İSTANBUL (AA) - Esenyurt'ta polis merkezinde müdahili olduğu olay için beklediği odada fenalaşan Birol Yıldırım'ın hayatını kaybetmesine ilişkin tutuklu komiser yardımcısı ile 11 polis memurunun ağır ceza mahkemesinde yargılanmasına başlandı.
Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu yargılanan Komiser Yardımcısı İsmail A.S, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Duruşmada 9 tutuksuz sanık ile müştekiler ve tarafların avukatları da hazır bulundu.
Duruşmada tanık olarak dinlenen 112 acil yardım teknikeri Atilla Volkan, ihbarı aldıktan 5 dakika sonra olay yerine vardıklarını belirterek, şahıs yüzüstü yatarken yerlerin de ıslak olduğunu anlattı.
Şahsın göğüs kısmının da ıslak olduğunu, bayıldığı için ayıltılmaya çalışıldığını düşündüğünü dile getiren Volkan, "Şahsı yüzüstü çevirdik. EKG çektik. Çizgi düzdü, ölmüştü. Vücudunda darp izi görmedim. Morarmalar başlamıştı. Vaka bize baygınlık olarak geldi. Maktulün yüzünde kan yoktu. Kulak memesinin orasında kan lekesi gibi bir şey gördüm. Vücudunda başka bir şey görmedim. Doktor 'CPR (yeniden canlandırma) çektiniz mi?' diye sordu ancak ölümlerde yarım saatten sonra ölü katılığı başlar, vefat edende de ölü katılığı başladığı için biz yeniden canlandırma işlemi yapmadık." ifadelerini kullandı.
Tanık Ali Ekrem Erol, 112'de şoför olarak görev yaptığını belirterek, şahsın yüzünde ve vücudunda herhangi bir morluk görmediğini, sadece kulağında hafif bir kızarıklık olduğunu söyledi.
- Tanığı teşhis etti
Duruşmada polis memuru A.K. tanık olarak dinlendikten sonra söz alan müşteki Alihan Uysal, "Ben bu adamı babamı döverken gördüm. Gayrettepe'de teşhis edemediğimiz şahıs buydu. 3-4 şahsı teşhis edemedik. O kişilerden birisi kendisidir." dedi.
Tanık B.E.Y, karakolda göreve yeni başladığını belirterek, maktul Birol Yıldırım ile Alihan ve Barış Uysal'ın duvara dönük şekilde kelepçeli üst aramalarının yapıldığını, telsiz odasındayken Yıldırım'ın öldüğü bilgisinin verildiğini kaydetti.
- "Maktulü sakinleştirmeye çalışıyorlardı"
Diğer tanık polis memuru V.B. de olay günü yemekhaneye götürülürken Birol Yıldırım'ın taşkınlık yaptığını dile getirerek, "Kapıdan baktığımda Birol Yıldırım'ı sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Ben 'azdan az, çoktan çok' kelimesini duydum sadece. Birol Yıldırım fenalaştığı anda girdim. 112'yi aradım. Merkez karakolu olduğu için çok girip çıkan oluyor. Sebil sızıntı yapıyordu, görebildiğim kadarıyla darp izi yoktu." şeklinde konuştu.
Söz verilen maktul Birol Yıldırım'ın annesi Meliha Yıldırım da "Çocuğumun ölüsüne tekme atılmış. O kişiden davacıyım. Çocuğumun eşyalarını istiyorum." dedi.
Cumhuriyet savcısı, tutuklu sanık İsmail A.S'nin tahliyesini ve eksikliklerin giderilmesini talep etti.
- "İşkenceyi kabul etmiyorum"
Tutuklu sanık İsmail A.S, doğal yollarla vefat etmiş birinin ölümünün üstüne yıkılmaya çalışıldığını savunarak, "7,5 aydır tutukluyum. İşkencenin unsurları kanunda belli. Toplamda 4 dakika kaldığım odada vazife ifa ettiğim için ağırlaştırılmış müebbet ile yargılanıyorum. Ben de oluşan baskı ve şiddetle kalp krizi geçirsem hesabı kime sorulacak? Biz işkenceyle yargılanıyoruz. Fiske vurmadığımız, dokunmadığımız bir şahıstan, Allah rahmet eylesin. Ben aileye kesinlikle terörist demedim. İşkenceyi kesinlikle kabul etmiyorum." diye konuştu.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanık İsmail A.S'nin oy çokluğuyla tutukluluk halinin devamına karar vererek eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
- İddianameden
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede sanık İsmail A.S'nin, Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü Devriye Ekipler Amirliğinde komiser yardımcısı, diğer sanıkların da polis memuru olarak görev yaptığı belirtiliyor.
Bir sitedeki esnaf ile güvenlik görevlileri arasındaki karşılıklı kasten yaralama olayıyla ilgili Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü Devriye Ekipler Amirliğine bağlı görevlilerin, sitenin güvenlik amiri Barış ve Alihan Uysal'ı Esenyurt Polis Merkezi Amirliğine getirdikleri anlatılan iddianamede, sitenin özel güvenlik müdürü Birol Yıldırım'ın da Barış Uysal'ın durumunu sormak maksadıyla polis merkezine geldiği kaydediliyor.
İddianamede, adli tıp raporuna göre olay anında alkollü olduğu tespit edilen Birol Yıldırım'ın, sözlü sataşmaları üzerine İsmail A.S'nin müdahalesi ile polis merkezinden gönderilmek istendiği, çıkış kapısına yöneldiği sırada olayın taraflarına "Sizinle görüşeceğiz, sizi süründüreceğim." dediği anlatılıyor.
Bunun üzerine hakkında adli işlem yapılması için karakol binasına alınmak istenen Yıldırım'ın direndiği ifade edilen iddianamede, mutfaktaki müştekiler Barış ve Alihan Uysal'ın, yüzleri duvara dönük olduğu halde polis memurlarının Birol Yıldırım'ı darbettiklerini, "Ben kalp hastasıyım, kalbimde stent var." dediği halde dövmeyi sürdürdüklerini, kendilerinin de aynı polislerce darbedildiklerini, suyla ıslatıldıklarını, sanık İsmail A.S'nin polisleri azmettirdiğini beyan ettiği bildiriliyor.
İddianamede, sanıkların, müştekilerin iddiası ve tanıklığına göre kalp hastası olduğunu bildikleri Yıldırım'ın ölümüne sebebiyet verecek nitelikte kusurlu oldukları, sanıkların eylemi ile ölüm neticesi arasında illiyet bağının bulunduğu aktarılıyor.
İddianamede Komiser Yardımcısı İsmail A.S. ile diğer sanıklar Muhammet K, İsmail G, Muhammed Ş, Mustafa Ş, Erdoğan K. ve Bilal K'nin "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçundan 2 yıl 8'er aydan 9'ar yıla kadar, müştekiler Barış ve Alihan Uysal'a yönelik eylemleri nedeniyle ise birer yıldan 3'er yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Diğer 5 sanığın da "kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuzu kötüye kullanılmak suretiyle kasten yaralama" suçundan cezalandırılması talep ediliyor.
Büyükçekmece 3. Asliye Ceza Mahkemesi, sanıkların eylemlerinin "işkence" ve "neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış işkence" suçunu oluşturabileceğini, bu deliller karşısında sanıkların işkence kastıyla mı yoksa yaralama kastıyla mı eylemi gerçekleştirdiğinin tartışılıp belirlenmesi gerektiğini dikkate alarak, görevsizlik kararıyla dosyayı ağır ceza mahkemesine göndermişti.
Kaynak: