Çat Kapı Tiyatro oyunu ile Çanakkale ruhu Konya'da can buldu

- Hocalarımız, ‘gitmeyin’ dediler. ‘Siz talebesiniz, küçüksünüz dediler. Silah tutmayı, harp etmeyi bilmezsiniz dediler. Ama biz lise son sınıf öğrencileri hep bir ağızdan; Askerliği bilmiyoruz, silah kullanmayı bilmiyoruz ama vatan ne demek, vatanı sevmek ne demek biliyoruz hocam’ dedik. 

- Bizler gençliğimizi, tahsilimizi feda ettik vatan için, bayrağın inmesine, yere düşmesine izin vermedik, sizler de izin vermeyin. 

- İyi bakın bu güzel vatana. İncitmeyin vatanın kalbini. Sayın, sevin, birlik olun, dirlik olun. 

Bu diyaloglar Meram Belediyesinin, Çanakkale Zaferi’nin 109. Yılı etkinlikleri kapsamında gerçekleştirdiği anlamlı ve bir o kadar da duygu dolu tiyatro etkinliğinden. Etkinlik çerçevesinde, Çanakkale Destanı ve Çanakkale Ruhu ilçenin pek çok noktasında iki dakikalık ‘çatkapı tiyatro oyunu’ olarak yeniden canlandırıldı. Kahraman Mehmetçikler İbrahim ile Mustafa’nın kısa hikayesini anlatan tiyatro oyununun sonunda bu iki Çanakkale kahramanı ellerindeki bayrağı izleyenlere emanet ederek oyunu bitirmeleri duygu dolu anların yaşanmasına neden oldu. İki dakikada da olsa Çanakkale Savaşı yıllarını, o dönem çekilen zorlukları ve Mehmetçiğin fedakarlıklarını anlatan tiyatro gösterisi sahneye konduğu Meram sokaklarında, açık alanlarında, okullarında, kamu kurum ve kuruluşlarında izleyenlerinden büyük beğeni topladı. 

 

Özellikle çocukların ve gençlerin büyük ilgisini çeken tiyatro oyununda kahraman mehmetçikler Mustafa ile İbrahim’in bayrakları teslim ettiği an hüznün ve coşkunun zirve yaptığı an oldu. Bu büyük destanı hem duyguyu en güzel şekilde aktarmak hem de akılda kalıcılığını artırmak amacıyla tiyatral olarak anlattıklarını ifade eden Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, oyunun gördüğü ilgiden bir hayli memnun kaldıklarını belirtti. Tarihin en büyük zaferlerinden biri olan Çanakkale Destanı’nı yaşatmanın ve gelecek nesillere aktarmanın önemine vurgu yapan Başkan Kavuş, etkinlik ile ilgili yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi; “Birkaç saniye sonra öleceğini bile bile vatanı ve istiklali için şehadete cesaretle koşmaya bir an olsun tereddüt etmeyen, fedakarlıklarıyla düşmanlarını bile kendine hayran bırakan böyle bir orduya ve böyle bir askere dünya şahit olmamıştır. Onları, onların temsil ettiği büyük bir ruhu yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak bizlerin boynunun borcudur. Bu vesile ile onları ve tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Mekanları cennet, makamları âli olsun.”  (Yunus Köroğlu)