İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin, uzun süren terörle mücadele döneminde askeriyle, polisiyle, jandarmasıyla, güvenlik korucusuyla, diğer kamu görevlileriyle, vatandaşıyla on binlerce şehit vermiş bir ülke olduğunu belirterek, "Buna rağmen terörle mücadeleyi daima hukuk devleti sınırları içinde yürüttük, hele hele insanlıkla bağdaşmayan yöntemlere asla tevessül etmedik." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Baltalimanı Polisevi'nde polis, jandarma, sahil güvenlik, bekçi ve güvenlik korucuları ile bir araya geldiği iftar programında yaptığı konuşmada, bugün sekizinci iftarını açtıkları başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan ramazan-ı şerifi tebrik ederek, Allah'tan, kendilerini ramazan ayı gibi Kadir Gecesi ve bayrama da sağlıkla, afiyetle, esenlikle kavuşturmasını niyaz etti.
Dünyada pek çok insan topluluğu olmakla birlikte bunlardan ancak bir kısmının millet olduğunu söyleyen Erdoğan, Türk milletinin, dünyanın en kadim, en köklü, en güçlü, en geniş coğrafyada hüküm sürmüş, en yüksek medeniyetlerini kurmuş milletlerin başında geldiğini aktardı.
Erdoğan, millet olabilmek için ortak bir dile, ortak bir inanca, ortak bir tarih şuuruna, sağlam bir ekonomiye ve bunların hepsinin üzerinde inşa edileceği bir vatana ihtiyaç olduğunun altını çizerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Coğrafyayı vatan haline getiren, üzerinde işte bu unsurlar etrafında kenetlenmiş bir insan topluluğunun yaşıyor olmasıdır. Bireyden başlayıp topyekun millete kadar uzanan bu insan topluluğunu bir arada tutmanın ilk şartı ise can ve mal güvenliklerini, huzurlarını, geleceğe umutla bakabilmelerini sağlamaktır. Hırsızlık gibi en basit suçlardan, terör gibi en ağırlarına kadar toplumun can ve mal güvenliğine yönelik her türlü tehditle özellikle mücadele etmek devletin asli görevi ve alametifarikalarından biridir. Ancak bu şekilde sınırlarımızı da bayrağımızı da anayasamızı ve yasalarımızı da kurumlarımızı da anlamlı hale getirebiliriz."
- "Sizler huzurun teminatısınız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, polislerin yerleşim merkezlerinde, jandarmanın kırsalda, sahil güvenliğin kıyılarda ifa ettikleri görevlerle vatandaşın huzurunu ve dolayısıyla devletin anlamını koruduğunu belirterek, "Ve özellikle de unutmayınız, bireyde her işin başı sağlık iken toplumda her işin başı güvenliktir, huzurdur. Şayet her bir insanımız can ve mal güvenliğinden emin şekilde hayatını sürdüremiyorsa diğer hiçbir şeyin önemi yoktur. Sizler işte bu huzurun teminatı olan güvenlik güçlerimizin temsilcilerisiniz." diye konuştu.
Bu vesileyle, Türk Polis Teşkilatının 177. kuruluş yıl dönümünü tebrik eden Erdoğan, kuruluşundan bugüne teşkilatta görev yapan ve gerektiğinde canlarını vermekten çekinmeyen tüm polisleri şükranla, tazimle ve rahmetle yad etti.
Erdoğan, halen vazifeleri başında olan polislere başarılar dileyerek, Allah'tan hepsini muhafaza eylemesini istedi.
Haziran ayında da Jandarma Teşkilatının 183. kuruluş yıl dönümüne ulaşacaklarını aktaran Erdoğan, şimdiden Jandarma Teşkilatının kuruluş yıl dönümünü de tebrik ederek, asayişten terörle mücadeleye kadar geniş bir alanda kahramanca mücadele eden cesur jandarmalara başarılar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde bu yıl, 40. kuruluş yıl dönümü olan, kıyıları emanet ettikleri, son yıllarda denizlerde görülen yoğun mülteci akınını başarıyla yöneten Sahil Güvenlik Komutanlığının tüm personelini de tebrik etti.
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Türkiye, uzun süren terörle mücadele döneminde askeriyle, polisiyle, jandarmasıyla, güvenlik korucusuyla, diğer kamu görevlileriyle, vatandaşıyla on binlerce şehit vermiş bir ülkedir. Buna rağmen terörle mücadeleyi daima hukuk devleti sınırları içinde yürüttük, hele hele insanlıkla bağdaşmayan yöntemlere asla tevessül etmedik. Hamdolsun sınırlarımız içinde bitirme noktasına getirdiğimiz terörle mücadele sürecimizi alnımızın akıyla bugünlere ulaştırdık. Artık terör örgütlerinin bize saldırmasını beklemiyor, onları sınırlarımız ötesinde gizlendikleri inlerinde bulup tepelerine biniyor, başlarını eziyoruz."
(Sürecek)
Kaynak: