İSTANBUL (AA) - "Çileli Bülbül", "Son Nefes", "Kadın Asla Unutmaz" ve "Ayrılık" adlı sinema filmlerinin müziklerini yapan, 86 yaşındaki sanatçı İnci Çayırlı, yarın toprağa verilecek.
Sanatçının cenazesi, Fenerbahçe Camisi'nde öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Nakkaştepe Mezarlığı'na defnedilecek.
İnci Çayırlı, 1935'te İstanbul'da dünyaya geldi. Henüz küçükken annesi ile babası ayrılan Çayırlı, babaannesi İffet Hanım, halaları Behice ve Şükriye Çayırlı ve babası Mustafa Fazıl Bey tarafından büyütüldü.
Çamlıca Kız Lisesi'nde okuyan sanatçı, müziğe, babasının "dayı" dediği besteci Fahri Kopuz'un teşvikiyle başladı.
Çayırlı, 1953'te girdiği İstanbul Belediye Konservatuvarının Folklor Tatbikat Topluluğunda Sadi Yaver Ataman'ın asistanı oldu.
İstanbul Radyosuna 1954'te başlayan usta sanatçı, uzun yıllar Münir Nurettin Selçuk korosunda çalıştı, daha sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Türk Müziği İcra Heyetinde şef yardımcısı olarak görev yaptı. Bir gazino patronunun, oldukça yüklü miktar para karşılığı assolistlik yapma teklifini kabul etmeyen Çayırlı, birçok plağa imza attı ve eserleriyle "altın plak" ödülünün sahibi oldu.
- Birçok ülkede konserler verdi
Sanatçı Çayırlı, yurt içinin yanında Rusya, Romanya, İsviçre, Almanya, Fransa, Hollanda ve Japonya'da çok sayıda konser verdi.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Türk Müziği Korosunu 1977-1985 arasında yöneten Çayırlı, 1988'den itibaren İTÜ Mezunları Türk Müziği Topluluğunda genel sanat yönetmenliği yaptı.
Çayırlı, 1990'da Kültür Bakanlığı Bursa Devlet Klasik Türk Müziği Korosunun kurucu şefliğine getirildi ve beş yıl bu görevi sürdürdü
Usta sanatçı, 1998'de Kültür Bakanlığı tarafından "Devlet Sanatçısı" unvanına layık görüldü.
"Çileli Bülbül", "Son Nefes", "Kadın Asla Unutmaz", "Ayrılık" gibi sinema filmlerinin müziklerine imza atan usta sanatçı, 2000 yılında belgesel film "Nazım Hikmet Şarkıları" projesinde yer aldı.
- Kuzguncuk sevdalısıydı
Çayırlı, Murat Derin'in kaleme aldığı "Müziğin Güzel Günlerine Yolculuk-İnci Çayırlı'nın Anıları" adlı kitapta, kendisi için Kuzguncuk'un önemini şu sözlerle ifade etmişti:
"Kuzguncuk'un en önemli özelliği, üç dinin bir arada yaşadığı yer oluşudur. Kuzguncuk, hala Boğaz'daki en otantik yerdir. Osmanlı'nın çok derli toplu aileleri yaşardı orada. Rum, Ermeni, Musevi birbirine saygılıydı. Ramazanda onlar bize gelebilir, onların dini bayramlarında da biz onlara gidebilirdik. O bize hamursuzunu getirir, biz de ona Ramazan pidemizi ikram ederdik. Derinde karşılıklı saygı olduğu için Kuzguncuk bugün bütün o civarın en mühim yeridir."
Şair ve deneme yazarı Salah Birsel de "Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi" adlı eserinde Çayırlı'nın Kuzguncuk'taki varlığına dair, "O yıllar İnci Çayırlı daha yukarı sokaklarda oturur. Kuzguncuklular geceleri onun evinin balkonundan verdiği konserlerle ciğerlerini şişirerek başka ülkelere uçmaya çabalarlar." değerlendirmesinde bulunmuştu.
Yeni Şafak Kitap Eki'nde yayınlanan bir yazıda ise Çayırlı'nın musiki zevkine ilişkin şu bilgilere yer verilmişti:
"İnci Çayırlı musiki zevkini en fazla Mustafa Fazıl Bey'den almış olmalı. Zira genç adam, döneminin neredeyse bütün meşhur sanatçılarını tanıyacak kadar musiki çevrelerinin içinde. Müzeyyen Senar, Selahattin Pınar, Osman Nihat Akın, Cevdet Çağla, Şükrü Tunar… Hepsiyle tanışıyor. Küçük İnci bu isimler arasında, o seslerle büyüyor. Çocukluk anılarına bir Müzeyyen Senar, bir Selahattin Pınar giriyor.
Ailenin musikiyle temasını sağlayan mühim bir isim daha var. Ankara Radyosu sanatçılarından udi, bestekar Fahri Kopuz. Fahri Kopuz, Çayırlı ailesinin İffet Hanım tarafından akrabası. Babası gibi İnci Çayırlı da ona 'dayı' diyor. Fahri Dayı, İnci Çayırlı'yı Türk müziğine kazandıran isim aynı zamanda, hem de hoş bir başlangıçla..."
Kaynak: