TBMM (AA) - TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kars Milletvekili Yunus Kılıç, "Dünyada ve Türkiye'de gıda fiyatlarının artışını haklı gösterecek ahlaki ve ticari bir sebep yok." dedi.
Kılıç, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, gıda fiyatlarındaki "fahiş artışa" ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Gıda fiyatlarındaki artışın sadece iç gelişmeler bağlamında görülerek siyasi malzeme haline getirildiğini belirten Kılıç, bu soruna daha geniş bir açıdan bakılması gerektiğini söyledi.
Kılıç, dünyada gıda sektöründe üretimden lojistiğe, hatta ürünlerin raflara ulaşımına kadar piyasayı elinde tutan uluslararası ve şirketler üstü konzernlerin olduğunu anlattı.
Bu yapıların gücünün iyi analiz edilmeden gıdadaki arz-talep ilişkisi ile fiyat dalgasının anlaşılmayacağını vurgulayan Kılıç, "Dünyada 200'e yakın devlet var. Sayıları çok az olan bu konzerlerin yaklaşık 50 ülkede operasyon yapabilecek güçleri var. Bu firmaların ekonomik ve operasyon kabiliyetlerini bir araya getirdiğinizde dünyada ancak 10 ülke bu gücün karşısında veya dışında durabilir." diye konuştu.
Bu firmaların sadece ticaret yapıp para kazanmak gibi bir dertlerinin olmadığına işaret eden Kılıç, "Başka yaptıkları işler de var. Ellerindeki ekonomik güçle başka ülkelerdeki siyasal, ekonomik ve politik alanları da dizayn ediyorlar. Şimdiye kadar dünyada en az 50 ülkede başarılı da oldular." ifadelerini kullandı.
Kılıç, 2020 yılında dünyada ve Türkiye'de gıda fiyatlarının artışını haklı gösterecek ahlaki ve ticari bir sebep olmadığına dikkati çekerek, Türkiye dahil dünyadaki bütün ülkelerin gıda üretimini tarladan sofraya ulaştırma süreçlerini iyi yönettiğini belirtti.
Dünyada herhangi bir gıda ürünü kaleminde bir azalma olmadığına işaret eden Kılıç, "Türkiye'de hububat üretiminde artış oldu. Buğdayda yüzde 8, arpada yüzde 9, yulafta yüzde 16, şeker pancarında yüzde 20, sebze ve meyve üretiminde ise yüzde 5 oranında artışlar oldu. Şu an raflarda görülen fahiş fiyat artışlarını haklı gösterecek hiç bir gerekçenin olmadığı ortada." dedi.
Kılıç, gıda ürünlerindeki fahiş fiyat artışlarının enflasyon oranlarının da çok üstünde olduğunu, özellikle temel gıda ürünlerinde yüzde 50-60'lara varan artışlar görüldüğünü vurguladı. Yunus Kılıç, şöyle konuştu:
"Gıda ticaretini elinde bulunduran bu firmalar, 3-5 gün stoklarını kapatıp, gemilerini birkaç gün limanlara çektirip yüzdürmediler. Bazı yerlerde borsalardan çekildiler. Sonra da dünyaya 'gıdaya ulaşamayacaksınız" korkusunu yaydılar. 'Pandemi uzarsa ürünlere ulaşamayacağız.' düşüncesi oluştu. Devletler de 'Ne bulursak alıp stok yapalım, vatandaşın karşısında sıkıntıya düşmeyelim.' diye hareket etti. Vatandaşlarda aç kalma korkusu oluştu. Mesela 1,5 milyar nüfusa sahip Çin bu korkuyla mısır ithalatını yüzde 135 oranında arttırdı. Rusya, belli miktarın üzerindeki ihracatın üzerine ilave vergi koydu. Böylece piyasada suni bir talep oluştu. Diğer ülkeler gibi Türkiye bunun dışında kalmadı ve etkilendi."
- "İç etkenler de belirleyici oldu"
İçeriden kaynaklanan etkenlere de dikkati çeken Kılıç, Türkiye'de tüketim tarafını eline geçiren, pandemiyle birlikte iştahı kabaran ve üreticinin kazancına da göz dikerek kontrol etmek isteyen ve sayıları 10 binleri bulan bir perakende mağaza sektörünün olduğunu söyledi. Kılıç, bazı yerlerde mafyalaşarak halleri tamamen ele geçirmiş komisyoncular ile küçük de olsa esnaf gruplarının da olduğunu söyledi.
Ancak sektörde asıl gücü elinde bulunduran grubun büyük market zincirlerinin olduğuna dikkati çeken Kılıç, "Bunlar alışı ve satışı kontrol edebilme kabiliyetine sahipler. Bunlar, tarladan 1 liraya alıp, market raflarında 10 liraya satıyorlar. Tarladan 1 liraya aldığınız ürünü rafta 2 veya 3 liraya satabilirsiniz. Bu fiyat, enflasyon oranlarına da isabet eder, adaletli ve ahlaki olur. Ama 1 liradan aldığınız ürünü,10 liraya sattığınız zaman bunun izahını yapamazsınız." şeklinde konuştu.
Bu noktada devletin yaptırım gücünü kullanmak zorunda kaldığını ifade eden Kılıç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Gıda Komitesinin toplandığını ve erken uyarı sisteminin açıklandığını hatırlattı.
Daha önce sonuçlara bakılarak değerlendirme yapıldığını anımsatan Kılıç, yeni sistemle uluslararası piyasa aklının ne yapmak istediğinin önceden analiz edileceğini söyledi.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kılıç, zincir marketlerin tutumuna yönelik nasıl önlem alınacağına ilişkin bir soruya, hali hazırda ürünlerde bir künye sisteminin ve bununla bir ürünün nereden çıkıp nerede satıldığına yönelik takip sistemin olduğu ancak bunun daha da geliştirilmesi gerektiği karşılığını verdi.
Bu takibin sürekli hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıç, "Merhameti tamamen esnaf ve market zincirlerinden beklemek, devlet açısından da hükümet açısından da kimse kusura bakmasın saflık olur. Merhametin olmadığı yerde, vatandaşı koruyacak hukuktur. Dolayısıyla hükümet hukuktan kaynaklanan haklarını kullansın." ifadelerini kullandı.
Kılıç, pandemi sürecinde, lokantalar, oteller, kafeler, okullar ve kafeteryaların kapalı olduğunu bu nedenle de gıda ürünlerine talebin düştüğünü, dolayısıyla fiyatların artmasının mantıklı ve ticari bir gerekçesinin de olmadığını söyledi.
Ahlaksız ve haksız bir kazancın yapıldığını değerlendiren Kılıç, market zincirlerine karşı, tarladaki çiftçinin hakkının korunması için üretici birliklerinin kurulması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Kaynak: