İSTANBUL (AA) - TEMA, çınar ağaçlarında görülen mantar misellerinin, ksilem olarak nitelenen topraktan gelen suyu ağaca dağıtan odunun iletim demetlerini tıkaması, bu dokunun ağacın gövdesinden tüm dallarına ve yapraklarına kadar uzanması nedeniyle bakım çalışmalarıyla kontrol altına alınmasının mümkün olmadığını savundu.
TEMA'dan son günlerde Beşiktaş Çırağan Caddesi'nde yer alan koruma altındaki 112 adet çınar ağacının kesilmesine ilişkin yapılan açıklamada, mantar enfeksiyonunun çeşitli şekilde ağaçta oluşan dal, gövde veya köklerdeki yaralar aracılığıyla yayıldığı gibi bulaş olmuş toprak suyunun köklerle emilmesi, kuşlar, böcekler ve köklerin birbirine teması ya da yağmur sularından da meydana gelebildiği belirtildi.
Bu mantarın hızlı bir şekilde üreme ve çoğalma yeteneğine sahip olduğu ifade edilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
"Yayılışı seksüel ya da aseksüel olarak üretilen sporlar ile olur. Sporlar hızla çoğalarak 6-20 günde odunun ksilem dokusunda toprak suyunu ağacın her bir noktasına ulaştıran iletim demetlerinde çoğalmakta ve iletimi engelleyerek zamanla ağacın ölümüne neden olmaktadır. Tek bir enfeksiyonun dahi kansere neden olduğu, yılda 2-2,5 metre ilerleyerek 30-40 santimetre çapındaki bir ağacı 2 yıl içerisinde öldürebileceği bildirilmektedir. Toprakta hastalıklı kökler ve bulaş olmuş ölü bitki dokularında 5 yıla kadar yaşayabilmekte ve bulaş yapabilmektedir. Hastalığın yeni alanlara yayılmasını önleyen bitki sağlığı önlemleri dışında herhangi bir kontrol yöntemi mevcut değildir.
Bu veriler ışığında, çınar kanseri hastalığının ağaçlarda kolaylıkla yayıldığı, tıpkı Kovid-19 gibi temas halinde hemen bulaştığı, hastalığa yakalanmış ağaçların kurtulma şansı olmadığı ve ne yazık ki henüz tedavisinin de bulunmadığı görülmektedir. Mantar misellerinin, ksilem olarak nitelenen topraktan gelen suyu ağaca dağıtan odunun iletim demetlerini tıkaması, bu dokunun ağacın gövdesinden tüm dallarına ve yapraklarına kadar uzanması nedeniyle bakım çalışmalarıyla kontrol altına alınması da mümkün değildir. Tüm dünyada ve ülkemizde karaağaçları yok olma noktasına getiren ophiostoma ulmi mantarı gibi çınar ağaçlarını yok etme potansiyeli bulunmaktadır."
Hastalık Türkiye'de ilk defa 2010'da tespit edilmiş olmasına rağmen, Avrupa ve Akdeniz Bitki Koruma Organizyonu'nun (EPPO) 2018'de çınar kanseri hastalığının Türkiye'de bulunduğuna ilişkin ilk kaydı oluşturduğu belirtilen açıklamada, "Hastalığın ülkemize son 20 yılda Avrupa ülkelerinden yapılan binlerce boylu fidan ithali yapılan İtalya'dan gelme ihtimali yüksektir. Çünkü İtalya'da hastalık yaygın olarak görülmektedir ancak bunun kesin olarak belirlenmesi için genetik analizlerin yapılması gereklidir. Hastalığın tarihi değeri yüksek olan ve bu nedenle koruma altına alınan yaşlı çınar ağaçlarına ithal edilen fidanlardan bulaş olmuş budama alet ve ekipmanları ile bulaşmış olması olasıdır." değerlendirmesinde bulunuldu.
Kaynak: