İSTANBUL (AA) - İsrail'in kasım ayında 242 Filistinli hakkında "idari tutukluluk" kararı aldığı belirtildi.
Filistin Esir İşleri Heyetinden yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in geçen ay, 120 kişi hakkında yeni tutuklama kararı aldığı ve 122 Filistinlinin ise tutukluluk kararını uzattığı kaydedildi.
Alınan kararların 2 ila 6 ay arasında değiştiği aktarılan açıklamada, bu yılın başından itibaren İsrail'de idari tutuklamayla toplam 2050 kişinin hapse konulduğu bilgisi paylaşıldı.
Bu kapsamda hala 830 Filistinlinin İsrail hapishanelerinde tutulduğu, bunların 5'inin çocuk yaşta ve 3'ünün kadın olduğu kaydedildi.
- İsrail'in Filistinlilere yönelik "yargısız" cezası: İdari tutukluluk
İdari tutukluluk uygulaması, İsrail'in, işgal ettiği topraklardaki Filistinlileri, hiçbir suçlama yöneltilmeksizin tutuklaması anlamına geliyor.
İngiliz sömürge dönemindeki Olağanüstü Hal Yasası'ndan uyarlanan İsrail askeri yasaları, tutuklanan kişinin hakkındaki suçlamayı ya da bununla ilgili delilleri "güvenlik" gerekçesiyle öğrenemediği "idari tutukluluk" uygulamasını içeriyor.
Filistinliler, haklarındaki suçlamayı öğrenemeden ve kendilerini savunma hakkından mahrum şekilde 6 aya kadar hapse atılabiliyor. Altı ay sonra yeniden askeri mahkemeye sevk edilen ancak suçlamadan habersiz bir Filistinlinin tutukluluk süresi 5 yıla kadar defalarca uzatılabiliyor.
İsrail ordusu, iç istihbarat teşkilatı Şabak (Şin-Bet) ile iş birliği halinde, işgal altındaki Batı Şeria'da "ileride suç işleyebileceği" gerekçesiyle Filistinlileri idari tutuklu olarak gözaltına alabiliyor. Gözaltındaki Filistinliler, 8 gün içinde askeri mahkemeye çıkartılıyor.
Ancak burada tutuklu Filistinli veya avukatı, askeri savcının mahkemeye sunduğu tutuklama gerekçesini, bununla ilgili delilleri "güvenliğe zarar verebileceği" gerekçesiyle öğrenemiyor. Bu nedenle bir yargı süreci ya da savunma mümkün değil.
İsrailli insan hakları örgütlerine göre, askeri mahkemeler, tutuklanan kişilere yönelik kararlarda "otomatik onay mercileri" şeklinde hareket ediyor.
İnsan haklarına aykırı bu uygulama, İsrailli ve Filistinli insan hakları örgütlerinin yanı sıra uluslararası kuruluşlar tarafından da yoğun biçimde eleştiriliyor.
Kaynak: