ANKARA (AA) - CDP Türkiye Projeler Yöneticisi Mirhan Köroğlu Göğüş, CDP Türkiye İklim Değişikliği Programı'nın 2020 değerlendirmesine 60 şirketin dahil olduğunu belirterek, şirketlerin yüzde 94'ünün iklimle ilgili riskleri tanımladığını bildirdi.
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından Garanti BBVA ana sponsorluğuyla yürütülen Türkiye İklim Değişikliği ve Su Programları'nın 2020 sonuçları CDP Türkiye 11'inci İklim Değişikliği Sanal Konferansı'nda açıklandı.
Göğüş, söz konusu konferansta yaptığı konuşmada, CDP'nin gelecek yıldan itibaren dönüşüme hazırlandığını ve 2025'e yönelik yeni vizyonun yakında açıklanacağını ifade etti.
CDP Türkiye İklim Değişikliği Programı'nın 2020 değerlendirmesinde bir önceki yıla göre yüzde 11 artışla 60 şirketin raporlamaya dahil olduğunu aktaran Göğüş, düşük karbonlu ekonomiye geçişi planlamak için ileriye yönelik mekanizmaları uygulayan şirketlerin sayısının Türkiye'de halen istenilen seviyede olmadığını kaydetti.
Göğüş, şirketlerin yüzde 94'ünün iklimle ilgili riskleri tanımladığını ve iklim kaynaklı fırsatlar belirleyen şirket oranının yüzde 89 olduğunu belirterek, "En az bir emisyon azaltım hedefi belirleyen şirket oranı yüzde 80, yenilenebilir enerji tüketimini artırmayı hedefleyen şirket oranı yüzde 19, yenilenebilir enerji üretimini artırmayı hedefleyen şirket oranı ise yüzde 9. Dahili karbon fiyatlandırması uygulayan şirketlerin oranı ise yüzde 41, düşük karbonlu geçiş planı geliştiren şirket oranı yüzde 46." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de karbon emisyonlarının raporlanmasında ulaşılan noktanın umut verici olduğunu vurgulayan Göğüş, rapora yanıt veren şirketlerin yüzde 65'inde karbon emisyonlarında önceki yıla göre azalma tespit edildiğini söyledi.
- Net sıfır karbon emisyonu hedefine 2050'ye kadar erişilmesi planlanıyor
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu ve CDP Türkiye Direktörü Melsa Ararat da küresel sistemdeki riskleri yönetmenin ancak uluslararası iş birliğiyle, hükümetlerin ve şirketlerin sorumluluklarını bilmesiyle mümkün olduğuna dikkati çekerek, "Bugün sunulan rapor, Türkiye'nin önde gelen halka açık şirketlerinin dünyadaki eğilimleri yakından takip ettiğini, kendilerine küresel ve iş finans sisteminin bir parçası olarak gördüklerini kanıtlıyor. 2009'da 10 şirketle başlattığımız program bugün Borsa İstanbul'un piyasa değerinin yarısından fazlasını oluşturan 60 şirketi kapsıyor." diye konuştu.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı Finans Girişimi Başkanı Erich Usher ise yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından önce küresel karbon emisyonunda gözlemlenen yüzde 10'luk azalmanın, salgın sonrası ekonomilerin toparlanma çalışmalarıyla gerilediğini dile getirdi.
Usher, net sıfır karbon emisyonu hedefine 2050'ye kadar erişilmesi gerektiğine işaret ederek, "Paris Anlaşması ile özel sektörün rolü daha da güçlendi ve yatırım fırsatları doğmaya başladı. Bu dönemde yeşil tahvillerin çıkarılması, yenilenebilir enerji ve temiz altyapı yatırımları giderek arttı. Ancak iklim değişikliğinde gördüğümüz üzere aslında emisyon toplamda azalmıyor. Bu nedenle daha fazlasını yapmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Kamu alanında Çin, Japonya, Kore gibi ülkelerin net sıfır emisyon hedeflerini belirlediklerine dikkati çeken Usher, kamu ve özel sektör arasındaki iş birliğinin yanı sıra sürdürülebilirlik, iklim değişikliği ve dijitalleşmenin de iş dünyasının merkezinde olması gerektiğini söyledi.
Kaynak: