Elektrik üretiminde hidroelektrik santrallerin payı önemli artış göstermesine rağmen, geçen yılın son aylarından beri yaşanan kuraklık nedeniyle bu santrallerin üretimdeki payı düşmeye başladı.
Yenilenebilir Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı Cem Özkök, Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre son 40 yılın en sıcak ve kurak yılının yaşandığını ifade etti.
Mayıs sonu itibarıyla Türkiye'de ana havza barajlarına gelen su miktarının uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 65 daha az olduğunu dile getiren Özkök, "Bu yılın ilk 5 ayına baktığımızda ise ana havza barajlarına gelen su miktarının uzun yıllar ortalamasının yüzde 50 altında olduğunu görüyoruz. Su gelişinin normal veya bol olduğu dönemlerde hidroelektrik santrallerinin elektrik üretiminde yüzde 40 pay aldığı oluyordu fakat mayıs ayına baktığımızda bu santrallerin toplam elektrik üretimindeki payının yüzde 23 seviyesinde kaldığını görüyoruz. Yılın ilk 5 aylık döneminde hidroelektrik santrallerinin toplam üretimdeki payı yüzde 21,7." bilgisini paylaştı.
"Kuraklık hidroelektrik santrallerini de derinden etkiledi"
Özkök, elektrik üretiminde hidroelektriğin payının azalmasıyla doğal gaz santrallerinin payının arttığını ifade etti.
Bu yılın ilk 5 aylık döneminde doğal gazın elektrik üretimindeki payının yüzde 27'ye çıktığını aktaran Özkök, "Haziranda bu oranın yüzde 40 seviyesine yaklaştığını görüyoruz." dedi.
Özkök, kuraklığın en zararlı fakat en az anlaşılan doğal afetlerden biri olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Kamu sözleşmelerinde de mücbir sebep olarak sayılan kuraklığın hidroelektrik santrallerini de derinden etkilediği bir gerçek. Aslında, sosyo-ekonomik bir kuraklıkla karşı karşıyayız. Bu durum dikkate alındığında, kuraklığın etkilerini azaltmak için hidroelektrik santrallere destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum. İçinde bulunduğumuz yıl, 'kurak yıl' olarak nitelendirilmeli ve hidroelektrik santraller desteklenmeli. Kuraklık hepimizin sorunu, çözümü kamu ve özel sektör olarak birlikte üretmeliyiz."
Öte yandan, Türkiye'nin rüzgar ve güneş başta olmak üzere yenilenebilir enerji potansiyelinden en yüksek seviyede faydalanmasının hem iklim değişikliği hem de cari açığı azaltmak açısından kritik olduğunu kaydeden Özkök, rüzgar enerjisi kurulu gücünün 10 bin megavata yaklaştığını anımsattı.
Özkök, güneş enerjisinde kapasitenin ise şu anda 7 bin megavatın üzerinde olduğunu belirterek, "Çatı tipi güneş santrallerinin kurulumunda da istenen hıza ulaşılırsa, 2023'ün ikinci yarısı gibi güneş enerjisi kapasitesinde 10 bin megavat barajını geçeceğimizi düşünüyorum." diye konuştu.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.