"Ohi" sözü işgal kuvvetlerine karşı ulusal direnişin simgesi haline geldi
İtalyan askerlerinin Yunanistan-Arnavutluk sınırını geçerek ülkenin temel stratejik noktalarını işgal etmesine izin tanınmasına yönelik İtalya'nın ültimatomuna dönemin Yunanistan Başbakanı Yannis Metaksas, 28 Ekim 1940'ta Yunanca "Hayır" anlamına gelen "Ohi" yanıtını vermiş, bu cevap ülkesini İkinci Dünya Savaşı'na resmen sokmuştu.
"Ohi", aynı zamanda Yunanistan'ın işgal kuvvetlerine karşı direnişinin de sembolü haline gelmişti. Bugün "28 Ekim Ohi" ulusal bayramının sembolize ettiği direnişin içinde tüm ülke vatandaşlarıyla aynı kaderi paylaşan Batı Trakyalı Türkler de vardı.
Hüseyinoğlu, kitabından alıntılar yaparak AA muhabirine aktardıklarıyla, İkinci Dünya Savaşı ve ardından patlak veren iç savaş döneminde Batı Trakya Türklerinin yaşadıklarına ayna tuttu.
"Aynı acıları çektiler çünkü vatan bir, yaşama ortamı aynı"
Hüseyinoğlu, o zor dönemi yaşayan Yunanlar ve Türkler için "Aynı acıları çektiler çünkü vatan bir, yaşama ortamı aynı, Batı Trakya'da karışık köyler vardır. Rum Türk karışık, sade Türk olan köyler de vardır fakat bu savaşın acısı tüm köylere yansıdı çünkü her köyden belki de birçok aileden sefere asker gitti. Yunan milleti ne çektiyse azınlık da bunları çekti." ifadelerini kullandı.
Babasının da dönemin zor şartlarında hastalanarak hayatını kaybettiğini anlatan Hüseyinoğlu, kıtlık, açlık ve yokluk gibi zorlukları azınlığın da yaşadığını kaydetti. Hüseyinoğlu, Batı Trakya Türklerinin İkinci Dünya Savaşı'nda Yunanistan'ı işgalden kurtarmak için cephede savaştıklarını vurguladı.
İskeçe Türk Birliği'nde asılı, üzerinde "1940-1950 savaşlarında Yunanistan uğruna canlarını feda eden İskeçeli Aziz Türk Şehitleri" yazılı tabelaya dikkati çeken Hüseyinoğlu, bu listede 34 Batı Trakyalı Türk'ün isminin bulunduğunu söyledi.
Hüseyinoğlu, Batı Trakyalı Türklerin, ülkelerini seven, ülkelerine hizmet eden, gerekirse canlarını veren Türk kökenli, Türkçe konuşan, Türk kültürüne sahip insanlar olduklarını kaydederek, "Bunun dışında herhangi bir düşünce yok, olması mümkün değil." diye konuştu.
Nüfus mübadelesinde yeni Türk-Rum dostlukları da kuruldu
Batı Trakyalı Türk azınlığın bölgeye dışarıdan gelmediğini, Lozan Barış Antlaşması kararlarınca nüfus mübadelesinden muaf tutulup bölgede kaldığını vurgulayan Hüseyinoğlu, nüfus mübadelesiyle Yunanistan'a gelen Rumlar için "Türk aileler onları kardeş gibi bildi. Bazıları 3-4 sene birlikte kaldı." ifadelerini kullandı.
Hüseyinoğlu, kayınvalidesinin genç kızlık yıllarında evlerinde misafir ettikleri mübadil Rum ailenin kızıyla kurduğu dostluğu ve bu iki dostun yıllar sonraki buluşmasını şu sözlerle aktardı:
"Kapıyı çaldım. Evdokia Hanım'a 'Sana eski bir arkadaşını getirdim, Bedriye'yi.' dedim. Boynuna atladı. Sarıldılar, ağlaştılar. Hayret ettim. Gece onlarda kalmamız için ısrar etti. Gençlik yıllarını beraber yaşamışlar. Buna benzer olaylar çok."
Kitabı için tek tek köyleri ziyaret etti
Kitabı için yaptığı araştırmada tek tek köylere giderek tüm bu süreçte hayatını kaybeden ya da kaybolan Batı Trakyalı Türklerin isimlerini listelediklerini belirten Hüseyinoğlu, ölü veya kayıpların sayısının 593 olduğunu kaydetti.
Hüseyinoğlu, kitabında Batı Trakya'da yaşayan Türk ve Yunanların savaş döneminde paylaştıkları çok sayıda ortak acının aktarıldığını dile getirerek, Türk siyasetçi ve yazar Mihri Belli'nin Yunan iç savaşında bölgede Yunanlarla verdiği mücadeleye ilişkin anıların da kitapta yer aldığını ifade etti. Kendisinin de iç savaşa çocukluğunda tanıklık ettiğini belirten Hüseyinoğlu, çoğu kişi gibi ölümle burun buruna geldiğini sözlerine ekledi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.