İSTANBUL (AA) - Çocuk Vakfı tarafından her yıl yayınlanan "Dünya Çocuk Hakları Günü Türkiye Bildirisi"ni bu yıl, şair ve çocuk edebiyatı yazarı Ayşegül Sözen Dağ kaleme aldı.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun "Çocuk Haklarına Dair Sözleşme"yi imzaladığı 20 Kasım 1989'dan bu yana her yıl 20 Kasım "Dünya Çocuk Hakları Günü" olarak kutlanıyor.
"Çocuk Hakları Oratoryosu" başlığıyla yazılan bu yılki bildiri şöyle:
"Benim adım çocuk. Aslında bizim genel bir adımız var; çocuk. Biz dünyanın neresinde olursak olalım çocuğuz, çoğunluğuz.
Biz çocukların hakları var ve bunu bazı zamanlar siz büyüklere hatırlatma gereği duyuyoruz. Çünkü siz yetişkinler unutabiliyorsunuz böyle önemli şeyleri.
Biz gökyüzünde yalnızca kuşları ve yıldızları görmek istiyoruz, bomba ve füzeleri değil. Savaşmaya derhal son verin. Sizler koca koca adamlarsınız, pekala konuşarak anlaşabilirsiniz. Mavilerimize dokunmayın. Çünkü mavi gökyüzünün, denizin ve umudun rengidir. Hayallerimizi kısıtlamayın, zira en güzel icatlar hayal kurmakla başlar. Bizim hayallerimiz, dünyayı iyilik güzellik ülkesine çevirecek türden.
Sizlerin düş gücü belki bizimkilerden biraz farklı çalışıyor olabilir. Kafamızın içinden geçen abartılı dünyayı küçük görmeyin. Çünkü bizim için bir ejderhanın şiir okuması kadar doğal bir şey yok. Biz çocukların en büyük hakkı sevilmektir. Bizim duygularımız bir menekşenin kokusu kadar saf ve temizdir, her türlü istismara kapalıdır. Her türlü psikolojik ve fiziksel şiddetten uzak olmak istiyoruz. Haklarımızın korunması ve hiçbirimizin mağdur olmaması için yetkililer daha hassas olmalı.
Kimliğimiz kişiliğimizdir. Cinsiyetçilik yapmamak adına cinsiyetimizi yok saymayın. Çocuklar ailenin bireylerinden ayrı düşünülemez. Aile değerimizi zedelemeyin.
Bütün çocuklar sıcacık bir yuvada büyümeyi hak ediyor. Bir kuş bile yavrularını yuvasında kanatlarının altında ısıtarak büyütürken bizden bazılarımızın sokaklarda yaşaması size de tuhaf gelmiyor mu?
Eğer kilometrelerce uzunluğunda bir atkım olsaydı bunu bütün arkadaşlarımla paylaşabilirdim. Çünkü bizler siz yetişkinlerden daha çok yer açıyoruz yeryüzünde birbirimize.
Bazılarımız göç ve yoksullukla oldukça erken bir yaşta tanıştı. Bizi ötekileştirmeyin. Göç çocukları olmamızın sorumlusu biz değiliz. Mülteci olmayı biz seçmedik. Ülkemizi, evimizi, en sevdiğimiz oyuncakları geride bırakmayı hiç mi hiç istemedik. Hangi çocuk oyuncağından ayrı uyuyabilir ki?
Biz çocuklar işçi olarak çalıştırılmak istemiyoruz. Bazı tehlikeli işlerde çalışan çocukların canları tehlike altına giriyor. Oysa bizim tek istediğimiz sağlıklı bir çocukluk geçirerek büyümek. Merak etmeyin büyüdüğümüz vakit hepimiz bir iş sahibi olmayı en az sizin kadar istiyoruz.
Sağlıklı gıdalarla büyümek bizim en doğal yaşam hakkımız. Bize içerisinde katkı maddelerinin olduğu yiyecekleri yedirmeyin. Şekeri ve çikolatayı seviyoruz diye obez olmayı hak etmiyoruz. Gıdalarımızın tümüyle organik olması için yetkililer daha çok çalışmalı.
Siz yetişkinler, anneler, babalar, elinizden bir an olsun bırakmadığınız telefonlar yüzünden bizi ihmal etmeyin. Bizimle iletişim kurun, oyunlar oynayın. Bizi de dijital dünyanın içine sürüklemeyin. Ekran bağımlısı olmak istemiyoruz.
Bizi nitelikli kitaplarla tanıştırın. Çünkü dilin estetik yönlerini bilmek en az büyükler kadar bizim de hakkımız. Bizler iyi kitapları daha çok seviyoruz. Çok satanlar ve okunacaklar listelerini bir kenara bırakın.
Düşlerimizi çiçekle mayalayın. Biz çocuklar uyurken de mutlu olmayı hak ediyoruz. Rüyalarımızda kabuslar görmek istemiyoruz.
Bazen farklı olabiliriz. Yürüme, konuşma, göz teması kurma gibi konularda zorlanabilir ya da öğrenme güçlüğü çekebiliriz. Farklılıklarımızı yadırgamayın, engelleri aşın ve bizi olduğumuz gibi kabul edin. Çünkü bizim de yapabildiğimiz çok iyi şeyler var. İçimizdeki cevheri keşfetmeye çalışın. Sizi temin ederiz ki bu, sandığınızdan daha kolay. Biz de yapabiliriz. Özgüvenimizi zedelemeyin. Bize sorumluluk verdiğiniz sürece haklarımızın daha çok farkında oluruz.
Bir öyküde, masalda veya şiirde bize seslenirken parmak sallamayın. Bizi basmakalıp yöntemlerle eğitmek yerine yeteneklerimizi gözetin. Yaratıcı zihinlerimizi törpülemeyin. Birbirimize tıpatıp benzememizi, okulda çıt sesi çıkarmadan durmamızı beklemeyin. Bazen kıpır kıpır olabiliriz. Çünkü biz çocuklar geleceği inşa edecek kadar zengin bir bakış açısına sahibiz.
Biz çocuklar, apartmanlardan, rezidanslardan ve alışveriş merkezlerinden çok sıkıldık. Bizimle sokağa çıkın, bir su birikintisinin üzerine atlayın, çizmeleriniz çamura gömülsün. Su birikintilerinin üzerinde zıplamayı bilmiyorsanız bunu hiç dert etmeyin, biz size bütün inceliklerini öğretebiliriz.
Geleceğimizi gerçekten kaygı ediyorsanız bizim için tohumlar biriktirin. Gelecek nesillerin toprakla buluşturacağı sürdürülebilir tohumlar. Çünkü biz çocukların en büyük haklarından birisi yaşanabilir bir dünyaya doğru büyümek."
Kaynak: