Prof. Dr. Sinan Canan, "Bir şeyi paylaşmadan önce bunun olası etkilerini, yani istediğimiz etki dışında doğurabileceği yan etkileri de hesaba katmamız lazım. İnsan kendini kontrol edebilen tek varlık. O yüzden, sadece paylaşarak görevimizi yaptığımızı düşünmeyi bir kenara bırakıp, paylaşmayarak, kendimizi kontrol ederek ne büyük iyilikler üretebileceğimizi de düşünmekte fayda var diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"Terörü normalleştirmemeliyiz"
Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Sena Sezgin ise sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımlarda olay yeri görüntülerinin paylaşılmamasına hassasiyet gösterilmesinin çok önemli olduğunu belirtti.
Sezgin, "Ölenlerin, yaralananların veya patlama anının paylaşılmaması da yine aynı şekilde çok önemli. Terörün amaçlarından biri olan korku ikliminde yaşama amacına hizmet etmemesi adına bu paylaşımlara dikkat etmeli ve terörü normalleştirmemeliyiz." dedi.
Prof. Dr. Zakir Avşar da Charlie Hebdo olayı, Paris Stadyum saldırısı, Bataclan Konser Salonu saldırıları ile ilgili hatırlarda kalınacak hiçbir görüntünün kamuoyu ile paylaşılmadığına dikkati çekti.
"Trajik görüntüler asla izlenmemeli"
Dr. Öğretim Üyesi Şeydanur Tezcan Özer ise devlet kaynaklarından bilgiye ulaşılmaya çalışılması ve terör saldırılarındaki trajik görüntüleri izlemekten uzak durulması gerektiğini kaydetti.
Prof. Dr. Sultan Tarlacı, terör olayları sırasında resmi makamlara kulak vererek, gerçek dünyadaki bilgilere ve bilgi kaynaklarına itibar edilmesi ve bu bilgiler üzerine inançların inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.
Terör Uzmanı Coşkun Başbuğ da bu görüntüleri paylaşmanın teröristin kaçışışına fayda sağlayabileceğini ve irtibatlı olduğu yapıların ön tedbirler almasını sağlayabileceğini ifade ederek, "Her görüntüyü paylaşmak emniyet güçlerimizim yürüteceği operasyonlara ve soruşturmanın da selametine inanılmaz zarar veriyor." değerlendirmesini yaptı.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.