Konya’daki bir caddeye 1982 yılında adı verilen Ahmet Hamdi Martonaltı ya da bilinen adıyla Telgrafçı Manastırlı Hamdi Bey, İstanbul'un İngilizler tarafından işgal edildiği 16 Mart 1920 günü işgal haberini ve gelişmeleri Milli Mücadele'nin lideri Mustafa Kemal Atatürk’e ileterek tarih sahnesine çıkmış telgraf memuru.
Milli mücadeleye destek oldu
Hamdi Bey, 1919 yılı Temmuz ayından itibaren İstanbul'da olan biteni gizlice Mustafa Kemal Atatürk’e aktarma işini üstlenerek Anadolu'daki Milli Mücadele'ye destek oldu.
Mezarı Musalla Mezarlığı’nda bulunuyor
Savaştan sonra İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen Hamdi Bey, Cumhuriyetin ilanından sonra Konya’nın Akşehir ilçesine atanarak burada iki yıl telgraf memuru olarak görev yaptı. Akşehir'deki görevinin ardından Ankara Yenişehir Postanesi Müdürü olarak atanan Telgrafçı Manastırlı Hamdi Bey, sağlık sorunları nedeniyle bir süre tedavi gördü ve kendi isteğiyle Konya İstasyonu'na memur olarak atandı. Bu görevdeyken de emekli olan Hamdi Bey, Konya’da yaşamaya devam etti. 9 Aralık 1945’de hayatını kaybeden Hamdi Bey’in mezarı ise Musalla Mezarlığı’nda bulunuyor.
Konya’daki caddeye adı verildi
7 Temmuz 1982’de Konya’da PTT Bölge Müdürlüğü ile Emniyet Müdürlüğü binalarının olduğu caddeye törenle ‘Telgrafçı Hamdi Bey Caddesi’ adı verildi.
Telgrafçı Hamdi Bey kimdir?
Ahmet Hamdi Efendi, 1891 yılında Manastır vilayet ve sancağına bağlı Florina’da dünyada geldi. Balkan Savaşları sırasında Manastır’ın Sırpların eline geçmesi üzerine, ailesiyle birlikte İstanbul’a yerleşti. 13 Nisan 1913’te önce Kavadar daha sonra da Konya merkezi memurluğuna atandı. 18 Nisan 1917’de istifa etmesine karşın, 31 Ekim 1917’de Pozantı merkezi geçici memurluğuna tayin edildi. Akciğer rahatsızlığı nedeniyle, 18 Ekim 1918’de bu görevinden de istifa etmek zorunda kalan Ahmet Hamdi Efendi, sağlığına kavuştuktan sonra 26 Haziran 1919’da Sirkeci’de bulunan Büyük Postahane’deki telgraf merkezinde memur olarak göreve başladı.
Ahmet Hamdi Bey’in İstanbul’da göreve başladığı dönem, Mondros Mütarekesi’yle beraber tüm ülkede işgallerin gerçekleştiği ve bu işgallere karşı Millî Mücadele’nin başladığı en çetin günlerdi. Mustafa Kemal Atatürk ile bağlantı kuran Hamdi Bey, İstanbul’da yaşanan gelişmelerden kendisini haberdar etmiştir.
Hamdi Bey, İstanbul’daki işinden ayrıldıktan sonra Millî Mücadele’ye katılmak üzere Ankara’ya geçmeye karar verdi. Ankara’ya gitmek üzere yola çıkan Hamdi Bey, Bursa’da Hürriyet ve İtilafçılar tarafından casus olduğu ileri sürülerek burada tutuklanmış ve İstanbul’a geri gönderildi.
Zorlu şartlarda Ankara’ya giden Ahmet Hamdi Bey, burada önce Mustafa Kemal Atatürk’ün özel telgrafçılığı görevini üstlenmiş, daha sonra Batı Cephesi Komutanlığı sırasında İsmet Paşa’nın cephe telgrafçılığında bulunmuştur. İsmet Paşa’nın II. İnönü Zaferi’ni müjdeleyen telgrafı da buna karşılık Mustafa Kemal Atatürk’ün “Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz” diyen tebrik telgrafı da Ahmet Hamdi Bey’in makinasından geçmiştir.
Hizmetlerinden dolayı 3731 numaralı “Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası” verilen Hamdi Bey, Millî Mücadele’nin ardından Kartal, Konya ve Akşehir muharebe memurluklarında bulunmuştur. 1926 yılında Konya’da ilkokul öğretmeni Nesibe Hanım’la evlenmiş ve üç çocuğu olmuştur. 28 Aralık 1927’de Ankara Yenişehir Postanesi Müdürü olarak atanmış, daha sonra bu görevden alınarak İstanbul’da muhabere memurluğuna getirilmiştir. Geçim sıkıntısı nedeniyle 7 Ağustos 1929’da istifa eden Ahmet Hamdi Bey, 11 Kasım 1929’da Devlet Demiryolları Konya İstasyon Teşkilatı’na birinci sınıf memur olarak atanmış, Mart 1938’de buradan emekliye ayrılmıştır.
Soyadı Kanunu’nun kabulünden sonra Atatürk; İstanbul’un işgal haberini telgrafla ileterek Millî Mücadele için kıymetli bir hizmette bulunan Ahmet Hamdi Bey’e o güne atfen “Martonaltı” soyadını vermiştir.
Emekli olduktan sonra Konya’da yaşamaya devam eden Ahmet Hamdi Bey, maddi güçlükler ve sağlık problemleri nedeniyle zor günler geçirmiş ve 9 Aralık 1945’de hayatını kaybetmiştir. Konya’da Musalla Mezarlığı’na defnedilmiştir. Mezarının ayak ucuna Millî Mücadele sırasındaki kahramanlığının anısını yaşatmak üzere bir telgraf makinesi resmedilmiştir. (Yunus Köroğlu)