KONYA (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, cuma hutbesinde, Kerbela'daki aynı acıların bir daha yaşanmaması için ondan ders çıkarılması gerektiğini belirtti.
Erbaş, Konya Kent Ormanı'nda düzenlenen, İslam İzcileri Dostluk Kampı'ndaki açık alanda hutbe irat etti, cuma namazı kıldırdı.
Muharrem ayı ve Kerbela konulu cuma hutbesinde Erbaş, Muharrem ayıyla başlayan hicri takvimin, 1444'üncü yılının idrak edildiğini anımsattı.
Bu ayın, Hazreti Muhammed'in, "hürmete şayan" olarak nitelediği, rahmet ve hikmet dolu bir ay olduğunu aktaran Erbaş, "Efendimiz, 'Ramazan'dan sonra en faziletli oruç Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur.' buyurarak, bu ayın manevi bereketine işaret etmiştir. Muharremin 10'uncu günü olan Aşure gününde ise bir gün öncesi veya bir gün sonrasıyla birlikte oruç tutmayı ümmetine tavsiye etmiştir." ifadelerini kullandı.
Erbaş, Muharrem ayının, aynı zamanda Kerbela'nın hüzünlü hatırası olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Muharrem, çöllerde bir yudum suyun özlemidir. Ehl-i Beyt aşkıyla dolu gönüllerin, 'Ah Hüseyin'im' diyerek sızladığı bir hasret mevsimidir. Seyyidüşşüheda Hazreti Hüseyin Efendimiz ve beraberindekilerin acımasızca şehit edildiği vaktin gözyaşlarıdır. O Hazreti Hüseyin ki, Resulullah'ın sevgili torunu, Ehl-i Beyti'dir. Hz. Aliyyü'l-Murtaza'nın, Hazreti Fatımatu'z-Zehra'nın ciğer paresidir. Rahmet peygamberinin 'Dünyadaki çiçeğim, reyhanım' diyerek bağrına bastığı, cennet gençlerinin efendisi olarak taltif ettiği yiğittir. O Hazreti Hüseyin ki Allah yolunda yüce bir ahlakın ve çağları aşan onurlu bir duruşun mümtaz temsilcisidir."
Erbaş, Kerbela'nın, mezhebi, meşrebi ve düşüncesi ne olursa olsun, bütün ümmetin ortak acısı, Allah'a ve Resulüne iman eden, Ehl-i Beyt'e muhabbet besleyen her Müslüman'ın yürek sancısı olduğunu vurguladı.
- "Millet bu sevgiyi yüreklerinin ta derinliklerinde hissetmeye devam ediyor"
Neredeyse her evde bir Hasan, bir Hüseyin, bir Ali, bir Fatıma bulunan ve gönlü Evlad-ı Resül aşkıyla yanıp tutuşan aziz milletin, Ehl-i Beyt muhabbetinin asırlar geçtikçe daha da arttığını dile getiren Erbaş, milletin bu sevgiyi yüreklerinin ta derinliklerinde hissetmeye devam ettiğini kaydetti.
Kerbela hadisesinin hüznünü yaşarken, aynı acıların bir daha meydana gelmemesi için Kerbela'yı ibret nazarıyla okumaya ve ondan dersler çıkarmaya mecbur olduklarını anlatan Erbaş, şöyle konuştu:
"Kerbela'dan çıkaracağımız ilk ders, onu ayrılık ve gayrılığa değil, tevhide ve kardeşliğe vesile kılmak, gönül birlikteliğine dönüştürmektir. Sevinç ve tasayı, muhabbet ve meşakkati paylaşmaktır. Yüce Rabb'imizin 'Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın.' emrine kulak verip sımsıkı kenetlenmektir. Fitneye, fesada ve tefrikaya karşı vahdete sarılmak, kardeşliğimize kastedenlere fırsat vermemektir. Kerbela'dan çıkarılması gereken bir diğer dersin de Hazreti Hüseyin'in ve arkadaşlarının, uğruna can verdikleri yolun peygamberi zişan efendimizin yolu olduğunu, Hazreti Ali'nin buyurduğu gibi, Allah'ın farzlarına riayet etmek, özellikle namaz konusunda hassas olmak ve namazla Allah'a yaklaşmak, Hazreti Hüseyin gibi İslam'ın şartlarını, emir ve nehiylerini doğru anlayıp yaşamak, hak, adalet, sevgi, şefkat ve merhameti yüceltmek, kötülüğü engelleyip iyiliği yaymaktır. Makalat yazarı büyük velinin öğütlediği gibi, insani ilişkilerde toprak gibi mütevazı olmak, herkese aynı gözle bakmak, kimseyi ayıplamamaktır. Dünyanın aldatıcılığına kanmamak, daima Hakk'ın hoşnutluğunu aramaktır. Haksızlık ve zulüm karşısında dimdik durmak, gerektiğinde Allah yolunda şehadete koşmaktır. Bu vesileyle başta şehitler serdarı İmam Hüseyin Efendimiz ve Ehl-i Beyt-i Mustafa olmak üzere din, iman, vatan ve mukaddesat uğruna canını feda eden bütün şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla yad ediyorum."
Kaynak: