BERLİN (AA) - Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın, Almanya'da soykırım konusunda yaptığı açıklamalar nedeniyle hakkında bir kovuşturmaya gerek olmadığı bildirildi.
Alman basınının Berlin Savcılığına dayandırdığı haberde, savcılığın Abbas hakkında kovuşturma için "yeterli emare" bulunmadığı ve takipsizlik kararı verildiği ifade edildi.
Takipsizlik kararında Abbas'ın tarihsel olarak uygun olmayan bir karşılaştırma yaptığı konuşmasındaki amacın İsrail ordusunun eylemlerini vurgulamak ve bunların adaletsizliğine işaret etmek olduğu belirtildi.
Berlin polisi bir suç duyurusu üzerine, Abbas hakkında Alman Ceza Kanunu'nun 130. maddesi uyarınca halkı kışkırtma suçlamasıyla ön inceleme başlatmıştı.
- Abbas ne demişti?
Filistin Devlet Başkanı Abbas, 16 Ağustos'ta Almanya'nın başkenti Berlin'e ziyaretinde, Başbakan Olaf Scholz ile yaptıkları görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, 1972'de Münih Olimpiyatları'ndaki saldırıdan dolayı Filistinliler adına İsrail ve Almanya'dan özür dileyip olayın aydınlatılmasına yardımcı olup olmayacağının sorulması üzerine, İsrail'in 1947'den bugüne kadar Filistinlileri öldürdüğünü hatırlatmıştı.
Abbas, "1947'den bugüne İsrail, 50 Filistin köyünde 50 katliam, 50 Holokost işledi. Filistinliler her gün İsrail ordusu tarafından öldürülüyor. Bu yeter; artık barışı, güvenliği ve istikrarı sağlayalım." ifadesini kullanmıştı.
Filistin Devlet Başkanlığından yapılan açıklamada da Abbas'ın Almanya'daki sözleriyle kastının "İsrail güçlerinin Büyük Felaket'ten bu yana Filistin halkına karşı işlediği suçlara, katliamlara işaret etmek ve bu suçların bugüne kadar sona ermediğini vurgulamak" olduğu dile getirilmişti.
Açıklamada, Abbas'ın "Holokost'un modern insanlık tarihinde işlenmiş en vahşi suç olduğunu" vurguladığı ve söz konusu ifadelerinin "Holokost'un ayrı bir yeri olduğunu inkar etmediği" kaydedilmişti.
Almanya Başbakanı Scholz da Abbas'ın Berlin'de ifade ettiği sözlerini kınayarak, özellikle Almanlar için Holokost'un başka şeylerle ilişkilendirilip öneminin azaltılmasının tahammül ve kabul edilemez olduğunu vurgulamıştı.
Kaynak: