ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin ihtiyacının faizi yükseltmek değil, yatırımı, istihdamı, üretimi ihracatı ve cari fazlayı artırmak olduğunu bildirdi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Erdoğan, Türkiye'nin, son 20 yılda, kazandırılan güçlü altyapının üzerinde hem asırlara sari kayıplarını telafi etme hem de hedeflerine ulaşma yolunda kritik bir dönemeçten geçtiğini ifade etti.
Bu seviyeye gelene kadar vesayetten terör örgütlerine, darbecilerden ekonomik tetikçilere kadar her türlü engelin karşılarına çıkarıldığını, her türlü yolun denendiğini vurgulayan Erdoğan, "Milli iradenin üstünlüğünü tesis edip, vesayeti etkisizleştirmek, sınırlarımızın ötesine geçen harekatlarımızla terör örgütlerinin başını ezmek, darbecilere ülkeyi dar etmek suretiyle hamdolsun mücadelemizin önemli bir kısmını kazandık." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son dönemde ülke ve millet olarak bizi en çok zorlayan konunun faiz-kur-enflasyon denklemi ile sınandığımız ekonomi alanı olduğu bir gerçektir. Dünyadaki gelişmeleri ve ülkemizin gücünü dikkate alarak ekonomimizi mahvetme tehdidi gibi açık ve alçak bir saldırıya maruz kaldığımız 2018'den itibaren bu alanda yeni programı hayata geçirmeye başladık." dedi.
- "Ekonomide köklü bir dönüşümü adım adım hayata geçirdik"
Türkiye'yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütme esasına dayanan bu programın teorik arka planının ve uygulamadaki mantığının anlaşılmasının vakit aldığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz ne yaptığımızı, niçin yaptığımızı, nasıl yapacağımızı gayet iyi bildiğimiz için bu tür tartışmalara kulak asmadan işimize baktık, ekonomide köklü bir dönüşümü adım adım hayata geçirdik. Bizim yıllar önce yaptığımız, önceliği istihdama ve üretime verme tercihine, bugün gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm dünyanın da yönelmeye başladığını görüyoruz.
Elbette 'mandacı iktisatçılar', programı kötülemek için hala dünyadaki örnekleri görmezden gelmeye, verilerin yarısını anlatıp diğer kısmının üzerini örtmeye, yatmaya devam ediyor. Akıl ve vicdan sahibi iktisatçılarımız ise detaylara ilişkin kimi eleştirilerini söylemekle birlikte, programımızın mantığını ve amacını biraz mahcup ifadelerle olsa da takdir ediyor."
- "Ülkemizin neye ihtiyacı olduğuna bakıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktisat teorileri ve uygulamalarının, fizik ve matematik bilimleri gibi her yerde geçerli kuralları, formülleri, denklemleri olmadığına dikkati çekerek, bu alana ilişkin teori ve uygulamaların, ülkelerin, toplumların şartlarına, kültürüne, birikimine, kabiliyetine ve gücüne göre değişiklik göstereceğini dile getirdi.
Bir ülkede başarılı olan bir modelin diğerinde de aynı sonucu vereceğinin garantisi olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Kendi eğitimlerine ve donanımlarına göre ülkemizde ısrarla belirli iktisat modellerinin uygulanmasını isteyenlerin fanatizmi, akılcılıklarından değil, tembelliklerinden veya gerideki başka çıkar ilişkilerinden kaynaklanır. Biz bu hakikatleri bildiğimiz için birilerinin ne dediğine değil, ülkemizin neye ihtiyacı olduğuna, milletimize verdiğimiz sözleri nasıl yerine getirebileceğimize bakıyoruz." diye konuştu.
- "Enflasyonu düşürecek tedbirleri de alıyoruz"
Bugün dünyanın yüksek enflasyon gerçeği ve işsizlik tehdidiyle boğuştuğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye ise kendi ekonomik modeli sayesinde tarihinin en yüksek üretim, ihracat ve istihdam seviyelerine ulaşarak bu iki tehditten asıl yıkıcı olanın üstesinden gelmeyi peşinen başarmıştır. Enflasyon rakamlarımızın nominal olarak çok yüksek seyretmesi elbette üzüntü vericidir ama burada asıl dikkat edilmesi gereken enflasyon düzeyinin genel ekonomi üzerinde yol açtığı sonuçlardır.
Biz enflasyon rakamlarının insanlarımızın hayatındaki olumsuz etkilerini her kesimin gelir seviyesini yükselterek bertaraf etmeye çalışırken, aynı zamanda enflasyonu düşürecek tedbirleri de alıyoruz. Buna karşılık uzunca bir süredir enflasyonsuz ekonomik iklimde yaşamaya alışmış ülkelerde bizimkiyle mukayese edildiğinde daha küçük gözüken oranların etkileri, çok daha derin ve yıkıcı hissediliyor."
- "Türkiye, ekonomide kendi yolunu çizmiştir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizde yaklaşık 1 yıldır yaşadığımız yüksek enflasyonu 1994 ve 2001 krizleriyle karşılaştırmak sadece bize değil, vatandaşlarımıza da yapılmış büyük bir haksızlık olur. Çünkü bugün yaşadığımız enflasyon, bütçe ve işsizlik kaynaklı değil, küresel gelişmelerin tetiklediği dengesiz fiyat hareketlerinin sonucudur. Yani maliyet odaklı enflasyondur." değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Fiyatların artması istenmeyen bir durum olmakla birlikte, bütçenin güçlü, üretimin dinamik, istihdamın yüksek olduğu bir ortamda üstesinden gelinmesi mümkün bir sorundur. Geçmişte ülkemizi, dünyanın pek çok yerinde yapıldığı gibi, finansal dalgalanmalar ve varlık hareketleri üzerinden soymayı alışkanlık haline getirenler, bizi aynı yola sokmak için canhıraş bir gayret içindedirler ama ülkemiz büyük ve güçlü Türkiye hedefi doğrultusunda ekonomide kendi yolunu çizmiştir ve bu istikamette kararlılıkla yürümektedir.
Türkiye'nin ihtiyacı faizi yükseltmek değil, yatırımı, istihdamı, üretimi, ihracatı ve cari fazlayı artırmaktır. Gelişmiş ülkelerdeki bizden daha derin farklar içeren politika faizleri ile enflasyon oranları arasındaki ilişkiye hiç bakmayıp, Türkiye'deki durumu felaket tellalı edasıyla anlatanların niyetleri başkadır. Bugünkü ekonomi programımızı 10, 15, 20 yıl, belki bu cesaret ve kararlılıkla uygulayamayabilirdik. Çünkü o dönemlerde siyasi ve askeri gücümüz gibi ekonomik altyapımız da henüz böyle bir politikayı destekleyecek seviyede değildi ama bugün Türkiye, her alanda bir başka ligin, bir başka dünyanın oyuncusudur."
- "Eski politikaları dayatmaları, kendi çıkarlarının derdine düşmelerinden kaynaklanıyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi krizlerinin yükünü azaltmak için Türkiye'nin politikasına benzer ve hatta daha ileri adımlar atan gelişmiş ülkelerin olduğunu belirterek, "Aynı ülkelerdeki kimi çevrelerin, Türkiye gibi potansiyellerini en üst seviyede kullanmaya başlayan yerlere karşı eski politikaları dayatmaları ise iyi niyetlerinden değil, kendi çıkarlarının derdine düşmelerinden kaynaklanıyor. Hiç kimse kusura bakmasın, o eski Türkiye artık geride kaldı. Tıpkı güvenlik, enerji, sanayi politikaları, sosyal politikalar gibi ekonomi politikamızı da kendi ihtiyaçlarımıza ve çıkarlarımıza göre belirlemeyi sürdüreceğiz." dedi.
Son 20 yılda yapılan her eğitim, sağlık, ulaştırma, enerji, tarım, teknoloji yatırımının bugünler için olduğunun altını çizen Erdoğan, "Bu yatırımları küresel finans baronlarına daha çok kaynak aktarmak için değil, kendi vatandaşlarımızın hayat seviyesini yükseltmek, geleceğini güçlendirmek için yaptık." diye konuştu.
(Sürecek)
Kaynak: