Hazreti Mevlana'nın 750. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri (Şeb-i Arus) etkinlikleri 7 Aralık itibariyle başladı.
Bu kapsamda Mevlana Kültür Merkezi'nde düzenlenecek programda bir çok sanatçı yer alıyor.
43 YILDIR SAHNE ALIYOR
Tasavvufi öğretileriyle dünyanın her yerinde büyük ilgi uyandıran düşünce adamı ve mutasavvıf Mevlana Celaleddin-i Rumi'yi anma etkinliklerinde 43 yıldır sahne alan Devlet Sanatçısı Ahmet Özhan, Tasavvuf Müziğiyle gelenleri mest ediyor.
Hazreti Mevlana'nın 750. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri (Şeb-i Arus) etkinlikleri kapsamında, Mevlana Kültür Merkezi'nde düzenlenecek programda, Devlet Sanatçısı Ahmet Özhan, Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu eşliğinde, Türk Tasavvuf Musikisinin en nadide eserlerini seslendirecek.
Özhan'ın repertuarında yer alan eserler ise şöyle;
'Gel',
'Mevlam Sana Ersem Diye',
'Nuri Cemalin',
'Ömrün Bitirmiş',
'Abdülkadir Ya Kadir',
'Durmaz Lisanım',
'Allah Allah Şükren Lillah',
'Ya İmamel',
'Hanımların Sultanıdır',
'Nad-ı Ali',
'Ali Almış Sancağını',
'Ya Olduğun Gibi Görün'
Topluluğun Sanat Yönetmenliğini Kanun Virtüözü Mehmet İhsan Özer üstleniyor.
AHMET ÖZHAN'IN ŞEB-İ ARUS MACERASI
İlk kez 1980'deki törende sahne aldığını ifade eden Özhan, Hazreti Pir'i çocukluğunda babası aracılığıyla tanıma fırsatı bulduğunu aktardı. Ahmet Özhan'ın 748.Vuslat Yıl Dönümünden konuşması ise şöyle:
Dini eğitimi ailesinden aldı
Özhan, din eğitimi ve tasavvuf sevgisini ailesinden aldığını belirterek, "Böyle bir ortamda büyüdüm. Mesneviyi, Hazreti Mevlana'yı, Yunus Emre'yi, Kur'an-ı Kerim'i, namazı, evde serili olan bir seccadenin üzerinde öğrendik, oynadık, büyüdük. Bunlar sonradan oluşmuş şeyler değil. İşte zaman içerisinde bu meslekle temayüz etmemiz, sonra tasavvuf müziğine ve hakikate olan düşkünlüğümüz, zaten gönlümüzde var olan Hazreti Pir'in aşkını ve estetiğini, insanlarla paylaşmamız adına bir donanım oldu." diye konuştu.
Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin kendileri için bir yol büyüğü, hayat önderi olduğunu anlatan Özhan, şöyle devam etti:
"Doğruluğa, güzele, kardeşliğe, hakikate, tevhide yönlendiren bir yol büyüğümüzdür. Onun yolunu takip etmeye çalışarak hem kendimizi arıtmaya hem de o güzellikleri insanlarla paylaşmaya çalışıyoruz. Buradaki hizmetimizin sebebi, özü, Hazreti Pir'in nuruna vesait olabilmek, onun sözlerindeki hakikatlere insanları davet etmeye vesile olabilmek. Bundan başka bir beklentimiz de yok."
"Yolum, Ehli Sünnet ve'l Cemaat yoludur"
Özhan, dindarlık ile ilgili görüşlerini ise şöyle açıkladı:
"Meselem dindar bir insan olmak meselesi değil, varlığın hakikatini algılamak ve varlığın hakikati ile entegre olmak, mesele budur. İbadetler, bunun için vasıtadır. Tabii ki hepsini eksiksiz yapmaya gayret ederim ama önemli olan bir tapınma ritüeli değildir. Yaptıklarım ve İslam'da hiç bir ritüel de tapınmak için değil kendi hakikatine erebilmek içindir. Öze inebilmek içindir vesiledir. Bütün ibadetler de bir vesiledir. Dava, hakka vasıl olmak da değil hakta olduğumuzun farkındalığına erebilmek içindir. Yolum, Ehli Sünnet ve'l Cemaat yoludur."
Kaynak: Haber Merkezi