

Merkez Müdürü Dr. Öğretim Üyesi İskender Dölek, sıvılaşma özellikleri, yüzey deformasyonu gördükleri yerlerle laboratuvarlarda yapacakları incelemelerin ardından hareketin tipi, şekli ve nasıl bir davranış gösterdiğini daha iyi anlayacaklarını söyledi.
Dölek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Jeomorfolojik anlamda arazi deformasyonu ilgili gözlemler yaptık. Sahada kütle hareketlerini görebildik. Burada çamur akmaları, heyelanlar, kaya düşmeleri gibi çok farklı ve değişik kütle hareketlerini gördük. Zemin sıvılaşmasıyla ilgili proje kapsamında sahadan veriler topladık ve jeofizik ölçümleri yaptık. Ekiptekiler, zemin titreşimi ana karakterini belirlemeye yönelik verileri toparladı. Gözlemlediğimiz kırık ve kaya düşmelerini yüzey modelleri üzerinde inceleyeceğiz."

Yaşanan depremlerden sonra kendilerine en çok "Muş'ta deprem olacak mı?" sorusunun sorulduğunu anlatan Dölek, şunları kaydetti: "Türkiye bir deprem ülkesi, bu gerçeğe alışmamız, yaşamımızı bunun üzerine kurmamız gerekiyor. Sahadan yaptığımız gözlemler, mühendis ve inşaatçı arkadaşların değerlendirmeleri iki hususu öne çıkarıyor. Doğru zeminde doğru binalar yapacağız. 'Muş'ta deprem olacak mı?' sorusu yerine ilk önce bunu sormak lazım. Benim binam sağlam mı? Binam doğru zemin üzerinde mi? Doğru bina doğru zemin üzerine inşa edildiğinde depremin olup olmaması bizi bu kadar meşgul etmeyecek. Yıkımın gerçekleştiği yerlerde özellikle bazı binaların kaldırılmadan sit alanı ilan edilmesi afet iletişimi adına önemli hususlar. Bu yaşananları hem unutmayalım hem de unutturmayalım."
