İSTANBUL (AA) - İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörlüğü'nce "1-31 Ekim Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı" nedeniyle eğitim programı düzenlendi.
İÜ Rektörlük binasında gerçekleşen eğitimin programının açılışında konuşan İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Türkiye'nin en önemli tıp fakültesine sahip olduklarını söyledi.
Ciddi bir farkındalık toplantısı için bir arada olduklarını belirten Ak, "Üniversitede öğrencilerimizin yüzde 53'ü kız, idari personelin yüzde 57'si de kadınlardan oluşuyor. Dolayısıyla her şeyden önce 11 bin çalışanı bulunan İstanbul Üniversitesinin böyle bir bilgilendirmeye ihtiyacı vardı. O yönden de toplumumuzun dinamik, üretken, enerjik ve verimlilik içinde olmasının yolu sağlıklı olmaktan geçmektedir." diye konuştu.
- "Ciddi bir halk sağlığı problemidir"
Prof. Dr. Ak, kanserin Türkiye'de ve dünyada ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer alması nedeniyle önemli bir toplum sağlığı sorunu olduğuna değinerek, şunları kaydetti:
"Günümüzde kanserin büyük bir kısmı önlenebilir. Bu, kansere neden olan risk faktörlerinden kaçınma ve erken teşhis ile mümkündür. Birçok kanserin iyileşme olasılığı, erken tanı konmuş ve uygun şekilde tedavi edilmişse yüksektir. Meme kanseri de kadınlarda en sık görülen kanser olması nedeniyle ciddi bir halk sağlığı problemidir. Bu hastalığın farkında olmak kanseri erken yakalama adına önem arz etmektedir. Ekim ayı meme kanseri farkındalık ayı olması nedeniyle de bu bilinci oluşturup bu eğitimlerin düzenlenmesi çok değerlidir."
- "Mamografisiz bir meme kanseri teşhisi yok"
İstanbul Tıp Fakültesi Meme Cerrahisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mahmut Müslümanoğlu da kanserde çevre faktörlerinin de etkili olduğunu vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
"Örneğin Afrika'da yaşayan bir grup kanser insidansı düşükken, gelişmiş ülkeye geçirtildiğinde kanser insidansı artıyor. Demek ki çevre faktörlerinin çok etkili olduğu bir dünyadayız. Yaşam beklentisi, havası, suyu, geçim derdi bunlar insanda stresler oluşturuyor. Bir takım çevre parametreleri bir araya gelince kanser insidansı artıyor. Bunların içinde meme kanseri de böyle ve gelişmiş ülkelerde daha fazla. Biz de geliştikçe gelişmişlik iyiye doğru olabildiği gibi gelişmiş kötü şeyler de getiriyor.
Örneğin, kardeşim madde bağımlılarıyla ilgileniyor, Stockholm'de toplantıya gittiğinde Stockholm gibi şehrin yüzde 20'sinin madde bağımlısı kayıtlı olduğunu görüyoruz. 40 bin dolarlar gelişmişlik seviyesi ama sosyal açıdan da intiharların çok olduğu ve aile yapılarının çöktüğü yerler. Bunları bir arada değerlendirmek lazım. Tek doğru rüzgara kapılıp gitme değil de köklerimize sağlam basıp kendimize özgü paradigmalar ve değer yargılarını devam ettirmemiz lazım."
Müslümanoğlu, meme kanseriyle ilgili 30 yıldır çalıştıklarından bahsederek, "Meme kanserinde geldiğimiz noktada, mamografi dediğimiz hayat kurtaran yöntem Türkiye'de oturdu. Bazı öğretim üyeleri mamografinin zararlarından bahsediyor ve sosyal medyaya çok çıktığında insanların kafası karışıyor. Hastalar gelip bize artık 'mamografi çektirmeyelim zararlıymış' diyebiliyor. Buna da engel olmak lazım, bunca yıldır oluşturduğumuz, erken teşhise götüren hastalığı tedavi eden emek, maalesef birkaç kişinin bilgisizliği yönünden insanları yanlış yolda etkileyebiliyor." diye konuştu.
- Fiziksel ve ruhsal olarak fit olmalı
Mahmut Müslümanoğlu, mamografisiz bir meme kanseri teşhisi olmadığını, o nedenle vakti geldiğinde, aile riskiyle beraber değerlendirildiğinde mutlaka mamografi çekilmesi gerektiğini dile getirdi.
Fiziksel ve ruhsal olarak fit olmanın da önemine değinen Müslümanoğlu, "Bu çok gelişmiş bir kavram, bunun altında beslenme parametreleri de var ama tek başına beslenme değil. O kadar çok organik besleniyor ki insanlar bir bakıyorsunuz bu kadar organik besleniyorum nereden çıktı meme kanseri diyor. Demek ki tek parametre bu değil, birçok parametreyi doğru düzgün uygun şekilde kullanmamız gerekiyor. Hayatımızda mutlaka mamografi ve mutlaka doğru yaşlarda yer alması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neslihan Cabıoğlu ise "Memede farkındalık: tanı ve tarama yöntemleri" konusunda sunum gerçekleştirdi.
Kaynak: