Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, barış ve güvenlik, insan hakları ve sürdürülebilir kalkınma alanlarında BM bünyesinde devam eden çalışmalara en somut katkıları yapan ve öncü roller üstlenen ülkelerden birisi olduğunu belirtti.
Erdoğan, Türkiye'nin BM'nin barışı koruma operasyonlarına iştirak ettiğini, barış için Arabuluculuk ve Medeniyetler İttifakı gibi girişimlerin liderliğini yürüttüğünü, Gebze'de bulunan BM Teknoloji Bankası ve diğer çalışmalarla BM'nin Sürdürülebilir Kalkınma gündeminin hayata geçirilmesine destek olduğunu anımsattı.
BM genel bütçesine en fazla katkı sağlayan ilk 20 ülkeden biri olmanın yanı sıra İstanbul’un bir BM merkezi haline getirilmesine yönelik çalışmalar çerçevesinde muhtelif BM kuruluş ve ajanslarının bölgesel merkezlerine de İstanbul'da ev sahipliği yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dış politikamızın temel önceliklerinden biri olan insani diplomasi, ülkemizin BM çatısı altında da etkin rol oynadığı alanlar arasında bulunuyor. Milli gelire oranla dünyada en fazla insani yardım yapan ülke olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Uluslararası toplumun sorumlu bir mensubu olarak bölgemizde ve ötesinde istikrarın korunmasına ve çatışmaların önüne geçilmesine yönelik çabalara öncülük ediyoruz. BM Genel Sekreteri Sayın Antonio Guterres ile iş birliği içinde yürüttüğümüz yoğun gayretler neticesinde Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden dünyaya ulaşmasına liderlik ettik. İstanbul Anlaşması kapsamında bugüne kadar 8 milyon tonu aşkın tahıl ve benzeri ürünün sevk edilmesini sağladık. Sevkiyatın kesintiye uğramadan sürdürülmesine yönelik diplomatik temaslarımıza yoğun bir şekilde devam ediyoruz."
Erdoğan, küresel barış ve huzuru tehdit eden İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılıkla mücadelede farkındalık oluşturmanın çabasında olduklarını vurguladı.
15 Mart’ın BM Genel Kurulu tarafından Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü ilan edilmesine de önderlik ederek bu yönde önemli bir adım attıklarına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Nefret ikliminin toplumsal barışı zehirlememesi için hem BM zemininde hem de ikili planda gayretlerimizi sürdüreceğiz. Her gün binlerce masumun canına mal olan krizlerin çözümünde ve sürdürebilir kalkınmanın sağlanmasında BM'nin daha etkin rol alması gerektiği açıktır. Bunun yolu da BM Güvenlik Konseyi’nin temsilde adalet ilkesine göre reforme edilmesinden geçmektedir. Daha demokratik, şeffaf, etkin ve hesap verebilir bir Güvenlik Konseyi uluslararası toplumun ortak beklentisidir. Üye devletlerin tamamının eşit şekilde temsil edildiği ve uluslararası toplumun ortak iradesini yansıtan BM Genel Kurulu da muhakkak güçlendirilmelidir. Türkiye, BM'nin, BM'nin temsil ettiği değerlerin ve BM faaliyetlerinin güçlü bir destekçisi ve savunucusu olmaya devam edecektir. Bu düşüncelerle ülkemizin de kurucu üyeleri arasında yer aldığı Birleşmiş Milletler'in 77'inci kuruluş yıldönümünü kutluyor, BM'nin çalışmalarının küresel barış, istikrar ve esenliğe katkı sağlamasını temenni ediyorum."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.