MUĞLA (AA) - Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Abdullah Uçan, "Bakanlığımızca ortaya konulan '2023 yılına kadar ülkemizin korunan alanın yüzde 17'ye çıkarılması' hedefine ulaşmak adına yeni alanlar belirleyerek korunması yönünde aralıksız çalışıyoruz." dedi.
Ortaca ilçesi Sarıgerme Mahallesi'ndeki bir otelde düzenlenen "Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi Biyolojik Çeşitliliğin Araştırılması Projesi" toplantısına katılan Uçan, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin doğası, kültürü ve biyolojik çeşitliliğiyle tüm dünyanın hayran kaldığı bir coğrafyada olduğunu söyledi.
Korunan özel çevre koruma bölgeleri ile doğal sit alanlarının ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik öneme sahip alanlar olduğunu vurgulayan Uçan, "Bu alanlar hayatın temel ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli bir role sahiptir. Hem ürettiği ekosistem hizmetleriyle hem de insan ve diğer canlıların gereksinimlerini karşılamasıyla sosyoekonomik hayata değer katarlar. Bununla birlikte korunan alanlar genetik çeşitliliğin gelişmesine izin vererek birçok yeni değerin üretilmesine de katkı sağlar. Ülkemizde korumaya değer nitelikte birçok alan bulunmaktadır. Genel müdürlüğümüz bu tür alanlara koruma statüsü kazandırırken bölgelerin ve doğal sit alanlarının da koruma kullanma dengesini gözeterek, doğal kaynakların korunması ve yönetilmesi için gerekli çalışmaları hassasiyetle yürütmektedir." diye konuştu.
Uçan, koruma çalışmaları sayesinde Türkiye'nin, oluşturduğu ulusal stratejilerle, korunan alanların hassas yönetimi noktasında uluslararası topluma da örnek olduğunu ifade etti.
Ekosistemin korunması ve tüm dünyanın en önemli sorunlarından iklim değişikliğinde etkilerin azaltılması için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un takipleriyle korunan alanların devamlı gözden geçirildiğini dile getiren, Uçan şunları kaydetti:
"Bakanlığımızca ortaya konulan '2023 yılına kadar ülkemizin korunan alanın yüzde 17'ye çıkarılması' hedefine ulaşmak adına yeni alanlar belirleyerek korunması yönünde aralıksız çalışıyoruz. Bu anlayışla korunan alanların bütüncül yönetimi için yürütmüş olduğumuz bir çeşitlilik tespit çalışmaları sonucunda elde edilen bilimsel veriler, ulusal ve uluslararası akademik platformlarda gururla paylaştığımız önemli bulgulardır. Köyceğiz Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi, biyolojik çeşitliliğin tespiti projesi de bu hassasiyetle yürüttüğümüz bir projemizdir. Proje alanımızı oluşturan Köyceğiz Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi 1988 yılında ilan edilmiştir. Bölge, Köyceğiz ve Ortaca ilçelerinin sınırları içerisinde yaklaşık 461 kilometre kare genişliğinde bir alana sahip. Bölge sınırlarında Köyceğiz'e bağlı 14, Ortaca'ya bağlı 18 mahalle bulunmakta. Bölgedeki doğal değerlerin, sorunların ve tehditlerin tespit edilerek alınacak tedbirlerin bir plan çerçevesinde ortaya konulması amacıyla yapılmıştır. Yürütmüş olduğumuz projede mevcut biyoçeşitlilik, ideolojik, jeolojik, sosyal, ekonomik ve fiziksel tespitler yapılarak bölgedeki önemli tür ve habitatlar belirlenmiş ve sınıflandırılmıştır."
Bölgedeki araştırmalarla mevcut tehditlerin belirlendiğini ve koruma önlemleri alındığını belirten Uçan, elde edilen tüm veriler coğrafi bilgi sistemlerine aktarılarak, sentez ve değerlendirme çalışmaları yapıldığını kaydetti.
Çalışmalarla alanın daha etkin şekilde korunması ve koruma kullanma dengesinin sağlanmasının mümkün kılınabileceğini anlatan Uçan, şöyle konuştu:
"Bu çalışmalar neticesinde hem bölgedeki ekosistemlerin, habitatların korunması hem bölge halkının, ihtiyaçları doğrultusunda yaşadığı sorunları çözerek yöre halkının ekonomik olarak refahının arttırılması hedeflenmiştir. Bu kapsamda Sayın Bakanımız Murat Kurum'un talimatlarıyla başlanan bu çalışmada elde edilen tüm bu bilimsel bulgular ışığında, bilim insanlarımızın çalışmalarıyla, belediyelerle, muhtarlıkların talepleri ve yöre halkının gereksinimlerini dikkate alarak güncel şartlar dahilinde yeniden değerlendirilecektir."
Muğla Valisi Orhan Tavlı ise ilin sahip olduğu doğal, kültürel ve tarihi değerlerini gelecek nesillere koruyarak aktarabilmek için hassas koruma kullanma dengesinin önemli olduğunu söyledi.
Alınacak önlemlerin tercih değil, gelecek nesillere borç olduğunu belirten Tavlı, "Doğadaki nesli tüketenlerin değil, nesli koruyan toplumların geleceğe umutla bakabileceği bilinciyle evlatlarımıza eksiksiz bir doğa teslim etmek zorundayız. Birinci önceliğimiz nesli tehlike altında olan türleri bulmak ve koruma altına almak ve sürdürülebilirliğini sağlamak." ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından proje yürütücüsü Prof. Dr. Latif Kurt, projenin amacı hakkında bilgi verdi, katılımcılar da alan çalışmalarının sonuçlarını anlattı.
Kaynak: