Bazen anne, bazen de abla, kardeş şefkatiyle depremzedelerin yanında olan, onlara yalnız olmadıklarını hissettiren, çeşitli kurumlarda görevli kadınlar, deprem bölgesinde bir aydır iyilik için seferber oluyor.
"Bize halen ihtiyacı olan insanlar var"
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla "birlikte güçlüyüz" mesajı vermek için Hatay'ın Antakya ilçesinde depremde yıkımın en çok olduğu Cebrail Mahallesi'nde bir araya gelen kadınlar, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Hatay İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünde görevli Şube Müdür Vekili Yasemin Bebek, depremzede olarak bölgede çalışmanın tarif edilemeyen bir acı olduğunu söyledi.
Depremlerde çok sayıda arkadaşını, komşusunu kaybettiğini anlatan Bebek, kendisi gibi depremi yaşayan insanların yanında olabilmek için tüm gücüyle çalıştığını belirtti.
Bölgede kendilerine ihtiyaç duyanlar için yaşadıkları acılara rağmen güçlü durduğunu ifade eden Bebek, "Bize halen ihtiyacı olan insanlar var, onların yanında olmak zorundayız." dedi.
"Türk kadınının gücünü tarihin her sayfasında görmekteyiz"
Yaklaşık 10 gündür deprem bölgesinde görev yapan Çanakkale İl Vaizi Müzeyyen Kabukçu da depremzedelerin acılarını yüreğinde hissettiğini söyledi.Daha önce 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde Sakarya'da aynı acıyı yaşadığını anlatan Kabukçu, bölgede ilk etapta defin işlemlerinde görev aldığını, şu anda da lojistik ve manevi destek konusunda görevini sürdürdüğünü dile getirdi.
Depremzedelere destek sağlamaktan mutlu olduğunu belirten Kabukçu, şunları kaydetti: "10 gündür depremzede kadınlarla birlikteyim. Onlarla birlikte olmaktan çok mutluyum. Özellikle çocukların ve kadınların gerçekten çok büyük bir direnci var, çok güçlüler. Türk kadınının gücünü tarihin her sayfasında görmekteyiz. Çanakkale Savaşı'nda İstiklal Harbi'nde cephede yer alan kadın, bu enkazın da altından dipdiri kalkacaktır. Biz onların her zaman yanındayız. Rabb'im devletimize güç kuvvet verdiği müddetçe bu milletin sırtı yere gelmeyecektir. Özellikle kadınımız her zaman evinin, çocuklarının başında hep var olacaktır. Çanakkale'den gelen bir kardeşleri olarak da o mücadele ruhunu buraya taşımak ve onların yanında olmak istiyorum."
Hem ağlıyor hem çalışıyor
Devlet Su İşleri 6. Bölge Müdürlüğünde görevli arazi kontrol teknikeri ve iş makinesi operatörü Perihan Kaya, depremin yaşandığı ilk saatlerden itibaren Hatay'da çalıştığını, görev süresi bittikten sonra da gönüllü olarak burada kaldığını söyledi.
Enkaz kaldırma işlerini yürütürken kendisini en çok etkileyenin ise molozları kaldırdığında altından çıkan çocuk oyuncakları olduğunu gözyaşlarıyla anlatan Kaya, "Oyuncakları gördüğünüz zaman çok kötü oluyorsunuz ama bir şeyler yapmak zorundasınız. Kendinizden bir şeyler vermek zorundasınız. Hem ağlıyorsunuz hem çalışıyorsunuz." dedi.
Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla duygularını da paylaşan Kaya, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Anneler ve çocuklar artık ağlamasın. İnşallah böyle bir şey bir daha asla gerçekleşmez. Hepimiz yaralarımızı birlikte saracağız. Bakanlığımız ve kurumumuz olarak tek yürek milletimizin emrine amadeyiz. Bu şekilde de son dakikaya kadar çalışacağız."
"Çok daha güzel 8 Mart'lar ümit ediyorum"
Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki Polis Arama Kurtarma ekibinde yer alan İstanbul Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğünden polis memuru Seda Memiş, arama kurtarma çalışmaları için ilk andan itibaren görevlerini aralıksız sürdürdüklerini belirtti.Vatandaşların yaralarını bir nebze de olsa sarabilmenin mutluluğunu yaşadığını anlatan Memiş, "Bir kadın olarak onlarla beraber olmak, onların ihtiyaçlarına yardımcı olabilmek çok güzel bir his. Dünya Kadınlar Günü gibi anlamlı günde böyle bir acıyı yaşamak çok kötü. Dünyadaki tüm kadınlar için çok daha güzel 8 Mart'lar ümit ediyorum." ifadesini kullandı.
Mersin İl Jandarma Komutanlığında görevli Astsubay Sena Özkan da depremin ilk saatinden itibaren insanların yaralarını sarmak için çadır kurulumundan erzak dağıtımına kadar birçok faaliyette yer aldığını söyledi.
Özkan, bölgedeki kadınların ve çocukların kadın askerleri gördüklerinde yüzlerinde oluşan tebessümün adeta umudun simgesi haline geldiğini dile getirdi.
112 Acil Servis ekibinden paramedik Hatica Kübra Çetinkaya ise enkazdan çıkan depremzedeleri bir an önce hastaneye yetiştirmek için canla başla çalıştıklarını belirterek, "Türkiye ve vatanımız için çocuklarımızın geleceği için tekrardan ayağa kalkacağımıza, yıkılan kentlerimizi yeniden kuracağımıza inanıyorum." dedi.
Depremzede öğrencilerinin yaralarına merhem oluyor
Depremde bazı öğrencilerini kaybeden ve kendisi de enkazdan çıkarılan İngilizce öğretmeni Gamze Toktay da gönüllü olarak çocukların yaralarını sarıyor.Bir yandan acılarını yaşamaya diğer yandan ise iyileşmeye çalıştıklarını ifade eden Toktay, "Hayat devam ediyor sonuçta. Bizler de elimizden geleni yapmak zorundayız." dedi.
Toktay, Kırıkhan ilçesinde bir kütüphanede gönüllü olarak sınıf oluşturduğunu, burada öğrencilerin eğitimine katkı sağladığını söyledi.Hatay Büyükşehir Belediyesinde görevli zabıta Hülya Kılıç da depremin ilk anından itibaren vatandaşların yanında olmaya çalıştıklarını belirtti.
"Hep birlikte iyileşeceğiz"
Düzce'de 12 Kasım 1999'daki depremde enkazdan çıkan Genç Kızılay Düzce Şube Başkan Yardımcısı Tuba Keser ise depremzedelerin yaşadıkları acıya yabancı olmadığını dile getirdi.
Burada gördüğü durumun kendisini 24 yıl öncesine götürdüğünü anlatan Keser, "Çok zor şartlarda insanlarımızın yüzünü bir nebze de olsun güldürmek ve yaralarını sarmak için sahadayız. Buruk olacak ama 8 Mart Dünya Kadınlar Günümüzü kutluyorum. Hep birlikte iyileşeceğiz." dedi.
Hatay Yayladağ Kışlak Orman İşletme Şefi Aysel Belice ise depremde can kayıplarının yaşanmasının çok acı olduğunu belirterek, bu süreçte yardımlaşmanın, dayanışmanın çok önemli olduğunu kaydetti.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.