İSTANBUL (AA) - "Cumartesi Anneleri"nin 700. hafta etkinliği için 25 Mayıs 2018'de İstiklal Caddesi üzerindeki izinsiz gösterisine ilişkin haklarında “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçundan 6'şar aydan 3'er yıla kadar hapis istemiyle dava açılan 46 sanığın yargılanmasına başlandı.
İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, çok sayıda tutuksuz sanık ve avukatları katıldı.
Yoklama ve kimlik tespitinin yapılmasının ardından duruşmada, sanık savunmalarına geçildi.
Sanıklardan Maside Ocak Kışlakçı, ağabeyi Hasan Ocak'ın ölümüne dair adalet arayışını yıllardır sürdürdüklerini belirterek, "Sadece bir mezar istemek nasıl suç olarak görülebilir? Aklım, mantığım almıyor. Bu adalet mülkün temeli de Cumartesi Anneleri'ne niye gelmiyor bu adalet? O gün eylemde annemle birlikte oradaydım. Bize eylemin yasaklandığına dair bir bildirim ulaşmadı." diye konuştu.
Kışlakçı'nın ardından savunma yapan sanık Ali Ocak, 26 yıldır her hafta, kayıp yakınlarıyla birlikte Galatasaray Meydanı'nda buluştuklarını ifade ederek, "Adalet bir türlü sağlanmadı. Gözaltında kaybettiklerimizin sorumlularının bulunmasını istemek suç mu? Bu hukuksuz ve suçları gizlemeye yönelik iddiaları reddediyorum" dedi.
Sanık Faruk Eren, ağabeyi Hayrettin Eren'in 1980 darbesinden sonra gözaltına alındığını ve daha sonrasında ağabeyinin ölüsünü ya da dirisini göremediklerini anlatarak, "Annem ağabeyimin elbiselerini ölene kadar sanki yarın gelecek gibi sakladı. Benim ağabeyim ölmüş, neden vazgeçeyim sormaktan? Orada başka kimse kaybedilmesin diye oturduk. Hala bunu talep ediyoruz." diye konuştu.
Sanıklardan Adil Can Ocak, eylem için Galatasaray Meydanı'na gittiklerinde olay olmadığını ancak bir anda olay yerinde gözaltına alındıklarını belirtti.
Sanık Cüneyt Yılmaz savunmasında, gözaltına alındıktan sonra eylemin yasaklandığını öğrendiğini belirterek, "Bizim burada olmamızı anlamlı bulmuyorum. Yakınlarının kemiklerini arayan insanların yanında olmak suç değil. Kayıpları aramanın devam edeceğini düşünüyorum."dedi.
Sanık Ali Yiğit Karaca savunmasında, eylemin yasaklandığını duymadığını belirterek, hakkındaki suçlamayı kabul etmeyerek beraatini talep etti.
Savunmaların ardından ara kararı açıklayan mahkeme, ifadesi henüz alınmayan diğer sanıkların savunmalarının alınması amacıyla duruşmayı erteledi.
-İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, "Cumartesi Annelerinin 700. haftasındayız" sloganı ile yapılacak olan eylem için, kanunlara göre kolluk kuvvetlerine herhangi bir bildirimde bulunulmadığı belirtiliyor.
Beyoğlu Kaymakamlığınca ilçe genelinde toplanmaların yasaklandığı bilgisine yer verilen iddianamede, 25 Ağustos 2018'de saat 10.00 sıralarında yaklaşık 50 kişilik bir grubun Galatasaray Meydanı'nda toplanmaya başlaması ve ses düzeneği kurmaya çalışması üzerine, kolluk görevlilerince yasaklama kararının gruba duyurulduğu, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri'ye ise yazılı olarak tebliğ edildiği anlatılıyor.
Grubun, saat 12.00 sıralarında İstiklal Caddesi'nde Toplumsal Olaylara Müdahale Araçlarının(TOMA) önünde toplandığı, aralarında milletvekillerinin olduğu 10-15 kişinin yere oturarak birbirlerine kenetlendiği, gruptan bazı kişilerin slogan atması üzerine dağılmaları için kolluk tarafından defalarca uyarıda bulunulduğu bilgisine yer verilen iddianamede, uyarılara rağmen dağılmayan kişilerin gözaltına alındığı ifade ediliyor.
İddianamede, 46 sanığın tamamının "Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçundan 6'şar aydan 3'er yıla kadar hapisleri isteniyor.
Kaynak:
