İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) "futbolda şike" soruşturmasında kumpas kurdukları gerekçesiyle 88 sanığın yargılandığı davada açıklanan gerekçeli kararda, "Soruşturmanın asıl amacının, suçu ortaya çıkarmak değil de örgütsel saikler doğrultusunda kamuoyunda kargaşa meydana getirebilecek ve çeşitli kulüpleri ve taraftar gruplarını karşı karşıya getirebilecek bir araç olacak şekilde şike ve teşvik iddialarını gündeme getirerek bu iddiaların FETÖ/PDY'nin amaçları doğrultusunda kullanılmak istendiği mahkememiz tarafından değerlendirilmiştir." denildi.
Aralarında kapatılan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, dönemin İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç, dönemin İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Ahmet Kalender başta olmak üzere 48 sanığa 5 yıl 1 ay ile 1971 yıl arasında değişen hapis cezası, 40 sanıkla ilgili de beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına yönelik hüküm kuran mahkeme, buna ilişkin 2 bin 899 sayfalık gerekçeli karar hazırladı.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararında "Futbolda şike" soruşturmasında rütbeli personelin usulsüz bir şekilde başlattıkları soruşturmanın sürdüğü anlatılarak, dinlemeci ve yazıcı bir kısım personelin usulsüzlükleri fark etmelerine ve bu durumu amirlerine bildirmelerine rağmen işlemlerin devam ettiği kaydedildi.
Kararda, şu değerlendirmede bulunuldu:
“Yürütülen soruşturma, işlenen bir suçu ortaya çıkarmak amacı ile değil de FETÖ/PDY'nin örgütsel saikleri doğrultusunda, belirli bir hedefe ulaşmak amacı ile yapılan bir soruşturmadır. Soruşturmanın ilk başlangıcında sanık Lokman Yanık tarafından tutulan raporda yer alan olayların Giresun'da olmasına rağmen ve normal şartlar altında bu olayların Giresun'daki adli makamlar tarafından soruşturulması gerekirken özel bir çaba ile soruşturmanın İstanbul'dan yürütüldüğü, Lokman Yanık'ın amiri konumunda bulunan Oğuz Tüzün ve Yener Ürgütol'un da tanık olarak verdikleri beyanlarında Lokman Yanık'ın bu raporun işleme konulması hususunda özel bir çaba sarf ettiği yönündeki beyanları da bunu doğrulamıştır."
- "FETÖ/PDY'nin ulaşmak istediği kişi ve kurumlar belli"
Mahkemece yapılan değerlendirmede soruşturmanın başlangıcında FETÖ/PDY'nin ulaşmak istediği kişi ve kurumların belli olduğu, bu kişi ve kurumlara ulaşabilmek adına bir dinleme ağı oluşturulduğunun tespit edildiği aktarılan gerekçeli kararda, "Bu hali ile de asıl hedef olan kişi ve kuruluşlara ulaşabilmek adına Giresun'daki olayların da bu soruşturmanın bir parçası olması gerektiği, buradan yola çıkılarak asıl hedef şahıslara dinleme ağı sayesinde ulaşıldığı anlaşılmıştır." denildi.
Gerekçeli kararda, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında görev yapan kamu görevlilerine bakıldığında, soruşturmayı yürüten emniyet amirleri, komiserler, polis memurları, yargı aşamasında görev almış hakim ve savcıların çok büyük bir kısmı hakkında FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği bakımından işlemler yapıldığı anlatıldı.
- "Amaç, taraftar gruplarını karşı karşıya getirmek"
Şike soruşturmasının amacının bir suçu ortaya çıkarmak olmadığı, asıl amacın yaşanan olaylar üzerinden, ülkedeki bir kısım futbol kulüpleri ile taraftar gruplarını karşı karşıya getirmek olduğuna yer verilen gerekçeli kararda, bunun üzerinden doğacak olan tartışmaları ve yaşanacak kargaşayı FETÖ/PDY'nin amaçları doğrultusunda kullanılmak istendiği belirtildi.
Gerekçeli kararda, tanık beyanlarında anlaşılacağı üzere bu soruşturmanın örgütsel bir saikle gerçekleştirildiği ifade edilerek, "Soruşturmanın asıl amacı suçu ortaya çıkarmak değil de örgütsel saikler doğrultusunda kamuoyunda kargaşa meydana getirebilecek ve çeşitli kulüpleri ve taraftar gruplarını karşı karşıya getirebilecek bir araç olacak şekilde şike ve teşvik iddialarını gündeme getirerek bu iddiaların FETÖ/PDY'nin amaçları doğrultusunda kullanılmak istendiği, mahkememiz tarafından değerlendirilmiştir." görüşüne yer verildi.
- "Sanık savunmaları suçtan kurtulmaya yönelik"
Emniyet birimlerinin, yargı birimlerinin de yerine geçerek tüm yazışma faaliyetini kontrolü altına aldıkları belirtilen gerekçeli kararda, soruşturma kapsamında usulsüz dinlemelerin yapıldığı kaydedildi.
Sanıkların şekil şartlarının, hukuka uygunluğun denetimi gibi tüm sorumluluğu yargı yetkililerine bırakarak sorumluluklarının olmadığı şeklindeki savunmalarının suçtan kurtulmaya dönük savunmalar olduğu anlatılan gerekçeli kararda, tüm faaliyette bulunan kolluk personeli ile yargı personelinin FETÖ silahlı terör örgütü bünyesinde soruşturmanın yürütülebilmesi için kritik birimlerde, birbirlerinden haberdar ve yapılan görevlerde uyumlu çalıştığının anlaşıldığı kaydedildi.
Kaynak: