DİYARBAKIR (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Herkesin sadece kendi çıkarı peşinde koştuğu, daha fazlasına sahip olmanın özendirildiği ve teşvik edildiği günümüz dünyasında sevgili Peygamberimizin hayatına egemen olan isar anlayışını, kanaati, paylaşmayı, ihlası, sadakati, samimiyeti, vefayı ve takvayı çağın insanı ile buluşturmak bizlerin sorumluluğundadır." dedi.
Erbaş, Diyarbakır Dicle Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Güncel Hadis Meseleleri ve Babanzade Ahmet Naim Uluslararası Sempozyumu"nun "Modern Dünyada Sünnetin Hayata Rehberliği Açılış Konferansı"nda, Müslüman'ın, Allah Resulünün sünnetini çağıyla buluşturan kişi olduğunu söyledi.
Bugün bireyselliğin arttığı, insanları bir arada tutan dini bağların zayıfladığı, maddenin kutsallaştırıldığı ve mananın değersizleştirildiği bir dünyada yaşandığını anlatan Erbaş, insanlığın değerler kriziyle karşı karşıya olduğunu belirtti.
Hayatı kolaylaştıracak teknik gelişmelere ve konforu artıracak onca maddi imkana rağmen modern insanın, istediği huzura ve sekinete kavuşamadığını dile getiren Erbaş, ulaşım ve iletişim teknolojisinin gücü ve hızına rağmen aileler ve insanların birbirinden uzaklaştığını, üretim arttığı halde adil paylaşımın azaldığını, birçok maddi imkana rağmen yoksulluk, sefalet, savaş, göç ve çevre kirliliği gibi problemlerin tarihte hiç olmadığı kadar insanlığı kuşattığını kaydetti.
Ali Erbaş, şöyle devam etti:
"Böylesi bir dünyada Allah Resulünün hakkı ve adaleti merkeze alan, merhameti ve şefkati tavsiye eden, iyilik ve hayırda yardımlaşmaya teşvik eden bilgi ve hikmet yüklü mesajlarını insanlıkla buluşturmak biz Müslümanların omuzlarındadır.
Herkesin sadece kendi çıkarı peşinde koştuğu, daha fazlasına sahip olmanın özendirildiği ve teşvik edildiği günümüz dünyasında sevgili Peygamberimizin hayatına egemen olan isar anlayışını, kanaati, paylaşmayı, ihlası, sadakati, samimiyeti, vefayı ve takvayı çağın insanıyla buluşturmak bizlerin sorumluluğundadır. Unutmamalıyız ki sünnet, yaşanmış ve yaşanabilir örnek bir hayatın en yalın ifadesidir. Maddi ve manevi tüm bunalımlarından yegane kurtuluş yolunun ona tabi olmakla mümkün olacağını güzel bir üslup ve etkili bir yöntemle insanlığa anlatmalıyız. Zira yaşanan anlam ve ahlak krizlerinden kurtulmak için çağı İslam'ın rahmet iklimiyle buluşturmaktan başka bir yol görünmemektedir."
Erbaş, bir taraftan kamu görevi diğer taraftan müderrislik yapan Babanzade Ahmet Naim Efendi'nin, eğitimi, fikirleri, eserleri, çok yönlülüğü ve meselelere yaklaşımıyla döneminin en dikkati çeken isimlerinden olduğunu dile getirdi.
Ahmet Naim Efendi'nin, Batı uygarlığı karşısında hiçbir komplekse kapılmadan, öz güven içerisinde yazdığı makalelerle İslam'ın müdafaasını yaptığını vurgulayan Erbaş, bu doğrultuda dinin bilimle, vahyin akılla çatışmasının asla mümkün olamayacağını makalelerinde delilleriyle anlattığını bildirdi.
"İslam toplumlarının Batı karşısında zayıf düşmesinin, ilim ve sanatta geri kalmışlığın faturasını İslam'a kesmeye çalışanların varlığına karşın o, asıl sorunun dinde değil Müslümanlarda olduğu gerçeğini dile getirmiş, çözüm olarak da aklı, özgür düşünceyi, Kur'an'ın şaşmaz ilkelerini ve Hazreti Peygamberin sünnetini göstermiştir." ifadelerini kullanan Erbaş, Ahmet Naim Efendi'nin özellikle metodolojide yenilenmeyi savunan bir ilim adamı olduğuna işaret etti.
Erbaş, Ahmet Naim Efendi'nin Arapçanın yeni bir metotla öğretilmesi için çalışmalar yaptığını, ayrıca modern dönemde ortaya çıkan felsefi akımlarla mücadele edebilmek için yeni metotların geliştirilmesi gerektiğini dile getirdiğini anlatarak, şunları kaydetti:
"Eğitim sisteminde felsefe grubu derslerinin nasıl ve hangi muhtevada okutulacağı meselesi üzerinde çalışmalar yapmış olması ve hadis metinlerinin yeni tercümelerinin dili konusunda öncülük yapması, onun çok yönlü ve ileri görüşlü bir ilim insanı olduğunu bize gösterir. Ahmet Naim Efendi fikir ve aksiyon insanı kimliğiyle örnek alınması gereken bir şahsiyet olarak tarihteki yerini almıştır. Bizler de Ahmet Naim gibi ilim adamlarından alacağımız ilhamla medeniyetimizin ilerlemesine ve gelişmesine katkı sunmanın azmi ve gayreti içerisinde olmalıyız."
Sempozyuma, Vali Münir Karaloğlu, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakoç, İl Müftüsü Yavuz Selim Karabayır, kaymakamlar ve çok sayıda davetli katıldı.
Kaynak: