"İnsanlık olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Salgınla beraber ırkçılık virüsünün de giderek yaygınlaştığını görüyoruz. Cami, sinagog ve kilise gibi ibadethanelere yönelik şiddet eylemlerinde çok ciddi artış yaşanıyor. Etnik kimliği, dini, dili, dış görünüşü farklı olan toplum kesimlerine yönelik nefret suçları günden güne tırmanmaktadır. Irkçı terör bugün toplumsal barışı ve insanların bir arada yaşama iradesini dinamitleyen bir güvenlik tehdidine dönüşmüştür. Oysa geride bıraktığımız asırda meydana gelen elim hadiseler ırkçı ideolojilerin ne tür acılara yol açabileceğini göstermiştir.
Milyonlarca insanın hayatını kaybettiği Holokost, Bosna, Ruanda ve Kamboçya soykırımlarının işaretleri bu katliamlardan çok önce sistematik ayrımcılık, ötekileştirme ve artan nefret söylemleriyle kendini belli etmiştir. Bu soykırımlardan her biri uluslararası topluma sorumluluğunu hatırlatan canlı birer örnektir. Nefret söylemleriyle mücadele sadece mağdurların değil, insanlık olaak hepimizin ortak vazifesidir.
Holokost, Bosna, Ruanda, Kamboçya gibi trajedilerin tekerrür etmemesi için uluslararası toplum harekete geçmelidir. Bilhassa dijital platformlar ve basın-yayın organlarının etkisiyle artan İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığına artık 'dur' denilmelidir."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.