![](https://www.konhaber.com/sahifeler/upload/2022/09/18/1663506072.jpg)
![](https://www.konhaber.com/sahifeler/upload/2022/09/18/1663506095.jpg)
![](https://www.konhaber.com/sahifeler/upload/2022/09/18/1663506106.jpg)
Kaynak:
![Google News Takip Et](/view/images/googleNews.png)
Son Dakika Haberler
Kaynak:
Yasal Uyarı:
Yayınlanan haberler, köşe yazıları, fotoğraflar, yazı dizileri ve her türlü eserin tüm hakları Mirajans Medya İletişim Reklam Haber ve Prodüksiyon A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilerek bile olsa eserin bütünü veya bir kısmı özel izin alınmadan kullanılamaz.Bu İçeriğe Emoji İle Tepki Ver!
Yorumlar (2)
"Mevlana Türbesine" girişte kıyafet hassasiyeti yok. Tek kullanıma uygun kıyafet geliştirilip insanlara verilse çok iyi olur.
Şemseddîn Attâr anlatır: Mevlânâ bir gün câmide vâz ederken, mevzû; Hızır ile Mûsâ aleyhimesselâmın kıssasına gelmişti. Bu kıssayı, öyle fesâhat ve belâgat ile anlatıyordu ki, herkes nefesini kesip, can kulağı ile dinliyordu. Benim yanımda bir şahıs başını önüne eğmiş bir şeyler mırıldanıyordu. Kulak verdim, dediklerini anladım. "Sanki yanımızda idin, sanki üçüncümüz sen idin." diyordu. Bunun Hızır olduğunu anladım. Yanına sokuldum. "Anladım. Sen Hızır'sın, ne olur, bana ihsân eyle!" dedim. Cevâben; "Burada hazret-i Mevlânâ varken, benim sana ihsânda bulunmam deniz yanında teyemmüm gibi olur. Senin bütün müşkillerini o halleder." dedi ve gözümden kayboldu Ben bu hâli Mevlânâ hazretlerine anlatmak için yanına gittiğimde, ben daha söze başlamadan; "Ey Attâr! Hızır aleyhisselâmın sözleri doğrudur” diyerek benim sözümü kesti
En Çok Okunan Haberler
BENZER HABERLER