Son Dakika Haberler

Bu haberi daha sonra okumak için kaydedebilir ve sağ üst köşedeki butona basarak haberi okuyabilirsiniz!

9 saat arayla Erzincan ve Gölcük depremi yaşandı

Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü'nde deprem araştırma ekibinde görevli Dr. Akın Kürçer, "Türkiye 9 saat arayla 1939 yılındaki Erzincan ve 17 Ağustos Gölcük depremini üst üste yaşadı. Üstelik etki alanı onlardan çok daha geniş bir alana sirayet etti" dedi.

9 saat arayla Erzincan ve Gölcük depremi yaşandı
Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü Jeoloji Etütleri Dairesine bağlı deprem araştırma ekibi, "asrın felaketi"nden etkilenen illerden Gaziantep ve Hatay'daki deprem bölgelerinde, havadan ve karadan deprem yüzey kırığı haritama ve inceleme faaliyeti gerçekleştirdi.
Ekipte görevli Dr. Akın Kürçer, incelemenin ardından, 6 Şubat'ta merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi olan 7,7 büyüklüğündeki depremin ardından hızlı bir şekilde çalışmalara başladıklarını söyledi.

Elbistan merkezli 7,6'lık sarsıntı sonrası çalışmalara güneyden başlamaya karar verdiklerini aktaran Kürçer, "Bir deprem olduğu zaman öncelikle sismoloji merkezlerinin fay tipini gösteren mekanizma çözümlerine bakarız. Ardından da ilk birkaç saat içinde meydana gelen artçı şokların dağılımından nerelerin kırılmış olabileceğiyle ilgili bir değerlendirme yaparız. Buna göre, birinci depremde yaklaşık 315 kilometre uzunluğunda, ikinci depremde ise yaklaşık 177 kilometre uzunluğunda yüzey yırtılması meydana gelmiş olabileceğini değerlendirdik." ifadesini kullandı.
"İkinci deprem, 17 Ağustos'tan daha büyük bir depremdir"
Kürçer, Pazarcık merkezli depremin, 1939 yılında 330 kilometre yüzey kırığı oluşan 7,9 büyüklüğündeki Erzincan depremine yakın bir afet olduğunu vurguladı. Güneyden itibaren 250 kilometrelik bölümü adım adım gezdiklerini, hem havadan hem yerden haritaladıklarını bildiren Kürçer, ilk deprem için yaptıkları 315 kilometrelik yüzey yırtılması tespitinden emin olduklarını dile getirdi.
Yukarı kesimde yer alan 90 kilometreyi de bir hafta içinde tamamlamayı planladıklarını kaydeden Kürçer, şunları söyledi: "İkinci deprem ise 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminden daha büyük bir depremdir. 17 Ağustos depreminin büyüklüğü 7,4'tür ve oluşturduğu yüzey kırığı uzunluğu 142,5 kilometredir. Elbistan depreminin büyüklüğü 7,6'dır ve oluşturduğu yüzey kırığı 170 kilometrenin üzerindedir. Türkiye 9 saat arayla 1939 yılındaki Erzincan ve 17 Ağustos Gölcük depremini üst üste yaşadı. Üstelik etki alanı onlardan çok daha geniş bir alana sirayet etti." diye konuştu.
"Şu ana kadar Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili 150'ye yakın lokasyonda gözlemimiz oldu. Gözlemlerimizde, deprem sırasında maksimum 7 metre ortalama 3,5-4 metre Anadolu bloğunun güneydoğudaki Arap levhasına göre yer değiştirdiğini gördük" diyen Kürçer, bunun sadece 80 saniyede gerçekleştiğine dikkati çekti.

Bunun müthiş bir enerji olduğunu vurgulayan Kürçer, "Böyle bir enerjinin üzerine herhangi bir yapılaşma yaptığınız zaman, 7 kilometre yer kabuğunu kesip yüzeye gelen bir fayın üzerinde herhangi bir yapılaşmanın, mühendislik yapısının durması mümkün değildir." değerlendirmesinde bulundu.
Defne merkezli deprem sonrası yüzey deformasyonu gözlenmedi
Antakya fay zonu üzerinde baştan sona kadar 45 kilometre uzunluğunda faya yakın alanlarda uçtuklarını aktaran Kürçer, daha sonra karadan fayı dik kesen yollar ya da çizgisel yapılar üzerinde yer değiştirme ölçümleri yapabilecekleri lokasyonları belirlediklerini bildirdi. Dr. Akın Kürçer, 26 lokasyonda Antakya fay zonunun tamamı boyunca çalışma yürüttüklerini belirtti.
Defne merkezli 20 Şubat'ta 16 kilometre derinlikte yaşanan 6,4 depremin tipinin verev atımlı normal bir faylanma olduğuna işaret eden Kürçer, şöyle devam etti: "Türkiye'de meydana gelen yüzey kırığı oluşturmuş depremlere baktığınız zaman, faylanma tipi ile yüzey kırığı oluşturup oluşturmadığı noktasında yaklaşık bir ilişki var. Eğitim atımlı normal faylar için bu değer yaklaşık 6'dır. Yani 6'dan daha küçük depremler yüzey yırtılması meydana getirmez. Doğrultu atımlı faylar için de yaklaşık 7 ve üzerinde depremler yüzey kırığı meydana getirebilir. Normal faylar için 1995 Dinar, 2003 Afyonkarahisar'ın Çay ilçesindeki depremleri örnek verebilirim. Doğrultu atımlı faylar için ise 7'nin üzerinde olan Türkiye'deki bütün depremleri örnek verebilirim."

Kürçer, Defne depreminin ardından arazide yaptıkları çalışmada, belirlenen 26 gözlem bölgesinin hiçbirinde yüzey deformasyonu gözlemlemedikleri bilgisini paylaştı.
Pazarcık ve Elbistan depremlerinden sonra bölgede diğer faylar üzerinde stres birikmiş olabileceğine dikkati çeken Kürçer, şunları kaydetti: "Antakya fay zonu da bunlardan biriydi. Antakya fay zonunun tamamı yaklaşık 45 kilometre uzunluğunda. Eğer bir fayın uzunluğunu veya faylanma tipini biliyorsanız yaklaşık kaç büyüklüğünde deprem potansiyeli olduğunu hesaplayabilirsiniz. Antakya fay zonunun son depremde tamamı kırılmış olsaydı 6,7 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeli vardı. Bu yüzeyde yeni bir yüzey faylanması meydana getirecekti. Allah'tan sadece kuzey parçası 6,4 büyüklüğünde bir depremle kırıldı. Herhangi bir yüzey faylanması getirmedi. Bölge deprem açısından son derece duyarlı zamanlar yaşıyor. Bu zamanlarda halkımızın özellikle ilgili bakanlıklarımızın tavsiyelerine mutlaka dikkat etmeleri gerekiyor. Bu kapsamda mutlaka uyarıları dikkat almalılar." 

Kaynak:

Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te KONHABER'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yasal Uyarı:

Yayınlanan haberler, köşe yazıları, fotoğraflar, yazı dizileri ve her türlü eserin tüm hakları Mirajans Medya İletişim Reklam Haber ve Prodüksiyon A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilerek bile olsa eserin bütünü veya bir kısmı özel izin alınmadan kullanılamaz.

Bu İçeriğe Emoji İle Tepki Ver!

  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 3
  • Begendim
  • Kalp
  • Begenmedim
  • Gülen Surat
  • Kalpli Göz
  • Kızgın
  • Şokta
  • Üzgün

Yorumlar (0)

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Türkçe العربية English