KIRŞEHİR (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Zamana yenik düşmeyen, rengi solmayan, değerinden bir şey kaybetmeyen ahilik, bugünün dünyasının ihtiyaçlarına da derman olacak düsturlarıyla en kıymetli hazinelerimizden biridir." dedi.
Erdoğan, Cacabey Meydanı'nda düzenlenen 2021 UNESCO Ahi Evran Anma Yılı-Ahi Evran İzinde Esnaf Buluşması'nda yaptığı konuşmada, Neşet Ertaş'a ve nice gönül erine ev sahipliği yapmış Kırşehir'de olmaktan memnuniyet duyduğunu belirtti.
Güzel buluşmaya vesile olan Pir Ahi Evran Veli başta olmak üzere ebediyete irtihal eden ahileri, esnaf ve sanatkarları rahmetle yad eden Erdoğan, Ahilik Haftası ve Esnaf Bayramı'nın kutlu, kardeşliklerinin daim olmasını diledi.
Erdoğan, dünyanın hiçbir yerinde esnaf ve sanatkarın Türkiye'deki gibi ilim, ahlak ve sanatı birleştiren köklü bir geleneğe, tarihi bir role sahip olmadığını söyledi.
Ecdadın miras bıraktığı bu köklü kurumla iftihar ettiklerini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Zamana yenik düşmeyen, rengi solmayan, değerinden bir şey kaybetmeyen ahilik, bugünün dünyasının ihtiyaçlarına da derman olacak düsturlarıyla en kıymetli hazinelerimizden biridir. Ahi Evran'ın 850. doğum yılının UNESCO tarafından 2021 yılı programına alınması bu bakımdan çok isabetli olmuştur. Bugünkü İran topraklarında bulunan Hoy şehrinde doğan, çocukluğu Azerbaycan'da geçen, Hoca Ahmet Yesevi dergahında yetişen Ahi Evran ardından Anadolu'ya gelmiştir. Bir müddet Kayseri, Konya ve Denizli'de kalan Ahi Evran daha sonra Kırşehir'e yerleşmiş ve burada vefat etmiştir. Bu sebeple UNESCO'ya verdiğimiz teklif dosyamızı Azerbaycan ve İran'la birlikte hazırladık. Gönül hazinelerimizin, insanlığın manevi şifası için dünyanın dört bir yanında tanınması, günümüz fertleriyle buluşması için 2021 senesini Ahi Evran Yılı olarak ilan ettik. Bu sene aynı zamanda Yunus Emre ve Hacıbektaş yılıdır."
Erdoğan, Esnaf Bayramı'nı, ilmin irfanla, ticaretin ahlakla bütünleştiği ahilik müessesini tüm dünyaya ve genç nesillere en güzel şekilde tanıtmanın vesilesi haline getirmenin gayreti içinde olduklarını ifade etti.
Ahi Evran'ı Anma ve Ahilik Yılı'nı bu anlayışla değerlendirdiklerine dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:
"Ecdadımız dünyada fetih kabiliyeti yanında devlet kurma maharetiyle da maruftur. Bu devletler, sadece kılıçla kurulmadı. Asıl büyük ve kalıcı fetih gönüllerde gerçekleşti. Er meydanlarında şehit ve gazilerimizin fedakarlıklarıyla kazandığımız zaferleri, Yunuslarla, Ahi Evranlarla Hacıbektaşlarla ve daha nice evliyanın sözleri, davetleri ve amelleriyle tahkim ederek kalıcı hale getirdik. Ahi Evran'ın 32 başlık altında sınıflandırdığı ahilik teşkilatı asırlarca bu topraklarda ticaretin ve dayanışmanın bel kemiği olmuştur. Dönemin şahidi tarihçiler özellikle Anadolu'nun ahiler sayesinde sosyal ve iktisadi bakımdan düzenli, mamur bir yer haline geldiğini kaydeder. Kadıları, müderrisleri, ustaları, kalfaları, çıraklarıyla, devlet erkanını ve hatta padişahları da kuşatan bu itibarlı kurumlarımız işte böyle teşekkül etmiştir. Ekonominin, ticaretin, sosyal hayatın, maddi boyutuyla yaşamanın ötesine geçen bir hareket olarak ahiliğin unsurlarını her çağda ve şartta geçerli kılan, onu özü ve fıtratıyla insanı merkeze almasıdır."
Erdoğan, ahiliğin gücünün bilim, sanat ve ahlakı birleştirip ekonomik ve sosyal hayatta kalitenin ve güvenilirliğin garantisi olan kuralları taviz vermeden uygulamasından kaynaklandığını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün adına toplam kalite yönetimi denen, tüketici haklarının korunması denen yaklaşımların ahiler tarafından asırlardır uygulandığının altını çizerek, ahiliğin sosyal rolünün üreticiyle tüketici arasında olduğu kadar zengin ile fakir, emek ile sermaye arasında kurduğu dengeden geldiğini vurguladı.
Günümüzün en büyük ihtiyacı olan sosyal adalet ve istikrarın reçetesinin işte bu denge olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Modern dünyanın son yüzyılda keşfettiği çareler, bizim ahi ocaklarının nizamnamelerinde ayrıntısıyla yazılıdır. İnsanlığın bugün geldiği nokta teknolojide ve bilimde katedilen mesafe, asırlara sari böyle bir birikimin neticesidir. Bugünkü teknolojiye, bilime, ekonomik ve sosyal düzene asırlar öncesinden zemin hazırlayanlar olmasaydı kendimizi şu an çok farklı ve dramatik bir yerde bulabilirdik. Öyle ki İbn-i Sina'yı anmadan bugünkü tıbbı kavrayamayız. El-Cezeri'yi bilmeden bugünkü teknolojinin köküne ulaşamayız. Farabi'yi, Biruni'yi, Harezmi'yi, Kindi'yi tanımadan matematik konuşamayız. Yusuf Has Hacip'i, İbn-i Haldun'u öğrenmeden siyaset bilimini, sosyolojiyi anlayamayız. Yahya Kemal'in deyimiyle 'kökleri mazide olan ati' olarak bizlere düşen görev tarihimizin iz bırakan olaylarını önce kendimiz hatırlamak, sonra da tüm dünyaya hatırlatmaktır. Millet olma bilincini bu şekilde canlı tutacağız. Biz yollarımızı bu şekilde genişleteceğiz, hedeflerimizi bu şekilde büyüteceğiz. Biz kendi siyaset hayatımızda da devlet yöneticiliği hayatımızda da hep bu anlayışla hareket ettik, ediyoruz. İşte bunun için 2023 hedefleri diyoruz, 2053 vizyonu, 2071 vizyonu diyoruz."
(Sürecek)
Kaynak: