İSTANBUL (AA) - Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, "Kadına yönelik erkek şiddeti ve kadın cinayetleri vicdanımızı yaralamaya devam ediyor. Şiddetle mücadelede tavizsiz tutum, kamu ve tüm toplum için vazgeçilmezdir." ifadelerini kullandı.
TÜSİAD'dan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yapılan yazılı açıklamada, kadın ve erkeğin hak ve özgürlüklerde, fırsatlara erişimde ve temsilde eşitliğinin bir insan hakları esası olduğu belirtilerek, "Hiçbir kadının şiddete uğramadığı, eğitim, iş ve özel yaşamında ayrımcılığa maruz kalmadığı, her kadının özgürce yaşadığı bir dünya ve Türkiye hedeflemeliyiz." denildi.
Açıklamada, "Toplumsal cinsiyet eşitliği 21. yüzyılda sürdürülebilir kalkınmayı ve demokratikleşmeyi tam anlamıyla başarmış bir ülke olmak için vazgeçilmez bir hedeftir. Ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması sivil toplum örgütlerinin, akademik çevrelerin, politika yapıcıların ve ilgili tüm toplum kesimlerinin kesintisiz çabaları ile mümkün olabilecektir.” İfadelerini kullanıldı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ise özgürlük, demokrasi ve kalkınmanın anahtarının toplumsal cinsiyet eşitliği olduğunu savunarak, "Hem toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan, hem de bu eşitsizliği besleyen kadına yönelik erkek şiddeti ve kadın cinayetleri vicdanımızı yaralamaya devam ediyor. Şiddetle mücadelede tavizsiz tutum, kamu ve tüm toplum için vazgeçilmezdir." değerlendirmesini yaptı.
Kadına yönelik erkek şiddetinin ve kadın cinayetlerinin insanlık suçu olduğunu dile getiren Kaslowski, "İstanbul sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunun şiddeti önleme ve şiddetle etkili mücadele etme hedefinin tam anlamıyla hayata geçirilmesi kritik önemde. Kadınların hayatını, umutlarını elinden alan, ömür boyu tamiri zor yaralar açan şiddetle mücadelede kamunun tüm birimleri ve tüm toplum olarak kararlı duruş sergilemeliyiz." ifadelerini kullandı.
Simone Kaslowski, şunları kaydetti:
"Kadına yönelik erkek şiddetini etkili bir mücadele ile sona erdirdiğimiz, kadınların eğitim, çalışma hayatı ve karar alma mercilerine eşit katılımını sağladığımız bir Türkiye'nin daha demokratik ve daha kalkınmış bir ülke olacağına inanıyoruz.
Unutmamalıyız ki kadınların hayatın her alanında aktif ve eşit katılımını sağlamak insani, sosyal, demokratik ve ekonomik gelişmişliğin başlıca ölçütüdür. Dünyanın içinden geçtiği tüm dönüşümlerin eşiğinde, eşitlikçi bir anlayışı hayata geçirmek ve bu anlayışı her koşulda kalıcı kılmak öncelikli olmalıdır."
Kaynak: