Konya'da aynı aileden 7 kişinin öldürüldüğü saldırıya ilişkin dava sürüyor

Meram ilçesi Hasanköy Mahallesi'nde 30 Temmuz'da bir evde Dedeoğulları ailesinden 7 kişinin silahla öldürülmesine ilişkin, 4. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya, tutuklu katil zanlısı Mehmet Altun ile başka dava nedeniyle tutuklu bulunan sanıklar Lütfi Keleş ve Ali Keleş (Veli Keleş'in oğlu), Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.

Tutuksuz sanıklardan Ayşe Keleş, Ali Keleş (Lütfi Keleş'in oğlu) ve İbrahim Keleş ise duruşma salonunda hazır bulundu.
Dedeoğulları ailesinin avukatları, iki aile arasında 12 Mayıs'ta yaşanan kavga ile silahlı saldırı olayının birleştirilmesini talep ederek reddi hakim talebinde bulundu.

Bunun üzerine mahkeme heyeti, dosyaların birleştirilmesi kararının, davanın hızlı ilerlemesinin engelleneceği, heyetin yargılamadan çekilmesinin usule uygun olmadığı ve davayı uzatmaya yönelik talepler olduğu için hakim reddi yapılamayacağına hükmederek, avukatlara itiraz hakları olduğunu bildirdi.

Talepleri reddedilen Dedeoğulları ailesinin avukatları, duruşma salonunu terk etti.
Sanıklara söz verildi
Devam edilen duruşmada söz verilen sanıklardan İbrahim Keleş, Dedeoğulları ailesini küçüklüğünden beri tanıdığını, küs olduklarını söyledi.

Küfürleşme nedeniyle iki aile arasında 12 Mayıs'ta yaşanan kavga sırasında pazarda olduğunu ifade eden Keleş, "Benim olayla alakam yoktur. Mehmet Altun Kurban bayramında ziyaret amaçlı eve geldi ancak ben sohbete dahil olmadım. Böyle bir saldırı planladığından haberim yoktu. Silahlı saldırının gerçekleştiği gün de pazardaydım. Arkadaşlarımın haber vermesi üzerine öğrendim." diye konuştu.
Lütfi Keleş'in eşi sanık Ayşe Keleş ise 10 yıl önce küfürleşme nedeniyle yaşanan kavgadan beri Dedeoğulları ailesiyle küs olduklarını belirtti.

Mehmet Altun'un olayı nasıl gerçekleştirdiğini bilmediğini iddia eden Keleş, "Olayın Kürt-Türk meselesiyle ilgisi yok. Mehmet Altun'un böyle bir şey yapacağını tahmin etmiyordum. Silahlı saldırının gerçekleştirildiği gün tarladaydım. Burada sebze toplarken silah sesleri duyduk. Olaydan sonra Altun ile hiç görüşmedik." ifadelerini kullandı.

Sanıklardan Ali Keleş (Lütfi Keleş'in oğlu) de 10 sene önce yaşanan kavgayı çocuk olduğu için hatırlamadığını, olayın Kürt-Türk meselesi olmadığını kaydetti.

Sanık Altun'un böyle bir saldırıyı planladığını bilmediğini anlatan Keleş, "Olay günü pazarda tezgahımın başındaydım. Olay gerçekleştikten sonra annem telefonla haber verdi. Daha sonra polis ekipleriyle görüşerek, evde bulunan güvenlik kamerası kayıtlarını verdim." dedi.

Bazı tanıkların dinlenmesinin ardından, duruşmaya SEGBİS ile katılan Altun ile Lütfi Keleş ve Ali Keleş (Veli Keleş'in oğlu) bu aşamada diyecek bir şeylerinin olmadığını söyledi.

Mahkeme heyeti, sanık ve avukat beyanlarının ardından Altun'un tutukluluk halinin devamına, tutuksuz sanıkların yurt dışına çıkış ve adli kontrol yasağının devamına ve dosyadaki bazı eksikliklerin giderilmesine karar vererek, duruşmayı 19 Nisan'a erteledi.

7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmişti
Merkez Meram ilçesi Hasanköy Mahallesi'nde 30 Temmuz'da bir evde 7 kişinin ölü bulunmasıyla ilgili Mehmet Altun 4 Ağustos'ta yakalanmıştı.
İddianamede, Altun hakkında öldürme olayına ilişkin "canavarca hisle tasarlayarak 7 kişiyi kasten öldürme" suçlamasıyla 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilmişti. Ayrıca Altun'un "nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlal" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar, "Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkındaki Kanun'a muhalefet" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar ve "yakarak mala zarar verme" suçundan da 8 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.

Diğer sanıklar Yahya Çalık, İbrahim Keleş, Ramazan Çalık, Ali Çalık, Lütfi Keleş, Ali Keleş (Lütfi Keleş'in oğlu), Veli Keleş, Ali Keleş (Veli Keleş'in oğlu), Ayşe Keleş ve Ali Keleş (Harun Keleş'in oğlu) hakkında ise "canavarca hisle tasarlayarak 7 kişiyi kasten öldürmeye azmettirme" suçundan yedişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, "yakarak mala zarar vermeye azmettirme" suçundan da sekizer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talebinde bulunulmuştu.

Kaynak: