KOCAELİ (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iş birliğini, barışı, diplomasiyi önceleyen dengeli politikalarıyla Rusya-Ukrayna Savaşı'nın olumsuz etkilerinden Türkiye'yi korumayı başardıklarını belirterek, "Tahıl koridorunun açılmasını sağlayarak, küresel sorunların çözümünde Türkiye'nin anahtar rolünü bir kez daha teyit ettik." dedi.
Erdoğan, Gebze Bilişim Vadisi'nde düzenlenen "Teknoloji ve Sanayinin Merkezi Kocaeli'ye Değer Katanlar Ödül Töreni"nde yaptığı konuşmada, Türkiye olarak bu sancılı süreçte (Kovid-19 salgını) sağlıkla birlikte ekonomide de başarılı bir imtihan verdiklerini söyledi.
Kimilerinin ülkeyi felakete sürükleyecek akıl ve izan dışı söylemlerine rağmen ekonomik hayatın durmasına müsaade etmediklerini belirten Erdoğan, şirketleri üretime, ticarete, istihdama devam etmeleri noktasında teşvik ettiklerini vurguladı.
Türk firmalarının, Hükümetin bu teşvikleri sayesinde yurt içinde ve dışında başarı çıtasını sürekli yukarı taşıdıklarını aktaran Erdoğan, Türkiye'nin, ekonomik büyümesini istikrarlı bir şekilde sürdüren sayılı ülkelerden biri olduğuna işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl elde ettikleri yüzde 11'lik büyümeyle G20 ülkeleri içinde ilk sıraya yerleştiklerine dikkati çekerek, "Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,3'lük büyüme kaydettik. Dünyada istihdam azalırken, 31 milyon sınırına dayanarak tarihimizin en yüksek rakamına ulaştık. Her ay ihracatta rekor kırıyoruz. Temmuz ayı ihracatımız geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,5 artarak, 18 milyar 550 milyon dolara ulaştı. 2002 yılında sadece 36 milyar dolar ihracat yapabilen Türkiye'nin, yani bununla şunu söylüyorum; göreve geldiğimiz zaman ihracatımız 36 milyar dolardı. Şimdi nereye geldik? 250 milyar dolara yaslandık." bilgisini verdi.
Turizmde 2022 hedeflerinin de üzerine çıkacaklarının görüldüğünü aktaran Erdoğan, Asya merkezli üretim ağına alternatif adres arayışlarında Türkiye'nin isminin giderek daha fazla zikredildiğini belirtti. Erdoğan, başka ülkelerin yurt dışı pazarlarda bıraktığı boşluğu, Türk ürünleri ve firmalarının doldurduğunu dile getirdi.
Dün Soçi'de olduğunu anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Döndüğümde, akşam televizyon ekranlarında Rusya'dan gelen kruvaziyer gemisinin Trabzon Limanı'na yanaşmasını gördüm. İftihar ettim. Düşünün, Trabzon Limanı'na artık turistler kruvaziyer gemisiyle geliyor. Sanayisi, üretim kapasitesi, nitelikli iş gücü, üç kıtayı birleştiren stratejik konumu, sağlık ve ulaşım altyapısı ile ülkemizin yıldızı giderek parlıyor. Küresel ölçekte gıda ve enerji krizinin konuşulduğu bir dönemde Allah'a şükür biz oldukça rahatız. İş birliğini, barışı, diplomasiyi önceleyen dengeli politikamızla Rusya-Ukrayna Savaşı'nın olumsuz etkilerinden ülkemizi korumayı başardık. Tahıl koridorunun açılmasını sağlayarak, küresel sorunların çözümünde Türkiye'nin anahtar rolünü bir kez daha teyit ettik."
- "Hayata geçirdiğimiz politikalarımızın müspet sonuçlarını önümüzdeki senenin ilk çeyreğinde daha net göreceğiz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, emtia fiyatlarındaki ani ve aşırı yükselişin sebep olduğu piyasa dengesizliklerini yakından takip ettiklerinin altını çizerek, "Fahiş fiyat artışları ile enflasyon sebebiyle vatandaşımızın ve iş dünyamızın sırtına binen yükü hafifletecek pek çok adım attık, atmayı da sürdürüyoruz. Asgari ücretten memur ve emeklilerimizin maaşlarında yaptığımız artışlara, sosyal koruma kalkanımızın genişletilmesinden iş dünyamıza yönelik kredi imkanlarına kadar, attığımız her adımda toplumumuzun tüm kesimlerine sahip çıkıyoruz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlayla ülkemizi büyütme esasına dayanan Türkiye Ekonomi Modelimizi taviz vermeden uyguluyoruz. Hayata geçirdiğimiz politikalarımızın müspet sonuçlarını inşallah önümüzdeki senenin ilk çeyreğinde, özellikle enflasyonda daha net bir şekilde göreceğiz. Türkiye'yi bu küresel fırtınadan da sahil-i selamete mutlaka çıkartacağız." diye konuştu.
Günümüz ekonomisinin rekabetçi yapısında öne çıkmanın yolunun, güçlü üretim kapasitesiyle birlikte yüksek teknoloji ve yenilikçilik olduğunu söyleyen Erdoğan, son 20 yılda Türk ekonomisinin bu yönünü güçlendiren pek çok adım attıklarını, Cumhuriyet tarihinin en büyük sanayi ve teknoloji atılımı olarak Milli Teknoloji Hamlesi'ni başlattıklarını dile getirdi.
Erdoğan, Türkiye'de dünya ile yarışabilecek bir girişimcilik ekosistemi inşa ederken, Türk girişimlerine yatırım yapanları destekleyecek programları devreye aldıklarını aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de teknoloji tabanlı işlere yapılan yatırım miktarlarında keskin bir artış yaşanıyor. 2023 için öngördüğümüz yatırım rakamlarını iki yıl öncesinden büyük bir farkla geçtik. 2020 yılında Türkiye'deki teknoloji şirketlerine yapılan yatırımlar sadece 148 milyon dolarken, 2021 yılında bu ne oldu biliyor musunuz? 1,5 milyar doları aştı. 2022'nin ilk yarısında 132 teknoloji girişimine yapılan 1,4 milyar dolarlık yatırım da aslında yeni rekorlar, yeni başarı hikayelerinin sinyallerini veriyor. Türkiye, bu yılın ilk yarısında oyun yazılımı sektöründe Avrupa'da en fazla yatırım alan ülke oldu. Bundan iki sene önce ülkemizde 1 milyar dolar değerlemeye ulaşan hiç şirket yokken, bugün bu şirketlerin sayısı 6'ya ulaştı. Ayrıca çoğu kendi imkanlarımızla yerli ve milli helikopterlerimizi, roket ve mühimmatlarımızı, eğitim uçaklarımızı, zırhlı araçlarımızı, gemilerimizi, torpidolarımızı, hava savunma sistemlerimizi tasarladık, geliştirdik ve ürettik."
Bazıları bu başarıları görmezden gelse de 20 yılda yapılanların Türkiye için büyük bir gurur kaynağı olduğunu bildiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Az önce Bakanımız tüfeklerden bahsetti. Bırak tüfeği, Sayın Varank ne tüfeği? Bu ülke toplu iğne üretemiyordu, toplu iğne. Şimdi hamdolsun buralara geldik. Bugün dünyada insansız hava araçları denilince akla ilk Türk SİHA'ları geliyor. Önce İHA'yla başladı, ardından SİHA, şimdi Akıncı. Ben Sayın Bush Amerika'da başkanken, kendisiyle bir ziyarette, daha henüz başbakan olmamıştım ama seçimi kazanan bir partinin başkanıydım ve Amerika'ya yaptığım ziyarette Sayın Bush'la bir konuyu ele aldık. Dedim ki 'Hani terörle mücadelede bize gerekli destekleri verecektiniz. İHA'lar verecektiniz. SİHA'lar verecektiniz.' Dedi ki, 'Bunlar verilmiyor mu?' 'Evet' dedim, 'verilmiyor.' Ve hemen Condoleezza Rice'ı çağırdı. 'Türkiye'ye bunlar verilecekti, niçin verilmiyor? Hemen bu işi halledeceksiniz.' dediler. Ve bize o zamanın şartlarında 24-48 saat ile İHA'ları verdiler. Ama ondan sonra gene tabii çekip alıyor. Allah rahmet etsin. Özdemir Bey bizim bu halimizi görünce çocuklarıyla beraber masaya oturdular ve o gün bir adım attılar. Ve süratle hemen ilk adım İHA'nın üretimiydi. İHA'nın üretimini gerçekleştirdiler. Ardından SİHA'nın üretimi gerçekleşti ve en son Akıncı'nın üretimi gerçekleşti. Tabii bütün bunlarla beraber şimdi Türkiye bu alanda sıraya girenlerin olduğu bir ülke konumuna geldi. Şimdi herkes İHA istiyor, SİHA istiyor, Akıncı'yı istiyor. Mesele buydu, bunu başarmaktı, bu noktaya geldik."
(Sürecek)
Kaynak: