İSTANBUL (AA) - Sudan'ın eski Ankara Büyükelçisi Karar Muhammed Altohamy, pek çok ülkenin Sudan'daki geçiş sürecine müdahale etmek için yarıştığını ancak Türkiye'nin yeterince siyasi sürece dahil olmadığını söyledi.
Altohamy, Türkiye-Sudan ilişkileri ve Sudan'daki geçiş süreciyle ilgili İstanbul'da düzenlenen sempozyumda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, tarihi ve ekonomik bağlarına rağmen Sudan'daki siyasi sürece çok fazla müdahil olmaktan kaçındığını belirtti.
Sudan'la hiçbir bağı olmayan Avrupa ülkelerinin dahi siyasi sürece müdahil olmak için yarıştığını kaydeden Altohamy, “Sudan'ın Dostları grubunda Türkiye halen yok ama Sudan, Afrika'da önemli bir ülke konumunda. Türkiye, Afrika ile ticaretini Sudan üzerinden yönlendirebilir. Sudan ilişkilerine gerekli önem verilmeli. Bunun için bir düşünce kuruluşu kurulması gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
Türkiye ile Sudan ilişkilerinin siyasi, ekonomik ve kültürel zeminde her zaman devam ettiğini belirten Altohamy, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Sudan ziyareti sonrası bu ilişkiler ivme kazandı. Türkiye Müslüman ve dost bir ülke ve kötülük gelmeyecek bir ülke. Türkiye'nin Sudan'da daha güçlü bir şekilde bulunması gerekiyor.” diye konuştu.
- 1956'dan bugüne ilişkiler
Bahri Üniversitesinden Prof. Dr. Hamza Elsir Mohamed Elhassan, Türkiye-Sudan ilişkilerinin tarihini anlatarak Osmanlı dönemi sonrası durma noktasına gelen diplomatik bağların Sudan'ın 1956'da bağımsız olmasıyla yeniden canlandığını söyledi.
Sudan'daki farklı yönetimlerin Türkiye'ye yönelik farklı yaklaşımlar geliştirdiğini dile getiren Elhassan, Arap milliyetçiliği ve İsrail'le olan ilişkilerin politikaların ortaya çıkmasındaki başlıca etkenler olduğunu vurguladı.
1990'larda ve 2000'lerde ticari ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla çok sayıda ziyaret yapıldığını ve anlaşmaya imza atıldığını aktaran Elhassan, eski Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir döneminde ilişkilerin daha ileri seviyelere taşındığını aktardı.
Elhassan, “Sudan, Türkiye'nin Afrika'daki kapısı olarak görülmelidir.” ifadesini kullandı.
- Sudan ihtiyaç duyduğu teknolojiyi Türkiye'den alabilir
Alneelain Üniversitesinden Prof. Dr. Hassan Ali Mohammed Elsauori, 2000'lerde Sudan'ın Avrupa ile ilişkilerini güçlendirme çabasına girdiğini belirtti.
Sudan'ın Türkiye'den teknolojik destek aradığını ve yıllardır süren ambargoların yarattığı yıkımı telafi edeceğini varsaydığını kaydeden Elsaouri, “Sudan, dünyada başka bir ülkeye ihtiyaç duymadan Türkiye'den teknik ve teknolojik destek alabilir.” değerlendirmesini yaptı.
Afrika İnsani İlişkiler Örgütünden Arwa Jalal Muhammed Albasheer de Türkiye'nin, Avrupa ülkelerinden farklı olarak sömürgeci bir bakış açısı bulunmadığını belirterek Osmanlı'nın bölgeden çıkışı ile oluşan boşluğun misyonerler ve diğer ülkelerce doldurulduğunu aktardı.
- Mezun öğrenciler diplomasinin bir parçası
Afrika Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Dr. Mehmet Köse, mezunlar üzerinden gerçekleştirdikleri; öğrenci hareketlerinin diplomasiye yaptığı katkıyı ortaya koyan çalışmayı anlattı.
Bilkent Üniversitesi doktora adayı Hacer Atabaş ise iki ülkeden mezun olan 12'şer kişi ile görüştüklerini ve dilin, en önemli etken olduğunu fark ettiklerini aktardı.
Atabaş, “Türkiye'deki tüm şehirleri gezebilen Sudanlı öğrenciler bulunuyor. Bu kişiler mezuniyet sonrası kendi ülkelerinde birer diplomat gibi davranabiliyorlar ve okuduğu ülkeden gelen kişilere yardım ediyor.” diye konuştu.
Afrika Vakfı, Ortadoğu Vakfı ve İstanbul Ticaret Üniversitesi iş birliğinde düzenlenen iki günlük sempozyumda “Türkiye-Sudan İlişkileri”, “Tarihsel Bağlamı Anlamak: Sudan-Osmanlı İlişkileri”, “Ekonomik İlişkiler”, “Sudan'da Geçiş Süreci ve Sudan Dış Politikası”, “Kültürel Etkileşim: Sosyal İlişkiler ve Algılar” ve “Sağlık: Gelecek Vadeden Bir Diplomasi Kanalı” başlıklı oturumlar yapılacak.
Kaynak: