ANKARA (AA) - Medyanın kadına şiddete yönelik yaklaşımı "Medyada Kadına Karşı Şiddet ve Etik Gazetecilik" webinarında ele alındı.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Türkiye Milli Komisyonu tarafından "Medyada Kadına Karşı Şiddet ve Etik Gazetecilik" çevrim içi semineri düzenlendi.
Seminere katılan UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Öcal Oğuz, kadın erkek eşitliğini Türk tarihi açısından değerlendirerek, tarihteki Türk topluluklarında eril ve dişil kelimelere pek rastlanmadığını ve eşitlikçi bir yaklaşım sergilendiğine işaret etti.
Dede Korkut destanlarında da kadınlarla erkeklerin birçok etkinlik ve kutlamayı birlikte yaptığının anlatıldığını kaydeden Oğuz medyanın kadına şiddete yönelik yaklaşımına yönelik ise gazetecilerin kültürleri tanıması, kültürlerden yola çıkararak tehlikeli sayılabilecek genellemelere girmeden olayların özel kısmıyla alakalı bu konuları yorumlaması gerektiği değerlendirmesinde bulundu.
Oğuz, kadınların aleyhine olan basmakalıp ve alışılmış kültürel veya siyasi davranışlarının yorumlanma şeklinin de medya tarafından gözden geçirilmesi gerektiğine dikkati çekti.
- Haberlerde kadına şiddet masum ve meşrulaştırılıyor
Anadolu Ajansı Editörü Barışkan Ünal da kadına yönelik şiddet haberlerinde medyanın, haberlerin daha fazla tıklanması ve okunması için sansasyonel başlıklar kullandığını, şiddet uygulayan tarafın haberde kullanılan hatalı ifade ve üsluplarla masumlaştırıldığına ve meşrulaştırıldığına dikkati çekti.
Haberlerde sebep sonuç ilişkisinin ve kullanılan görsellerin de kadına şiddetin halkta normal karşılanmasına neden olacak şekilde ileri sürüldüğünü belirten Ünal, ayrıca şiddet uygulayan tarafa daha fazla söz hakkı verildiğinin altını çizdi.
Ünal, şiddet uygulayan tarafın masum ve meşru olarak sunulmaması için sorumlu gazetecilik anlayışı çerçevesinde ortak gazetecilik standartların oluşturulması gerektiğini vurgulayarak, "Basının kadına yönelik şiddet haberlerinde olayı daha kapsamlı daha farklı çerçeveleriyle daha fazla hatırlatarak, farklı ayaklara söz hakkı vererek bunu sunması lazım.” ifadesini kullandı.
- Gazeteciliğin şiddetin önlenmesindeki rolü çok önemli
UNESCO İletişimin Geliştirilmesi Uluslararası Program Bürosu Başkanı Anna Brandt ise Kovid-19 salgını döneminde kadına yönelik ve aile içi şiddetin birçok ülkede arttığını dile getirerek, “Gazeteciliğin şiddetin önlenmesindeki rolü de çok önemlidir." dedi.
Gazeteciliğin bu konudaki etkisinin kadına şiddet vakalarında kullandığı terminolojide örneğin mağdur veya kurban ifadesinden çok "hayatta kalan” gibi ifadeleri kullanmasının bile yeni gerçeklikleri meydana getirebileceğini kaydeden Brandt, “Hemen her yerde ayrımcılık ile kadın ve kızlara yönelik şiddet kapsamında medyanın bu gerçeği hassas ve doğru bir şekilde yansıtmasını temin etmek daha önemli hale geliyor." diye konuştu.
UNESCO Ortaklıklar ve Operasyonel İzleme Direktörü Marielza Oliveira da gazetecilerin cinsiyetle ilgili konuları adil ve eşit bir şekilde sunması gerektiğini söyleyerek, "Kimin sesinin neden, nasıl ve hangi yolla duyulması gerektiğine karar verdiğinden, davranışları, normları değiştirecek kapasitesi ve gücü olduğundan dolayı medyanın cinsiyet eşitliğini sağlanmasını etkileyecek kuvveti var. " ifadesini kullandı.
Kaynak: