İSTANBUL (AA) - Hattat, akademisyen ve yazar Süleyman Berk, Yaşar Şadi Efendi'nin 1920-1923 yılları arasında dönemin pek çok önemli ismine yazdırdığı sayfalardan oluşan "Hutut-i Meşahir - Bir Devre Şahidlik" defterinin hikayesini anlattı.
Nihayet derginin düzenlediği ve Merve Akbaş'ın yönettiği söyleşi, derginin Instagram hesabından canlı yayınlandı.
Berk, 2010 yılında Türk-İslam Eserleri Müzesi'nde "1400. yılında Kur'an-ı Kerim" sergisi için hazırlıklarla uğraşırken müzenin envanter defterine kayıtlı bu defteri gördüğünü ve defterin önce hattatlar tarafından derlenmiş olabileceğini düşündüğünü söyledi.
Defterin içeriğini görünce heyecanlandığını dile getiren Berk, defterde dönemin ressam, musikişinas, meşayih, ilim insanı ve devlet adamlarından oluşan geniş bir kesimin el yazısının olduğunu görünce bunun aslında bir "Mecmua-i Hatırat" olduğunu anladığını ifade etti.
- "Hutut-i Meşahir defterleri içerisinde en kapsamlı olanı"
Mehmet Fuad Köprülü, Abdülhak Hamid Tarhan, hattat Hulusi Efendi, Kenan Rifai gibi 283 önemli ismin deftere yazdığını belirten Süleyman Berk, "Şimdiye kadar görebildiğimiz Hutut-i Meşahir defterleri içerisinde en kapsamlı olanı Yaşar Şadi'nin hazırladığı bu mecmua gibi görünüyor." dedi.
Süleyman Berk, Yaşar Şadi Efendi'nin defteri hazırladıktan bir sene sonra vefat ettiğini aktararak, "Önüne arkasına bir şey yazmaya herhalde vakti kafi gelmedi. Bu defterden haberdar olan İbnülemin Mahmud Kemal İnal'ın da burada yazısı var. Tabii o Türk İslam Eserleri Müzesi Müdürü, bu defterden haberdar olduğu için aileyle temasa geçmek suretiyle bu defteri Türk İslam Eserleri Müzesi'ne kazandırıyor. Bu manada neden hazırlandığıyla ilgili herhangi bir şey yok. Sadece başında Yaşar Şadi'nin bir biyografisi yer alıyor." diye konuştu.
- "Çok farklı kesimlerden insanların bir araya geldiğini bu defterde görmekteyiz"
Deftere yazanların çok farklı görüşlerden insanlar olduğuna vurgu yapan Berk, şunları kaydetti:
"Şöyle de olabilirdi, 'Bu defterde falanca var, ben yazmam.' denilebilirdi. Öyle bir şeyle karşılaştı mı bilmiyorum ama baktığımızda çok farklı kesimlerden insanların bir araya geldiğini bu defterde görmekteyiz. Bunun da bizim kültür hayatımız için çok büyük bir kazanç olduğunu görüyoruz. Mesela birkaç isim sıralayayım, Hüseyin Cahit Yalçın, filozof Rıza Tevfik, Halit Ziya Uşaklıgil, Ercüment Ekrem Talu, Sabri Kalkandelen, Hüseyin Rahmi Gürpınar, hattat Hulusi Yazgan, Fatma Aliye Hanım, İskilipli Atıf Efendi, ressam Şevket Dağ, Hasan Ali Yücel, Süheyl Ünver, Faruk Nafiz Çamlıbel... Sadece önsöze aldığım birkaç isim. Gördüğünüz gibi çok geniş bir yelpazeden insanlara ulaşmış. Bunların kimisi sanatkar, kimisi dergahlardan, kimisi ulemadan. Kimi gördüyse ayırt etmeden bunlara ulaşmış. Bunlar da bu deftere yazılarını vermişler."
Berk, defterin bir özelliğine daha dikkati çekerek, "Yaşar Şadi Efendi, mesela defteri birine veriyor. Verdiği zat deftere bir şiir, bir yazı yazıyor. Onun altına da inci gibi bir rikayla, secili ifadelerle Yaşar Şadi Efendi, yukarıdaki yazının sahibine bir cümleyle 'Eazım-ı üdebadan ediplerin büyüklerinden Mustafa Reşit Beyefendi Hazretleri'nin hattı desti alileridir.' diye bir not düşüyor. Bütün yazıların bitiminde yazı sahibini secili ifadelerle, çok değişik, güzel ve edebi cümlelerle tavsif ediyor. Bu da defteri özellikli bir hale getiriyor." değerlendirmesinde bulundu.
Yaklaşık 40 dakika süren etkinliğin sonunda Sülayman Berk, izleyicilerin sorularını yanıtladı.
Süleyman Berk'in yayına hazırladığı "Hutut-i Meşahir - Bir Devre Şahidlik" adlı eser, yakın zamanda Ketebe Yayınları'ndan okurlarla buluştu.
Kaynak: