TBMM (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Tehdit, Türkiye'nin Suriye'deki varlığı değil, ABD'nin cinayet planları, ihanet senaryoları, terör örgütüyle eylem ve emel birlikteliği içine girmesidir. Buna dostluk diyen varsa beri gelsin, böyle dostluk düşman başınadır." dedi.
Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Fırat Kalkanı Harekat Bölgesi'nde şehit olan Fatih Doğan, Cihat Şahin ve Tayfun Özköse'ye Allah'tan rahmet, yaralılara şifalar diledi.
Kılıçdaroğlu'nun yayımladığı taziye mesajında, saldırıyı kimin yaptığına dair en ufak bir ibare olmadığını belirten Bahçeli, "Sayın Kılıçdaroğlu, 'onlar bize mi saldıracaklar' dediğin PKK/YPG'li şerefsizler vatan evlatlarının kanına girmişlerdir. Korkma itiraf et, PKK'ya tek bir laf et, kaygılanma, bu seni sadece ve sadece insan yapar, milletimizin derdiyle dertlenen bir siyasetçi yapar." diye konuştu.
Bahçeli, "Kitabın ortasından konuşuyorum, HDP'yle ortaklık, şehitlerimizin kanının, analarımızın gözyaşlarının dökülmesine alçakça hizmettir. HDP'yle gelecek planlamak, siyaset denkleminde buluşmak Türk milletini kundaklamak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü kurcalamaktır. CHP ile İP işte böylesi bir tezgahın gönüllü müdavimleridir. Bunlar yüz karasıdır, yürek sızısıdır, demokrasi infazcısıdır." ifadesini kullandı.
Pazar günü gerçekleştirdikleri Analar-Bacılar Kurultay'ında, HDP'nin kapatılmasına yönelik ifadelerinin, emperyalizmin ve terörizmin maşalarını epey rahatsız ettiğini dile getiren Bahçeli, "Bana cevap vermişler ve demişler ki 'Açılmamak üzere kapatman gereken senin kin ve nefret kusan ağzındır'. Siz bunu gidin de HDP'nin Diyarbakır İl Başkanlığının önünde evlat nöbetine giren cesur analara söyleyin de görelim. Bu bölücü ahmaklar nerede yaşıyorlar, hadiselere nereden bakıyorlar bilemiyorum ama benim ağzımı kapatacak bir babayiğit henüz anasının karnından doğmadı. Kapanması ve kapatılması gereken terörün siyaset uzantısıdır." değerlendirmesinde bulundu.
- "Müttefik olduğumuz ülkenin PKK kamplarında aradığı nedir?"
"PKK/YPG tanksavar kullanıyor, güdümlü füze kullanıyor, envaiçeşit ve teknolojik düzeyi yüksek silahlara sahip bulunuyor. Bu silahları hangi odaklar veriyor?" diye soran Bahçeli, "Teröristleri kimler eğitiyor, kimler donatıyor, hangi dost ve müttefik görünümlü ülkeler silahlandırıp üzerimize kışkırtıyor? ABD yönetimi, Türkiye'nin Suriye'deki varlığını ulusal çıkarı için olağanüstü tehdit olarak değerlendiriyormuş. Biliniz ki karşımızdaki terazi milli sıkleti çekemez, artık böyle gelse de bu şekilde gidemez." değerlendirmesinde bulundu.
"Müttefik olduğumuz bir ülkenin PKK kamplarında aradığı nedir?" sorusunu yönelten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Suriye'nin kuzeydoğusunda yaptıkları nasıl izah edilmelidir? Tehdidin adını doğru koymak geldiğimiz bu aşamada zorunluluktur. Tehdit Türkiye'nin Suriye'deki varlığı değil, ABD'nin cinayet planları, ihanet senaryoları, terör örgütüyle eylem ve emel birlikteliği içine girmesidir. Buna dostluk diyen varsa beri gelsin, böyle dostluk düşman başınadır.
ABD'nin besili canavarı DEAŞ, 8 Ekim Cuma günü, Afganistan'ın Kunduz vilayetindeki bir camiye dehşet veren bombalı saldırıda bulunmuş, çok sayıda din kardeşimizi katletmiş ve yaralamıştır. Camiye bomba atmak inanılması mümkün olmayan ve ifadesi bulunamayacak bir vandallık, bir şeytanlıktır.
ABD yönetimi, Türkiye'nin DEAŞ'la mücadeleye zarar verdiğini ileri sürüyor. Bu haksız ve hasmane iddianın ne denli asılsız, ne kadar temelsiz olduğunu en iyi onlar biliyor. Biliyorlar ama itiraf edemiyorlar, çünkü işlerine öyle gelmiyor. NATO üyesi olup DEAŞ'a karşı en çok mücadele veren, en çok bedel ödeyen ülke Türkiye'dir. PKK'ya silah veren bellidir, Mehmetlerimizin, polislerimizin şehadetine çanak tutanlar bellidir. DEAŞ'ı, YPG'yi, PKK'yı kiralık tetikçi olarak kullananlar gün gibi karşımızdadır. Ve bunların dost olması, müttefiklik söylemleri eşyanın tabiatına aykırıdır. Dost dediklerimiz, adam olacak, mert olacak, hesapsız olacak, saygılı olacak, onurlu olacak, dürüst olacak, kendi çıkarlarını kolladıkları kadar bizim de çıkarlarımızı kollayacaklar.
Terörle mücadelemizin önüne kim bariyer dikiyorsa, yolumuza kimler hendek kazıyorsa, egemenlik haklarımıza kim diş biliyor ve hançer sallıyorsa, işte onlar Türklüğün varlığına, Türkiye'nin bin yıllık kardeşlik müktesebatına kuyu kazan, Anadolu'dan çıkarılmamızın düşünü kuran ehli saliptir, öyle ki şehadet pahasına da olsa alayına birden direnmek farzı kifayedir, boynumuzun yegane borcudur."
- "Zillet ittifakının hesaplarını tarumar edeceğiz"
Gelişmeler, geçmişte yaşanmış olan kısır ve gergin tartışmaların önümüzdeki dönemde yoğunlaşacağının işaretlerini verdiğini dile getiren Bahçeli, bu tartışmalara Cumhur İttifakı olarak karşı koyacaklarını, Türkiye'de, etnik bölücülüğe statü ve kimlik kazandırmak maksadıyla devreye giren zillet ittifakının hesaplarını elbette tarumar edeceklerini kaydetti.
Bahçeli, "Anadilde eğitim; devlet yapısının yeni esaslara bağlanması; anayasal teminat altında yeni bir ortaklık devleti kurulması; Türkiye'nin idari yapısının yeniden düzenlenmesi; genel siyasi af ve İmralı canisine özgürlük talepleri; etnik kimliklerle bölücü siyasetin kızışması ve yoğunlaşması karşısında Cumhur İttifakı olarak tek nefes, tek bilek, tek yürek olacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın sağlığı üzerinden polemik yaparak, yalan ve tezviratları yayarak aşağıların da aşağısına düşenlere ant olsun itibar etmeyeceğiz." sözlerini sarf etti.
Yapılmak istenenin, etnik bölücülüğün siyasi bir sorun olarak siyasi süreçlerle çözümü için uygun bir ortam yaratılması, bunun siyasi ve toplumsal altyapısının hazırlanması olduğunu belirten Bahçeli, "Bu siyasi senaryonun sahneye konulması mümkün olabilirse, PKK'nın siyasi talepleri ve eylem planı, bu süreçte demokratik ittifak platformu haline getirilecektir. CHP'nin hedefi budur, İP'in hedefi budur, HDP'nin hedefi budur, siyasi hayatı döneklikle geçenlerin gayeleri budur." görüşünü paylaştı.
(Bitti)
Kaynak: