ANKARA (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parlamenter sisteme dönüşün olmadığını belirterek, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki, ekonomik reformlarla kökleştirilmeli, güçlendirilmelidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
Sahici bir kurtuluşun, milletin kendi tarihiyle barışması, geçmişiyle yüzleşmesi, milli hüviyetini, manevi ve kültür zenginliğini komplekse düşmeden keşfetmesi olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Bunu yapabildiğimiz ölçüde gelecek bizimdir. Diyebiliriz ki geleceğin kudreti Türk milletidir. Çünkü dev uykusundan uyanmış, kükreyerek bölgesel ve küresel realiteyi kavramış ve lehine çevirmek için seferber olmuştur." ifadesini kullandı.
Bugüne kadar, milletlerin yükselmesinin, çökmesinin, düşmesinin, zafer ve başarılarıyla felaket ve mağlubiyetlerinin, hep cihan ruhunun iradesiyle belirlendiğine işaret eden Bahçeli, "Bu cihan ruhu, tarihin farklı devirlerinde, muayyen bir milletin varlığında büyük bir kuvvetle tecelli etmiştir. Türk milleti cihanşümul ruha sahip bir millettir. Şerefli geçmişimizin parlak sayfaları şanlı bir geleceğin müjdesidir." diye konuştu.
Türk milletinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi vasıtasıyla tekraren cihan ruhuna talip olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Uygulama sonuçları itibarıyla göz dolduran bu sistem devlet-ebed müddet, millet-ebed müddet anlayışımızın delinmez zırhı, devrilmez eseridir. Kendimize özgü, bizi bize anlatan, bizi biz yapan, milli kültür ve karakterimizle birebir çakışan, devlet yönetimine denge, toplum hayatına sükunet ve huzur getiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, milletler ve medeniyetler mücadelemizde milli ve stratejik gücümüzdür. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, 2023 ve takip eden on yılları kapsayan stratejik hedeflerimizin ilki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne, daha yerinde bir ifadeyle, Türk tipi başkanlık modeline sahip çıkmak, ilke, kural ve kurumlarıyla yaşamasına hizmet etmektir."
- "Güçlendirilmiş parlamenter sistem teklifi beyhudedir"
Bahçeli, "Güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sistem teklifleri beyhudedir, eskiye kıvrılıştır, geleceğe dair söyleyecek bir şeyi olmayanların acıklı kıvranmasıdır." görüşünü dile getirdi.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem kavramını ilk dile getirenin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Zillet ittifakının, güçlendirilmiş parlamenter sistem ezberi içi boş, günü kurtarmaya dönük taktik bir adımdır. Artık parlamenter sisteme geri dönüş yoktur. Milli iradenin tartışmaya açılması, 2,5 yılını doldurmuş yeni sistemi karalama yarışı demokratik bir haktan öte baskıcı, bağnaz, hoşgörüsüz, hazırlıksız, tahammülsüz ve tahakkümcü bir siyaset ayıbıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki ve ekonomik reformlarla kökleştirilmeli ve güçlendirilmelidir. Memnuniyetle söylemek gerekir ki bu süreç kararlılıkla devam etmektedir. Eksik varsa giderilecek, yetersizlik varsa telafi edilecektir."
- "Müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği"
Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı ve Ekonomik Reformlar Paketi'nin müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği olduğunu belirtti.
Hükümetin reform zincirini samimiyetle desteklediklerinin ve üzerlerine düşen her sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduklarının altını çizen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sürecin sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir bir anayasa ile tahkim ve takviye edilmesi ikinci stratejik hedefimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi, bu kapsamda gerekli çalışmalarını sürdürmektedir ve önümüzdeki birkaç ay içinde hazırlıklarımız Allah'ın izniyle tamamlanacaktır. Ayrıca Siyasi Partiler Kanunu değiştirilmelidir. Seçim kanunlarında düzenlemeler yapılmalıdır. Siyasi Etik Kanunu çıkarılmalıdır. TBMM İç Tüzüğü yeni sistemle uyumlu ve Meclis çalışmalarıyla ahenkli hale getirilmelidir. Milletvekilliği dokunulmazlığı yeni baştan ele alınmalıdır. Kamu kurumu niteliğindeki mesleki kuruluşlarının yasal ve hukuki yapısı titizlikle gözden geçirilmelidir."
- Kamuoyu araştırmalarının yayımlanmasında değişiklik çağrısı
Bahçeli, kamuoyu araştırmaları ve sonuçlarının yayımlanması hakkında geniş değişikliklerin yapılması ve tedbirlerin alınması gerektiğini de vurgulayarak, "Siyasi maksatlarla ve ekonomik gayelerle bir partiyi parlatıp bir başkasını karalayan anket şirketleri bize göre demokrasi kundakçısı, milli irade dolandırıcısıdır. Temiz toplum, temiz siyaset, temiz yönetim tezahür etmeli, kalpazanlar, çıkarcılar, çarpık zihniyetler, millete husumet besleyen mihraklar, hukuk tanımayan kimliksizler afişe edilip ayıklanmalıdır." diye konuştu.
Adaletli bir gelir dağılımı olması temennisinde bulunan Bahçeli, sosyal yardımların daha da güçlendirilmesinden yana olduklarını bildirdi.
İşsizlikle mücadelede, faizlerin aşağıya çekilmesinde hükümetin kararlılığından duydukları memnuniyeti dile getiren Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:
"Fiyat istikrarının sağlanarak enflasyonda kalıcı düşüşleri yakalayacağımız günler uzakta değildir. Günümüz dünyasında siyasi güç silahın yanı sıra, hatta toptan tüfekten daha çok, ekonomik üstünlük ve ticari enerjiyle sağlanmaktadır. Modern dünyanın işleyişi bu yöndedir. Kurtuluş Savaşı'nı kağnıyla kazanan, ama 11 yıl sonra uçak üretmeyi başaran bir milletiz. İnsanımızın ihtiyaç ve isteklerini yerli, milli ve üreten bir ekonomik sistemle karşılamak zorundayız. Askeri, diplomatik ve siyasi muvaffakiyetlerimizi ekonomik gelişmelerle taçlandırmak hem istiklalimizi, hem de istikbalimizi güvenceye kavuşturacaktır."
- "Ekonomideki canlanma vatandaşlarımızın kesesine mutlaka yansıyacaktır"
Ekonomik gelişmelere de değinen Bahçeli, geçtiğimiz yıl küresel ekonominin yüzde 3,5 oranında küçüldüğünü hatırlatarak, "Küresel ticaretteki daralma yüzde 10 düzeyinde, uluslararası yatırımlardaki düşüş yüzde 42 seviyesindedir. Tarihin en büyük küresel borç miktarı Kovid-19 salgını döneminde gerçekleşmiş ve 280 trilyon doları geçmiştir." diye konuştu.
Dünyadaki bu gelişmelere karşılık Türk ekonomisinin 2020 yılında yüzde 1,8 oranında büyüme kaydettiğini belirten Bahçeli, şunları söyledi:
"Ne mutlu bizlere ki G-20 ülkeleri arasında ekonomisi büyüyen iki ülkeden birisi Türkiye olmuştur. Ekonomide yaşanan canlanma ve toparlanma vatandaşlarımızın kesesine, devletimizin kasasına mutlaka yansıyacaktır. Gelecek güzel günler için biraz daha sabırlı olmalıyız. Türkiye istikbalin dirliği amacıyla muazzam bir kalkınma ve demokrasi mucizesini başarmaya şüphesiz muktedirdir. Ülkemizi dünya genelinde demokrasi, özgürlük ve hukukun üstünlüğü konularında kusurlu göstermeye çalışan mihraklar, FETÖ'cülerin, Türk ve İslam düşmanlarının teşvik ve tahrikiyle mesafe alanlardır. Diyorlar ki 'Türkiye'de totaliter eğilimler güçleniyormuş', diyorlar ki 'Demokrasi zayıflamış, düşünce ve ifade hürriyeti kalmamış.' İsveç merkezli bir enstitünün ‘2021 Demokrasi Raporu'na göre, ülkemiz Polonya ve Macaristan'dan sonra en fazla otoriterleşen ülke olmuş."
Bu iddiaların hedefinin, Türkiye'ye gelen yabancı yatırımları caydırma, ülkenin uluslararası camiada saygınlığını lekeleme ve milli çıkarlardan taviz beklentisi olduğunu vurgulayan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"FETÖ'cü hainler Yunanistan'ı, hatta diğer AB ülkeleriyle ABD'yi sığınma limanına çevirmişken hiç kimsenin sesi çıkmıyor. Gara'da vatan evlatlarının ensesine kurşun sıkılırken, mazlumlar inim inim inlerken, hiç kimseden insani ve vicdani bir eleştiri gelmiyor. Terörist başı Gülen'in Pensilvanya'da mukim olması hiçbir uluslararası hukuk ve insan hakları savunucusunu rahatsız etmiyor. Avrupa Parlamentosu'nun, Türkiye'nin Suriye'de işgalci olduğunu iddia etmesi de bir diğer ahlaksız isnat, bir başka ucube ithamdır. Bir an düşünelim, Türkiye'de demokrasi olmasaydı, özgürlükler askıya alınsaydı, gece gündüz Cumhurbaşkanı'na hakaret edenler, devlete sövenler, millete karşı gelenler, iş birlikçiler, PKK'nın siyaset uzantıları Meclis'te, belediyede, iş aleminde, medyada, üniversitelerde, dahası sokaklarda nasıl gezecekler, nasıl tehditler savuracaklardı?"
- "Tarihimizin hiçbir döneminde bu milletten diktatör çıkmadı"
Tarihin hiçbir döneminde bu milletin sinesinden diktatör, tiran çıkmadığını, yönetim hayatında ise despotizmin en ufak emaresine tesadüf edilmediğini belirten Bahçeli, demokrasi ahkamı kesenlerin, terörizme özgürlük arayanlar olduğunu ifade etti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Ekonominizi mahvederim' diyen meczupların, Twitter mesajlarıyla para simsarlarını ve küresel tefecileri üzerimize kışkırtıp döviz kurunu yükseltmelerine müstahak değiliz. Buna asla mahkum olamayız. Milliyetçi Hareket Partisi serbest piyasa mantığını kabullenmektedir. Ancak milli, manevi ve ahlaki değerlerimizle pekişmiş, geleneksel davranış kalıplarımızla perçinlenmiş, rasyonel olduğu kadar irrasyonel eğilimleri de gözetmiş bir ekonomik sistem üzerinde mutlaka çalışmak zorundayız. Bize göre, sürdürülebilir ekonomik büyüme ile sosyal gelişmenin toplamı milli bütünleşmenin temelidir."
- "Etnik gerilimler çok tehlikeli noktalara tırmanıyor"
Bahçeli, dünyada etnik gerilimlerin, inanç ve mezhep temelli husumetlerin çok tehlikeli noktalara tırmandığına işaret ederek, "Şu anda dünya üzerinde 54 ayrı noktada çatışma hakimdir. Bilhassa terörizm insan onurunu, insan varlığını direkt tehdit eden hunhar ve menfur bir felakettir." dedi.
Türkiye'nin bölücü terörün kanlı eylem ve kirli emelleriyle yıllardır mücadele halinde olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bu mücadelede yalnız olduğumuz ortadadır. 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur' sözü defalarca tescil edilmiştir. Çok şükür, devlet millet kenetlenmesiyle teröre üst üste darbe vurulmuş, bu kanlı döngünün sonu görünmüştür. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Pençe-Kartal Harekatlarıyla güney sınırlarımız boyunca kurulmak istenen terör devleti engellenmiştir. Hükümetimizin kararlılığı, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin fedakarlığı, polislerimizin ve güvenlik korucularımızın cesaretiyle ihanetin damarları kesilmiştir."
(Sürecek)
Kaynak: