşmaların etkisi Mevlevî semâına da yansımış, Mevlevî semâsına ilgi artmış ve birçok alanda görülmeye başlamıştır. Semâ ekonomik, politik ve kültürel boyutlarıyla yeniden üretilerek popüler kültürün tüketim metaına dönüşmüş, yapılan kısa programlarda eğlence, dinlence mekânlarında gösteri olarak sergilenmeye başlamıştır. Bu nedenle ilahiler veya dini içerikli sözleri olan şarkılar eşliğinde yapılan semâlar, gerçek amacından çıkmış, kliplerde, tasavvuf müziği konserlerinde semâzenler, dansçıların yerini almış; anaokulu ve ilkokullarda yılsonu gösterilerinde; esasen zikir amacıyla yapılan semâın, “danssal bir öğe” olarak kabul görmesine, neden olmuştur” dedi.
TEŞEKKÜR PLAKETİ VE BERAATI
Hz. Mevlana'nın 22. kuşak torunu Esin Çelebi, Faruk Çelebi, 23. kuşak torunu Celal Çelebi , Milletvekili Ahmet Sorgun, TYB Konya Şubesi Başkanı Ahmet Köseoğlu, TYB Konya Şube Başkan Vekili Ahmet Çaycı, TYB Konya Yönetim Kurulu üyelerimiz Salih Sedat Ersöz ve Ömer Lütfi Ersöz, Prof. Dr. Yaşar Kaltakçı ve İl Halk Kütüphanesi Müdürü Barış Başoğlu Konuşmacılara katılım beratı ve Çini Plaketlerini takdim ettiler.
Kaynak:

Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.