Son Dakika Haberler

Bu haberi daha sonra okumak için kaydedebilir ve sağ üst köşedeki butona basarak haberi okuyabilirsiniz!

Mehmet Usta, oyunculuk mesleğinin zorluklarını söyleşide anlattı:

"Gerçekten oyuncu olmak istiyor musun? Sen hayatını vakfedecek misin bu işe? Bir amacın var mı, bir şey yapmak, iz bırakmak istiyor musun? O zaman fedakarlıkta bulunacaksın. Hayatını vakfedecek, öğreneceksin, çaba, kıymet göstereceksin. Hocaların, yönetmenlerin, filmlerin peşinden gideceksin. İyi okuyacaksın, çok çalışacaksın" "Hiç para kazanmayan, benim tanıdığım çok insan var. Yıllardır oynuyor, devam ediyor. Onun için başka bir şey yok, sahnede yatıyor. O insanın aşkı var, tutkusu var, hayran

Anadolu Ajansı haberine göre;

İSTANBUL (AA) - Oyuncu Mehmet Usta, Ümraniye Belediyesi tarafından düzenlenen "Sinema Söyleşileri" programına konuk oldu.


Usta, sinema yazarı Suat Köçer'in sunuculuğunu üstlendiği programda, meslek olarak oyunculuğun son dönemde popüler olduğunu, oyunculuk ruhu olmadan da bu mesleğin icra edilemeyeceğini söyledi.


Usta, geçmişte oyunculuğun meslekten ziyade bir hobi olarak görüldüğünü belirterek, "Ben oyuncuyum' dediğin zaman annen, baban 'Evladım bir de memuriyetin, bir şeyin olsa' derlerdi. Çok uzun yıllar, hevesle peşine düşülebilecek bir şey değildi. Bir geçim, bir şey kazanma şansı yoktu. Şimdi daha da zor belki. Bilinmek ve tanınmak, meşhur olmak istiyorlar. Meşhur olmak iyi bir şey değil, maruf olmak daha iyi." dedi.


Oyunculukta meşhur olmak yerine gönülde olmanın daha önemli olduğunun altını çizen Mehmet Usta, şöyle devam etti:


"Hülasa, oyunculuk çok popüler bir şey oldu. Ama insanlar şöyle zannediyorlar; 'Ben oyuncu olduğum zaman bir anda şöhrete kavuşacağım, bir anda Oscarları alacağım, bir anda çuvalla para kazanacağım, malikanelerde oturacağım.' O zaman hayat daha çok eve sığıyor, biliyorsunuz. İşler değişecek, öyle zannediyor. Sonra yürüyüş değişmeye başlıyor. Daha namzetken. Bunlar tabii tehlikeli şeyler. Gerçekten oyuncu olmak istiyor musun? Sen hayatını vakfedecek misin bu işe? Bir amacın var mı, bir şey yapmak, iz bırakmak istiyor musun? O zaman fedakarlıkta bulunacaksın. Hayatını vakfedecek, öğreneceksin, çaba, kıymet göstereceksin. Hocaların, yönetmenlerin, filmlerin peşinden gideceksin. İyi okuyacaksın, çok çalışacaksın."


- "Ücretsiz ama imkanları geniş kurslar, akademiler açmaları lazım"


Oyunculuğun aynı zamanda bir aşk işi olduğundan bahseden Usta, "Hiç para kazanmayan, benim tanıdığım çok insan var. Yıllardır oynuyor, devam ediyor. Onun için başka bir şey yok, sahnede yatıyor. O insanın aşkı var, tutkusu var, hayranlığı var. Çıkmamış yukarılara, 'selebriti' falan olmamış. Hatta öylelerini tanıyorum ki çalıştığı kumpanyalarda sigortası olmadığını sonradan öğrenmiş, kaybedilmiş hayatlar. Sağlam olmak, sağlam durmak gerekiyor. Sağlam duramayacaksan bu işi hiç tercih etme bence." diye konuştu.


Usta, ekonomik imkanlardan dolayı konservatuvara gidemeyen veya oyunculuk eğitimi alamayan yetenekli insanlar için akademi ve kursların açılması gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:


"Sivil akademiler, Türkiye'nin problemidir. Yok, varsa da yeterli değil. Hele ki tiyatroyla ilgili. Tiyatro kültürün temel taşlarından kabul edilip, ödeneği olan, gücü olan kurumların bu işe sahip çıkması lazım. Ücretsiz ama imkanları geniş kurslar, akademiler açmaları lazım. Fakat bunların nitelikli olması lazım. Büyük bir sorumluluk. Elinin ölçüsü nispetinde yüksek imkanlarla alanlar açmak lazım. Mademki sektör, tercihler gelişti, mademki oyunculuk bu kadar popüler olan bir iş, bunun muhakkak bir şekilde imkanlarının da oluşması lazım. Yoksa insanlar basite, ucuza, hızlıya, işin karaborsasına başka bir yere doğru kayıyor. Bu seferde kaybedilmiş hayatlar, sıkıntı oluyor."


2007'de yayınlanan komedi dizisi "Bez Bebek"teki rolünden de bahseden Usta, "Biz Bez Bebek dizisiyle büyüdük abi' diyenlere bakıyorum, 4 jenerasyon geçti. Ben insanların biraz Pinokyo'su, biraz Noel Baba'sı, biraz ne bileyim Dede Korkut'u oldum. Bez Bebek projesinde 'Şoker'inde, karakterinde herkes kendi meşrebinden bir şey buldu. Benim sevdiğim şey şu: Bir şey yapayım, değişik bir şey olsun, zihinlerde kalsın. Çok şükrediyorum, benim mezarda işim yok, hepsi yaşıyor yani. Bir oyuncu için bence bundan daha kıymetli bir şey olamaz." ifadelerini kullandı.


- "Oyunculuk için deriz ya, hayata ayna tutuyor"


Usta, Ekmek Teknesi'ndeki "Ölü" karakterine ilişkin de şunları anlattı:


"Senaryoda yoktu, bana cazip gelen de belki bu oldu. Sempatik nesi var ölümün, değil mi? O adam sempatik hale getirdi ölümü. Her biri bende bir ders bıraktı aslında. Ölü berber, garip bir adamdı. Sonradan hayata geldi, konuşmaya, ağırlığı olan cümleler söylemeye başladı. Bir gün böyle telaşeliyim. Fatih taraflarında bir yerlerden çıktım, yağmur yağıyor taksi yok, minibüs yok, bir şey yok, telaşlıyım. Adamın biri geçiyor, şöyle baktı, 'Acele etmemek lazım' dedi, yürüdü. Benim repliğimi bana söylüyor. 'Sabırlı olmak lazım' diyor adam. Bana bir ders bırakıyor, bir şey anlatıyor. Oyunculuk için deriz ya, hayata ayna tutuyor. Ama o hayata tuttuğun aynayı bazen kendi yüzüne tutup kendinle de yüzleşmeni sağlayabilmesi güzel. Psikolojik olarak da ağır. Yani bir arınman lazım. Bir sürü insan bunlarla ilgili bir sürü problem yaşıyor hayatında. Oyunculuk öyle sadece bir şeylerin mukallitliğini yapmak falan değil. O işin duygusundan ayrılma meselesi sıkıntılı bir şey. Ben iyi bir askı olmaya çalışıyorum ve değişik şeyler giymek istiyorum. Tek düze bir şey olmak yolunu tercih etmedim. Fırsatlar da öyle geldi. Leyla ile Mecnun'un Yedek Kamil'i mesela. Gerçekten de Yedek Kamil, rol olarak da yedek. Yedek Kamil ismiyle müsemma bir şey oldu, ölü rolü de öyle. Şimdi onları çıkartmayı öğrenmemizin yaşı geliyor. Artık topladıklarından arınmak. Arınıp başka bir şeyler yapabilmek. Oyunculuk skalamı hep renkli tutmaya çalışıyorum, bambaşka şeyler yapmak istiyorum. Hiçbir şey yapmadan gelip lafını söyleyip oynayan var mıdır, bilemem. Ben çok çalışıyorum. Çalışmak zorundayım. Çünkü o benim hem işim hem hayatım hem kariyerim, çok kıymetli benim için."


"Süper Baba" dizisinde de 3-4 bölüm oynadığını aktaran Usta, Orhan Oğuz'un yönettiği dönemde küçük bir rolde oynama şansı edindiğini belirtti.


Usta, sette yaşadığı bir anıyı anlatarak, "Rahmetli Sümer Tilmaç uzaktan beni seyrediyormuş. Haberim yok. Bir ara verildi, 'Delikanlı, bir gelsene buraya' dedi. Gittim, 'Buyurun abi' dedim. 'Gel benimle' dedi. Suna Pekuysal, rahmetlinin yanına götürdü beni. 'Abla, kime benziyor bu çocuk?' dedi. Suna abla şöyle baktı alttan, 'Charlie Chaplin'e benziyor' cevabını verdi. 'Hah, ben onun için getirdim senin yanına' dedi. İltifata bak, olayı anlayamadım bile. Bana Sümer abi rahmetli, 'Oğlum bir ışık var sende, sen bu işi bırakma olur mu?' dedi. Belki beni moral olarak çok yükseltmiş olabilirler. Her ikisine de rahmetler olsun." ifadelerini kullandı.


Usta, bugün rol aldıkları dizilerin farklı ülkelerde birçok seyirciye ulaştığını, "Teşkilat" dizisindeki "Zayed Fadi" karakteri ile başta Mısır olmak üzere birçok ülkeden geri dönüşler aldığını da sözlerine ekledi.





Kaynak:

Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te KONHABER'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yasal Uyarı:

Yayınlanan haberler, köşe yazıları, fotoğraflar, yazı dizileri ve her türlü eserin tüm hakları Mirajans Medya İletişim Reklam Haber ve Prodüksiyon A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilerek bile olsa eserin bütünü veya bir kısmı özel izin alınmadan kullanılamaz.

Bu İçeriğe Emoji İle Tepki Ver!

  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • Begendim
  • Kalp
  • Begenmedim
  • Gülen Surat
  • Kalpli Göz
  • Kızgın
  • Şokta
  • Üzgün

Yorumlar (0)

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”