SİVAS (AA) - Sivas'ta taklacı güvercinin tescil edilmesi için çalışma başlatıldı.
Cumhuriyet Üniversitesi Yıldızeli Meslek Yüksekokulu Tıbbi Hizmetler ve Teknikler Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Taner Daştan, yazılı açıklamasında, Sivas taklacı güvercinini Türkiye'ye ve dünyaya tanıtmak için saha, laboratuvar ve ırk tayini çalışması yapacaklarını kaydetti.
Coğrafi özelliklerinden dolayı Sivas güvercininde koyu renklere daha çok rastlanıldığını belirten Daştan, "Sivas kuşlarında 11'e yakın renk belirledik. Renklerin çalışmalarını genetik olarak yapmak için gerekli deneysel çalışmalara laboratuvarda başlayacağız. Sivas güvercinlerini morfocuk olarak gövde uzunluğu, kanat uzunluğu, kanat açıklığı, bacak uzunluğu, baş yapısı, gaga uzunluğu, gaga derinliği, göğüs çevresi ve göğüs genişliği olmak üzere birçok karakterini inceliyoruz." ifadelerini kullandı.
Sivas güvercininin kendine has karakteristik uçma özelliği olduğunu aktaran Daştan, şunları kaydetti:
"Uçmaya başladıklarında 8-10 saat uçabiliyorlar. Hatta bazı yetiştiriciler 14 saat uçurduklarını söylediler. Biz bunu akciğer kapasitesine bağlıyoruz. Sivas güvercinin kanat genişliği ve kanat yapısı gerçekten çok farklı. İçerisinde Sivas güvercinine has kızıllığı barındırıyor. Diğer güvercinlerde kanat uçlarında bu kızıllığı göremedik. Bunun genetik bir altyapısı olup olmadığını da laboratuvar çalışmaları bittikten sonra açıklayacağız."
Daştan, kent genelinde evcilleştirilmiş güvercin sayısının 1 milyondan fazla olduğunu düşündüğünü vurguladı.
Sivas kumrusunun da Türkiye çapında önemli bir değer olduğunu belirten Daştan, açıklamasını şöyle tamamladı:
"Sivas kumrumuz Türkiye'ye Sivas'tan dağıldı diyebilecek kadar iddialıyız. Özellikle Altınyayla, Ulaş ve Kangal üçgeni, bu kumrunun Türkiye'ye dağılması konusunda karşımıza çıkıyor. Bu çalışma bittikten sonra Sivas kumrusuna başlayacağız. Biyolojik bir zenginlik olarak ülkemize ve Sivas'ımıza kazandırmayı düşünüyoruz. Bu çalışmalarda başta Rektörümüz Prof. Dr. Alim Yıldız olmak üzere bize destek veren rektör danışmanlarımız Yüksel Aydın, Enes Baha Biçer ve akademik camiaya sonsuz şükranlarımı sunuyorum."
Kaynak: